beyzaturkyilmaz

18 takip ettiği ve 6 takip edeni var. 23 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

beyzaturkyilmaz okumuş.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Yekpare zamanın ardındaki Ahmet Hamdi Tanpınarın yapıtları okuyucusuyla buluşmaya devam ediyor. Huzur, Beş Şehir ve Şiirlerden sonra, kahramanları Hayri İrdal, Halit Ayarcı, Muvakkit Nuri Efendi, Doktor Ramizle Saatleri Ayarlama Enstitüsü de artık kitaplığınızda... Tanpınarın deyişiyle, Müesseselerdeki ve manevî insandaki ikilik izleği üzerine kurulan roman, hiç kuşkusuz Türk edebiyatının en güzel romanları arasında. Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsünde göründüğünden daha ironik ve derin bir bakışla, zamanı romanın odağına oturtuyor. Eski bir zamandan yeni bir zamana ve böylece aynı zamanda, eski hayattan yeni hayata geçişi; ince, mizahi, şaşırtıcı bir üslupla sorgularken, her iki hayatın kurumları arasındaki geçişe dikkat çekiyor. Saatleri Ayarlama Enstitüsü bilenlerin tekrar tekrar okuduğu, bilmeyenlerin okudukça şaşıracakları bir başyapıt. Ahmet Hamdi Tanpınarın ilk baskısı için el yazısıyla hazırladığı özgün maket de Tanpınar okuyucuları için hoş bir sürpriz.

"Ayar istasyonları, saatleri durmuş hanımların ve beylerin saatlerinin ayarlarını düzeltmek için yol üstünde uğrayacakları küçük yerlerdi. Burada genç hanımlar beylerin, genç ve güzel delikanlılar da hanımların saatlerini küçük ve makbuz mukabili bir ücretle kurup ayarlayacaklardı. Şehrin kibar ve zengin semtlerinde kalabalık caddelerinde açılacak ilk istasyonlardan sonra yavaş yavaş daha derine, mahalle içlerine kadar girecektik. Nitekim ilk iki istasyonumuzu Galatasarayla Teşvikiyede açtık.Böyle bir teşebbüs için muayyen şartları haiz, oldukça kalabalık bir personele muhtaç olacağımız tabiîydi. Müşteri, yahut müracaat sahibi ile meşgul olurken Ayarlama Enstitüsünün asıl içtimaî gayelerini ona anlatması icap eden bu genç unsurların zeki, sevimli ve konuşkan olmaları da lâzımdı.Burada da maalesef yine Halit Ayarcıya itiraz ettim:
- Bu kadar basit bir şey için kim ayakkabı boyatır gibi bir dükkâna gider? Kaldı ki modern hayat yavaş yavaş berber ve boyacı gibi, muhallebicilerden sonra memleketimizin en işlek iş ve ticaret sahası olan meslekleri bile söndürüyor. Herkes rastgeldiği dükkânın kapısından başını şöyle bir uzatıp saatini düzeltir.

Halit Ayarcı:
- Hayır, dedi, yanılıyorsun. Bilakis koşacaklar. Bu istasyonlara öyle şekil vereceğiz ki, o kadar güzel elemanlar bulacağız ki en işlek mağazaları geçecek. Siz bana inanın!

Kadromuzun tasdikine dört ay vardı. Bu itibarla fazla üzülmedim. Dört ay daha rahat edecektim. Ondan sonrası için Allah kerimdi. Kendi kendime, Madem ki dört ay sonra burası yoktur, o halde ilerisi için hazırlık yapalım! diye düşünüyordum. Benim elimden gelen bu idi."

Yekpare zamanın ardındaki Ahmet Hamdi Tanpınarın yapıtları okuyucusuyla buluşmaya devam ediyor. Huzur, Beş Şehir ve Şiirlerden sonra, kahramanları Hayri İrdal, Halit Ayarcı, Muvakkit Nuri Efendi, Doktor Ramizle Saatleri Ayarlama Enstitüsü de artık ki... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
beyzaturkyilmaz okumuş.
Otomatik Portakal

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...

Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. Uqueer as as clockwork orange. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya'da canlı anlamına gelen orang sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve hoş bir kokusu olan bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da benim anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm.
Anthony Burgess

Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi?.. Otomatik Portakal bunların hepsidir. Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess anti-kahramanı için yeni bir dil yaratır: Yakın geleceğin argosu nadsatV... ve Stanley Kubrick'in muhteşem film uyarlaması, yirminci yüzyılın kült eserlerinden biri olan bu romanın şöhretini pekiştirmiştir.

Anthony Burgess (1917-1993) İngiliz romancı, besteci, eleştirmen. 1959 yılında Burgess'a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı ve bir yıldan az ömür biçildi. İlk karısı Lynnei'n geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess öfkeyle masaya oturup 12 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Bu arada artık tanınan bir yazar olmuştu. 50'den fazla roman ve kitap yazdı.

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...

Cockney dili... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
beyzaturkyilmaz kütüphanesine ekledi.
Otomatik Portakal

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...

Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. Uqueer as as clockwork orange. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya'da canlı anlamına gelen orang sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve hoş bir kokusu olan bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da benim anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm.
Anthony Burgess

Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi?.. Otomatik Portakal bunların hepsidir. Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess anti-kahramanı için yeni bir dil yaratır: Yakın geleceğin argosu nadsatV... ve Stanley Kubrick'in muhteşem film uyarlaması, yirminci yüzyılın kült eserlerinden biri olan bu romanın şöhretini pekiştirmiştir.

Anthony Burgess (1917-1993) İngiliz romancı, besteci, eleştirmen. 1959 yılında Burgess'a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı ve bir yıldan az ömür biçildi. İlk karısı Lynnei'n geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess öfkeyle masaya oturup 12 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Bu arada artık tanınan bir yazar olmuştu. 50'den fazla roman ve kitap yazdı.

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...

Cockney dili... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
beyzaturkyilmaz okumuş.
Yeni Hayat

'Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.' Kitaplar ve onların hayatımızı değiştiren sihirli etkileriyle ilgili bir roman. Okuduğu kitaptan fışkıran ışığa bütün hayatını veren, kitabın vaadettiği ‘yeni hayat’ın peşinden koşan kahraman bir yandan Hayat’ın, Eşsiz Anlar’ın, Ölüm’ün, Yazı’nın, Kaza’nın sırlarına, bir yandan da çocukluğa, resimli romanlara, bir meleğin görünüp kayboluşuna, Dante’ye, Rilke’ye açılan kapılardan geçip başka bir hayata girer.

'Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.' Kitaplar ve onların hayatımızı değiştiren sihirli etkileriyle ilgili bir roman. Okuduğu kitaptan fışkıran ışığa bütün hayatını veren, kitabın vaadettiği ‘yeni hayat’ın peşinden koşan kahr... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
beyzaturkyilmaz okumuş.
Hasan Sabbah Cennet Fedaileri

Tarihî belgelere dayanarak kurgulanan bu kitabın ilk bölümü, İslam dünyasının mukadderatına hâkim olacak derecede kuvvet ve kudret kazanan gizli ve yıkıcı teşekküllerin fikrî boyutunu tarihçesiyle birlikte ele almaktadır. Haşhaşın gücünü kullanarak ve insanların en kutsal değerlerini sömürerek örgütlenen Haşhaşilerin lideri Hasan Sabbah ve fedaileri, ilk derin devlet, gerçek anlamda ilk terör örgütü olarak nitelendirilir. Hatta, Batı literatüründe assasinate olarak geçen suikast kelimesinin kökeni, Hasan Sabbah'ın örgütü Haşhaşilere dayanmaktadır.

Kitabın ikinci bölümü, Haşhaşiler tarikatını bütün dehşetiyle gözler önünde canlandırmak için, sürükleyici bir roman şeklinde kurgulanmış. Tarihî gerçeklere dayanan kurguda, Şark'ın Şanlı Sultanı Salâhaddin Eyyubi'nin yeğeni Belebek Emiresi Melike'nin, Hasan Sabbah'ın haleflerinden Cebel Şeyhi Sinan ve fedaileri tarafından kaçırılması konu alınıyor. Arka planında Kudüs'ün Müslümanlarca fethinin de yer aldığı bir dekorda, amansız bir mücadele ve zarif bir aşk hikâyesi yer alıyor...

Tarihî belgelere dayanarak kurgulanan bu kitabın ilk bölümü, İslam dünyasının mukadderatına hâkim olacak derecede kuvvet ve kudret kazanan gizli ve yıkıcı teşekküllerin fikrî boyutunu tarihçesiyle birlikte ele almaktadır. Haşhaşın gücünü kullanarak v... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
beyzaturkyilmaz kütüphanesine ekledi.
Hasan Sabbah Cennet Fedaileri

Tarihî belgelere dayanarak kurgulanan bu kitabın ilk bölümü, İslam dünyasının mukadderatına hâkim olacak derecede kuvvet ve kudret kazanan gizli ve yıkıcı teşekküllerin fikrî boyutunu tarihçesiyle birlikte ele almaktadır. Haşhaşın gücünü kullanarak ve insanların en kutsal değerlerini sömürerek örgütlenen Haşhaşilerin lideri Hasan Sabbah ve fedaileri, ilk derin devlet, gerçek anlamda ilk terör örgütü olarak nitelendirilir. Hatta, Batı literatüründe assasinate olarak geçen suikast kelimesinin kökeni, Hasan Sabbah'ın örgütü Haşhaşilere dayanmaktadır.

Kitabın ikinci bölümü, Haşhaşiler tarikatını bütün dehşetiyle gözler önünde canlandırmak için, sürükleyici bir roman şeklinde kurgulanmış. Tarihî gerçeklere dayanan kurguda, Şark'ın Şanlı Sultanı Salâhaddin Eyyubi'nin yeğeni Belebek Emiresi Melike'nin, Hasan Sabbah'ın haleflerinden Cebel Şeyhi Sinan ve fedaileri tarafından kaçırılması konu alınıyor. Arka planında Kudüs'ün Müslümanlarca fethinin de yer aldığı bir dekorda, amansız bir mücadele ve zarif bir aşk hikâyesi yer alıyor...

Tarihî belgelere dayanarak kurgulanan bu kitabın ilk bölümü, İslam dünyasının mukadderatına hâkim olacak derecede kuvvet ve kudret kazanan gizli ve yıkıcı teşekküllerin fikrî boyutunu tarihçesiyle birlikte ele almaktadır. Haşhaşın gücünü kullanarak v... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl
Daha Fazla Göster

beyzaturkyilmaz şu an ne okuyor?

Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz

%0

Sanatın Öyküsü

%0

Dali

%0

Bile / Yazdı

%0

Yaşamak

%0

Bu Ülke

%0

Favori Yazarları (9 yazar)

Favori yazarı yok.