bikkiniko

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 1 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
bikkiniko kütüphanesine ekledi.
Cüce

[K]arıncalar mutfağında, yerde, şekerliğinde her yerde vardılar gerçekten. Ama ekmek, yemek kırıntılarına gelirdi onlar; temizlik yoktu ki bu evde! Belki de karıncalardan söz ederken başka şeylerdi konu ettiği. Şöyle bir şey söylemişti bir gün: Uyurken üzerimde dolaşmadıklarını nasıl bilebilirim! Bütün bu karmaşaya karşın ev tertemiz kokardı. Azıcık tarçınlı, zencefilli, bergamut karışımlı çok hoş bir rayiha yayılıydı bu evde.Kendiyle öteki, tiksintiyle kibir, soy sop saplantısıyla ‘aitsizlik; aynanın çağrıları, hiçlik ve bulantı üzerine yazılmış en lirik, en şiirsel; en sert, en öfkeli; aynı zamanda en buruk, en kederli yapıtlardan biri Cüce.Nurdan Gürbilek, Kör Ayna, Kayıp Şarkİhtişamlı bir yapıt. Artık ancak başka bir şey yapılabilir.Orhan KoçakAh yasalara karşı gelmeyi öneren devrimci çağrı, geçmişin senin! Zorlu çabalarla kazandığın şu yerden caydıramayacaklar seni. Katharsis niteliğinde hızlı bir kurtuluş özlemi! Ama dünyayı böyle mutsuz da kabul edemiyorsun! Karıncalar, karıncalar! Kim çoğaltıyor ölümü?

[K]arıncalar mutfağında, yerde, şekerliğinde her yerde vardılar gerçekten. Ama ekmek, yemek kırıntılarına gelirdi onlar; temizlik yoktu ki bu evde! Belki de karıncalardan söz ederken başka şeylerdi konu ettiği. Şöyle bir şey söylemişti bir gün: Uyurk... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
bikkiniko şu an okuyor.
Hallaç

Cezaların en kötüsü, en zararlısı bağışlamaktır: yazılıydı, demir ve köpekli kapının tam üstüne konulmuş tabelada. O vakte değin bağışlamanın büyüklüğüne inandırmaya çalışmışlardı insanları oysa ki, kim bilir bu da yeni bir dindi, cezaevlerine özgü bir din. Ayda bir gün tel kafeslerin ardından görüşülebilirdi. Tel kafesler yırtıcı hayvanlar için kullanılanın iki katı kalınlığında, dörtköşe dokunmuş insan kafesleriydiler ve uzun ve çok köpek bi köpeğin beraberliğinde görüşebilirlerdi insanlar içerdekilerle. Hallaç didikleyen, parçalayan, parçaları birleştirerek yeniden kuran öykülerden oluşan bir ilk kitaptır. Erbil varoluşsal bir söylemle dili lime lime etmiş, sorgulamış, birey olmayı engelleyen her türlü toplumsal baskı türüyle kimi zaman öfke, kimi zaman alayla hesaplaşmıştır. Üstelik günümüzden 40 yıl önce. TADIMLIKÇocukların şerefine olsun bu kadeh dedi Hıdır Hüsreve, biraz önce hiç bi tuhaflık olmamışça sakindi. Şerefe dedi öteki de sıkıntıyla, yeniden kurgusu başlamıştı dönmeye; bana ne. Çocuklar yerlerinden doğrulup selâm verdiler başlarıyla gene yontu denli çakıldılar sandalyelerine. Evet, iş bölümü vardır bu evde, yoksa nasıl böyle mutlu olabilirdik. Bunu söylerken karısına baktı belli belirsiz. Kadın gene kimseleri görmeden evet dedi. Kocası bunu duymamışça öyle değil mi? diye sordu. Evet dedi kadın yeniden soluğu dönerek. Saatini çıkardı Hıdır yanakları atmaya başlamıştı: Nasıl da yarım ağızla söyler mutlu olduğumuzu; hoşlanmadın ha... ha? Ah bu kadın, Zilşan birini görünce hemen ve hiç bi nen konuşmadan beni çekiştirmekte, kurtarın beni buradan demeye getirip hem ikide birde göstererek ellerinin güzel olduğunu uzatıp çatalını tabaklara, Hüsreve al beni buradan da öp ellerimi demekle yapıp naz, o mutlu durumunu algılayamadığı için olup ustan, akıldan yoksun, öteki de, hır! hır! Öteki de etmek için yardım açmak radyoyu, bakmak bakmak ellerine, hem iş bölümünü unutur açmak radyoyu hem de...

Cezaların en kötüsü, en zararlısı bağışlamaktır: yazılıydı, demir ve köpekli kapının tam üstüne konulmuş tabelada. O vakte değin bağışlamanın büyüklüğüne inandırmaya çalışmışlardı insanları oysa ki, kim bilir bu da yeni bir dindi, cezaevlerine özgü b... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
bikkiniko kütüphanesine ekledi.
Hallaç

Cezaların en kötüsü, en zararlısı bağışlamaktır: yazılıydı, demir ve köpekli kapının tam üstüne konulmuş tabelada. O vakte değin bağışlamanın büyüklüğüne inandırmaya çalışmışlardı insanları oysa ki, kim bilir bu da yeni bir dindi, cezaevlerine özgü bir din. Ayda bir gün tel kafeslerin ardından görüşülebilirdi. Tel kafesler yırtıcı hayvanlar için kullanılanın iki katı kalınlığında, dörtköşe dokunmuş insan kafesleriydiler ve uzun ve çok köpek bi köpeğin beraberliğinde görüşebilirlerdi insanlar içerdekilerle. Hallaç didikleyen, parçalayan, parçaları birleştirerek yeniden kuran öykülerden oluşan bir ilk kitaptır. Erbil varoluşsal bir söylemle dili lime lime etmiş, sorgulamış, birey olmayı engelleyen her türlü toplumsal baskı türüyle kimi zaman öfke, kimi zaman alayla hesaplaşmıştır. Üstelik günümüzden 40 yıl önce. TADIMLIKÇocukların şerefine olsun bu kadeh dedi Hıdır Hüsreve, biraz önce hiç bi tuhaflık olmamışça sakindi. Şerefe dedi öteki de sıkıntıyla, yeniden kurgusu başlamıştı dönmeye; bana ne. Çocuklar yerlerinden doğrulup selâm verdiler başlarıyla gene yontu denli çakıldılar sandalyelerine. Evet, iş bölümü vardır bu evde, yoksa nasıl böyle mutlu olabilirdik. Bunu söylerken karısına baktı belli belirsiz. Kadın gene kimseleri görmeden evet dedi. Kocası bunu duymamışça öyle değil mi? diye sordu. Evet dedi kadın yeniden soluğu dönerek. Saatini çıkardı Hıdır yanakları atmaya başlamıştı: Nasıl da yarım ağızla söyler mutlu olduğumuzu; hoşlanmadın ha... ha? Ah bu kadın, Zilşan birini görünce hemen ve hiç bi nen konuşmadan beni çekiştirmekte, kurtarın beni buradan demeye getirip hem ikide birde göstererek ellerinin güzel olduğunu uzatıp çatalını tabaklara, Hüsreve al beni buradan da öp ellerimi demekle yapıp naz, o mutlu durumunu algılayamadığı için olup ustan, akıldan yoksun, öteki de, hır! hır! Öteki de etmek için yardım açmak radyoyu, bakmak bakmak ellerine, hem iş bölümünü unutur açmak radyoyu hem de...

Cezaların en kötüsü, en zararlısı bağışlamaktır: yazılıydı, demir ve köpekli kapının tam üstüne konulmuş tabelada. O vakte değin bağışlamanın büyüklüğüne inandırmaya çalışmışlardı insanları oysa ki, kim bilir bu da yeni bir dindi, cezaevlerine özgü b... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
bikkiniko bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
bikkiniko şu an okuyor.
Tezer Özlü'den Leylâ Erbil'e Mektuplar

Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖnsözTezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik.İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü Mektup Aşklarıyla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer, kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti.İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı. Ortak dostumuz Harald Schmidtin de tanık olduğu, daha sonra eşi Hans Petere yinelediği bu isteği ise bu kitapçıkla yerine getirmiş olacağım.Hepimizin hayatında karşılaşmaktan, dostluk etmekten pişmanlık getirdiğimiz insanlar olmuştur. Hayatımızı güzelleştiren karşılıklı olarak yüreklerimizi değiştirdiğimiz insanlar da. Tezer Özlü benim yaşamımda, ne şanslıyım ki sayıları pek de az sayılamayacak derin dostluklar kurabildiğim bir kişi olarak yerini aldı. Tıpkı Sait Faik, Kemal Tahir, Ahmet Arif, Fikret Ürgüp, Edip Cansever, Metin Eloğlu, Nermin Menemencioğlu, Turhan Sonuç, Sevim Burak ya da bugün hayatta olan ünlü ünsüz başka dostlar gibi. Sevim Burakın sonunda beni düşman gibi görmesine aldırmıyorum, zira artık dostunu düşmanından ayırt edemeyecek duruma gelmiş ya da getirilmişti.Özverinin, kardeşlik duygusunun silinip, kullanmanın, çıkar ilişkilerinin egemen olduğu bir dünyada dostlar olmadan ne yapardık bilemiyorum.Mektuplar insanın bir başka yüzünü açığa çıkararak, edebiyat dünyasına daha sıcak bir tat sunar. Tezerin taşkın duyarlılığından kaynaklanan yergi ve övgülerindeki coşkuya da bu mektuplarla yaklaşacaksınız.Gerçi Tezer Özlü, okurlarıyla arasındaki uzaklığı, resmiyeti yok edebilmekte, adetâ yeni bir yazar ahlâkı sergilemekte eşsizdi. Gene de onunla karşılaşma şansına erişememiş okurların, yazarın mektuplarıyla onu daha çok sevip kucaklayacaklarına, dünyalarının zenginleşeceğine, dağarcıklarının ağırlaşacağına inanıyorum.Öyle sanıyorum ki, Tezer de bunun bilincindeydi; ısrarla, Mektuplarımızı bir gün mutlaka yayımlamalıyız Leylâ... derken bence biraz da yakınlaşmakta olan sonu sezmiş ve kendini değil, gene okurlarını, insanları düşünmüştü.En parlak yazın dönemine girdiği anda yitirdiğimiz Tezer Özlüyü sevgili okurlarıyla yeniden buluşturacağıma seviniyorum.Leylâ ErbilTeşvikiye, 2 Kasım 1994

Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖns... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
bikkiniko kütüphanesine ekledi.
Tezer Özlü'den Leylâ Erbil'e Mektuplar

Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖnsözTezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik.İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü Mektup Aşklarıyla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer, kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti.İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı. Ortak dostumuz Harald Schmidtin de tanık olduğu, daha sonra eşi Hans Petere yinelediği bu isteği ise bu kitapçıkla yerine getirmiş olacağım.Hepimizin hayatında karşılaşmaktan, dostluk etmekten pişmanlık getirdiğimiz insanlar olmuştur. Hayatımızı güzelleştiren karşılıklı olarak yüreklerimizi değiştirdiğimiz insanlar da. Tezer Özlü benim yaşamımda, ne şanslıyım ki sayıları pek de az sayılamayacak derin dostluklar kurabildiğim bir kişi olarak yerini aldı. Tıpkı Sait Faik, Kemal Tahir, Ahmet Arif, Fikret Ürgüp, Edip Cansever, Metin Eloğlu, Nermin Menemencioğlu, Turhan Sonuç, Sevim Burak ya da bugün hayatta olan ünlü ünsüz başka dostlar gibi. Sevim Burakın sonunda beni düşman gibi görmesine aldırmıyorum, zira artık dostunu düşmanından ayırt edemeyecek duruma gelmiş ya da getirilmişti.Özverinin, kardeşlik duygusunun silinip, kullanmanın, çıkar ilişkilerinin egemen olduğu bir dünyada dostlar olmadan ne yapardık bilemiyorum.Mektuplar insanın bir başka yüzünü açığa çıkararak, edebiyat dünyasına daha sıcak bir tat sunar. Tezerin taşkın duyarlılığından kaynaklanan yergi ve övgülerindeki coşkuya da bu mektuplarla yaklaşacaksınız.Gerçi Tezer Özlü, okurlarıyla arasındaki uzaklığı, resmiyeti yok edebilmekte, adetâ yeni bir yazar ahlâkı sergilemekte eşsizdi. Gene de onunla karşılaşma şansına erişememiş okurların, yazarın mektuplarıyla onu daha çok sevip kucaklayacaklarına, dünyalarının zenginleşeceğine, dağarcıklarının ağırlaşacağına inanıyorum.Öyle sanıyorum ki, Tezer de bunun bilincindeydi; ısrarla, Mektuplarımızı bir gün mutlaka yayımlamalıyız Leylâ... derken bence biraz da yakınlaşmakta olan sonu sezmiş ve kendini değil, gene okurlarını, insanları düşünmüştü.En parlak yazın dönemine girdiği anda yitirdiğimiz Tezer Özlüyü sevgili okurlarıyla yeniden buluşturacağıma seviniyorum.Leylâ ErbilTeşvikiye, 2 Kasım 1994

Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖns... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Daha Fazla Göster

bikkiniko şu an ne okuyor?

Hallaç

%0

Tezer Özlü'den Leylâ Erbil'e Mektuplar

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.