ŞÜKRAN AY

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

ŞÜKRAN AY okumuş.
Aşk Tahtı 1976 - 1982 (Toplu Şiirler 2)

Necatigil'e göre o, "şiirin korkunç çocuğu", "şiirimizin uç beyi".

Toplumcu gerçekçi şiirle başladı, imgeci ve kapalı şiiriyle İkinci Yeni'nin öncüsü oldu. Asla aynı yerde durmadı, duramıyor. Aşktan nesnelere, otlardan böceklere, sokaklara sürekli yatak değiştiriyor...
Kendisine sorarsanız, ''yazmak bir cehennemdir'' diyor. Ve altmış yıldır bu cehennemde sabah akşam,dağ bayır demeden dolaşıyor.
Modern şiirimizin iyileşemez ustası İlhan Berk'in Toplu Şiirlerinin ikinci cildi aşk Tahtı'nda şairin 1976-1982 yılları arasında yayımlanan atlas (1976), Kül (1978) ve Deniz Eskisi/Şiirin Gizli Tarihi (1982) adlı kitapları biraraya geliyor.

Necatigil'e göre o, "şiirin korkunç çocuğu", "şiirimizin uç beyi".

Toplumcu gerçekçi şiirle başladı, imgeci ve kapalı şiiriyle İkinci Yeni'nin öncüsü oldu. Asla aynı yerde durmadı, duramıyor. Aşktan nesnelere, otlarda... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 6 ay
ŞÜKRAN AY okumuş.
Eşik 1947 - 1975 (Toplu Şiirler 1)

Şiirimizin büyük ustalarından İlhan Berkin Toplu Şiirleri (Eşik, Aşk Tahtı, Akşama Doğru) üç cilt halinde Yapı Kredi Yayınları şiir dizisinden çıktı.Yapı Kredi Yayınları İlhan Berkin, 1994ten başlayarak İnferno, Kanatlı At, Logos, Asılı Eros, El Yazılarına Vuruyor Güneş, Uzun Bir Adam, Poetika, Kült Kitap isimli şiir üstüne yazılar, çeviri şiirler, biyografik denemeler, günlük ve defterlerini -kısacası, şiirleri dışında tüm eserlerini- kitaplaştırmıştı. Toplu Şiirlerin de yayımlanmasıyla İlhan Berk Bütün Eserlerine Doğru büyük bir adım daha atılmış oldu.1918 Manisa doğumlu İlhan Berkin 1947de yayımlanan İstanbul kitabı ile başlayan Toplu Şiirler bugüne dek yayımladığı 18 şiir kitabını bir araya getiriyor. Galata ve Pera kitapları ise, şairin isteği doğrultusunda, önümüzdeki aylarda ayrı bir ciltte bir araya gelecek. Toplu Şiirlerin birinci cildi olan Eşik 1947-1975 yılları arasında yayımladığı onbir kitabını kapsıyor. İkinci cilt Aşk Tahtı ise şairin 1976-1982 arasında yayımladığı oldukça hacimli Atlas, Kül ve Deniz Eskisini bir araya getiriyor. (Şimdilik) Son cilt Akşama Doğruda ise şairin 1984-1996 arasında yayımlanan, kısa şiirlerinin ağırlıkta olduğu sondönem kitaplarını kapsıyor: Delta ve Çocuk, Güzel Irmak, Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum ve Avluya Düşen Gölge.Necatigile göre, şairimizin uç beyi, korkunç çocuğu o. Yazamak denen cehennemin gönüllü çalışkanı... Yeni binyıl girerken şiirin bizzat kendisine dönüşmüş İlhan Berkten büyük hediye... Hem şiirseverlere, hem Türk diline... TADIMLIKGECENİN İÇİNDEN BİTKİLERE, HAYVANLARA SESLENİŞBiz yaşayanlar ayrı değiliz birbirimizdenÖnce bunu söylemeliyim sizeSonra bütün güzel şeyleri sevmekteBeraber olmalıyız derimDeğil mi ki bu dünya ailesindenizBize bu düşer bu savaştaKötüye karşı hep bir olmalıyızBütün işlerin iyi gitmesinde birVe şunu bilmeliyiz ki zatenBir başına yaşamak, yaşamak değildirBilsek nehirler bizden habersiz yaşarlarBilsinler ki hiç yaşamamışlardırSebepsiz değil iyinin yaşamasını istediğimizKarşı koymamız ölümeDaha iyi bir hayat içindir şüphesizŞüphesiz bunun manası dünyamızdaBaşka türlü anlaşılmaz elbetBunca çalışma bunca didinmeBen size şunu derim ki kardeşlerBizsiz güzel değil bu dünyaBizsiz mesela gökyüzü genişlemezBiz bugüne bugün dünyadaGüzel diye bildiğimiz ne varsaDört elle sarılmalıyız, o kadar.

Şiirimizin büyük ustalarından İlhan Berkin Toplu Şiirleri (Eşik, Aşk Tahtı, Akşama Doğru) üç cilt halinde Yapı Kredi Yayınları şiir dizisinden çıktı.Yapı Kredi Yayınları İlhan Berkin, 1994ten başlayarak İnferno, Kanatlı At, Logos, Asılı Eros, El Yazı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 6 ay
ŞÜKRAN AY okumuş.
Sonrası Kalır I

Yapi Kredi Yayinlarindan bugüne dek yayimlanmis en kapsamli Edip Cansever külliyati!Basta, Edip Canseverin, gençlik hatasi degerlendirmesiyle reddettigi ilk kitabi Ikindi Üstü olmak üzere, kitaplarinin sonraki basimlarina girmeyen siirleri ve dergilerde kalmis birçok siiri de gnyüzüne çikaran toplu siirlerinin bu yeni basimi, Sairin tüm siirlerini ilk kez bir araya getiriyor. TADIMLIKMENDILIMDE KAN SESLERIHer yere yetisilirHiçbir seye geç kalinmaz amaÇocugum beni bagislaAhmet abi sen de bagisla.Boynu bükük duruyorsam egerIçimden böyle geldigi için degilAma hiç degilAh güzel Ahmet abim benimInsan yasadigi yere benzerO yerin suyuna, o yerin topragina benzerSuyunda yüzen baligaTopragini iten çiçegeDaglarinin, tepelerinin dumanli egimineKonyanin beyazAntepin kirmizi düzlügüne benzerGögüne benzer ki gözyaslari mavidirDenizine benzer ki dalgalidir bakislariEvlerine, sokaklarina, kösebaslarinaÖylesine benzer kiVe avlularina(Bir kuyu halkasiyla sikistirilmistir kalbi)Ve sözlerine(Yani bir cep aynasi alim-satimina belki)Ve bir gün birinin bir adres sormasina benzerSorarken sorarken üzünçlü bir ev görüntüsüneCamcinin cam kesmesine, dülgerin rende tutmasinaÖyle bir cigara yakimina, birinin gazoz açmasinaMinibüslerine, gecekondularinaHasretine, yalanina benzerAnisi issizliktirAcisi bilincidirBiçagi gözyaslaridir kurumakta olanGülemiyorsun ya, gülmekBir halk gülüyorsa gülmektirNe kadar benziyoruz Türkiyeye Ahmet abi.Bir güzel kadeh tutusun vardi eskidenDirsegin iskemleye dayali– Bir vakitler gökyüzüne dayali, derdim ben –Cigara paketinde yazilar resimlerResimler: cezaevleriResimler: özlemResimler: eskidenberiVe bir kasin yukari kalkikSevmen aceleDostlugun çabukBakiyorum da simdiO kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.Ve zaman dedigimiz nedir ki Ahmet abiBiz eskiden seninleIstasyonlari dolasirdik bir birO zamanlar Malatya kokardi istasyonlarNazilli kokardiVe yagmurdan islandikça Edirne postasiKil gibi ince Istanbul yagmurunun altindaEsmer bir kadin sevmis gibi olurdun senKadinin ütülü patiskalardan bir teniUpuzun boynuKirpikleriVe sana Ahmet abiUzaktan uzaktan domates peynir keserdi sankiSofrani kurardiElini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardiCezaevlerine düssen cigarani getirirdiÇocuklar dogururduVe o çocuklarin dünyayi düzeltecek ellerini islerdi bir dantel gibiO çocuklar büyüyecekO çocuklar büyüyecekO çocuklar...Bilmezlikten gelme Ahmet abiUmudu dürtUmutsuzlugu yatistirDiyecegim su kiYok olan bir seylere de benzerdi o zaman trenlerOysa o kadar kullanisli ki simdiHayalsiz yasiyoruz nerdeyseÇocuklar, kadinlar, erkeklerTrenler tiklim tiklimTrenler cepheye giden trenler gibiIsçilerAlmanya yolcusu isçilerKadinlarKimi yolcu, kimi gurbet bekçisiEllerinde bavullar, filelerKolonyalar, su siseleri, paketlerOnlar ki, hepsiBir tutsak agaç gibi yanlis yerlere büyüyenlerAh güzel Ahmet abim benimGördün mü bakDagilmis pazar yerlerine benziyor simdi istasyonlarVe dagilmis pazar yerlerine memleketGelmiyor içimizden hüzünlenmek bileGelse deÖyle sürekli degilBir caz müzigi gibi gelip geçiyor hüzünO kadar çabukO kadar kisaIste o kadar.Ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanarDis degil, tirnak degil, bir mendil niye kanarMendilimde kan sesleri.SONRASI KALIROn kalir benden geriye, dokuzdan önceki onDokuz degil on kalirOn çiçek, on günes, on haziranOn eylül, on haziranOn adam kalir benden, onu daBal gibi parlayan kekik gibi bunalanOn adam kalir.Ne kalir ne kalirTuz gibi susayan, nane gibi yayilanDokuzu unutulmus on yüz mü kalirOnu da unutulmus bir siir belki kalirOn çizik, on çentik, on dudak iziBir çay bardaginda on dudak iziAsklardan sevgilerdenSuya yeni indirilmis bir kayik gibiAkip geçmissem, gidip gelmissemBir de bu kalir.Ne kalir benden geriye, benden sonrasi kalirAsil bu kalir.On yerde adim geçse geçmeseDaglardan tepelerden inen bir düzlüktüm, anlasilir.Aksam olur bir günden dibe çökerimSu içer dibe çökerimIyimser bir duvarciyim her gün bir tugla düsürürüm elimdenBu yüzden gecikirimSize bu sikinti kalir.Ne kalirKahvelerde kalin kalin kayisi vaktiDisleri kesmeyenin en az kayisi vaktiDisleri hiç kesmeyendenGün geçer kendi kalirKahvelerde kayisi.Gezginim, açik denizlerden yanayimBiraz da Akdenizliyim, bu iste böyle kalirAkdenizli herkes konusur duyarliginiBaska ne kalirBiz ki bir konusuruz geriye on sey kalir.Benim gögüm gövdemin böyle yuvarlak vaktiKollari açilmis kalir.Ben buyum, dersin, arkadasSevgilim ben buyumYüregim vurgun, dislerim altinCeketim sol omuzumdaVakit vakit incelen vakit.IÇINDEN DOGRU SEVDIM SENIIçinden dogru sevdim seni Bakislarindan dogru sevdim de Agzindaki islakligin bugusundan Sesini yapan sözcüklerinden sevdim bir de Beni sevdigin gibi sevdim seni Kar birakilmis karanligindan. Yerlestir bu sevdayi her yerine Yüzünde ter olan su damlaciklarinin Kaynagina yerlestir Her zaman saklamadigin, acisizligin son duragina Gül tasiyan çocuguna yerlestir Ve omuzlarina, daracik omuzlarina Üsümüs gibisin de sanki azicik öne tasirdigin Tam oraya iste, uçsuz bucaksiz bir düzlükten Bir papatya tarlasiyla ayrilmis gögüslerine yerlestir Ve esmerligine bir de, eski bir yanginin izlerinin renginde Saçlarinin yana düsüsüne, onlari bölen ikilige Alnindan baslayan ve ayak bileklerinde duran Yani senin olmayan, seni bir bosluk gibi saran hüzne yerlestirYerlestir onu bir kentin parça parça aklinda tuttugun Kar taneleri gibi uçusan Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine Yerlestir bu sevdayi her yerine.Ekledim ben tattigim her seyi denizlere Bildigim ne varsa onlar da hep denizlerdenSen de bir deniz gibi yerlestir onu istersen Sevdayi Ve köpüklendir Ve yaslandir ki iste kederi anlamasin Ama dur, her deniz yaslidir zaten Ögrenmez ama ögretir mutlulugu Bizim sevdamiz da öyledir, iyi siirler gibi Biraz da herkes içindir. Ve gelincigin ikinci tadina benzemeli Var eden kendini birincisinden Yani bir sevdayi sevgiye dönüstüren. Ben simdi bir yabanci gibi gülümseyen Tanimadigin bir ülke gibi Içinde yasamadigin bir zaman gibi Tam kendisi gibi mutlulugun Beni bekliyorsun Ve onu bekliyorsun beni beklerken.ÜÇLÜKLERIGülümse! gör ölümsüz karsiligini bunun Iste Lambalar, bardaklar, çiçekli güz sürahileri. IIGünün ilk saatleri Iyi biliyorum, ilk saatleri günün Peki, nedir öyleyse bu sabah silintisi.IIIHiçbir dilde söylenmemis Hiçbir dilde yazilmamisSözler ve sarkilar içindeyim. IVNeden aklima geliyor istasyon büfesindeki durusun Hava sogudu –kasimin son günleri– Kar yagacak, bembeyaz olacak unutulmuslugun. VBir gemi geçiyor, sessiz bir gemi Oysa yolcularla dolu içi Girince gemiye kimseler yok –dalgalardan baska– VIBütün gün yagmur yagdi Ya da bir gün içinde bir yildan fazla Günü islatti bu yagmur. VIINedir mi yalnizlik –kendine sor önce– Bir sabah, erkenden, bir kir çiçeginin üzerinde Görünce parladigini bir çiy tanesinin. VIIIGölgen yok senin, ayak izlerin yok Neden mi? acilar barinmamis ki sende Mutluluk yok, mutsuzluk yok.

Yapi Kredi Yayinlarindan bugüne dek yayimlanmis en kapsamli Edip Cansever külliyati!Basta, Edip Canseverin, gençlik hatasi degerlendirmesiyle reddettigi ilk kitabi Ikindi Üstü olmak üzere, kitaplarinin sonraki basimlarina girmeyen siirleri ve dergile... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 6 ay
ŞÜKRAN AY okumuş.
Sonrası Kalır II

Yapi Kredi Yayinlarindan bugüne dek yayimlanmis en kapsamli Edip Cansever külliyati!Basta, Edip Canseverin, gençlik hatasi degerlendirmesiyle reddettigi ilk kitabi Ikindi Üstü olmak üzere, kitaplarinin sonraki basimlarina girmeyen siirleri ve dergilerde kalmis birçok siiri de günyüzüne çikaran toplu siirlerinin bu yeni basimi, Sairin tüm siirlerini ilk kez bir araya getiriyor. TADIMLIKMENDILIMDE KAN SESLERIHer yere yetisilirHiçbir seye geç kalinmaz amaÇocugum beni bagislaAhmet abi sen de bagisla.Boynu bükük duruyorsam egerIçimden böyle geldigi için degilAma hiç degilAh güzel Ahmet abim benimInsan yasadigi yere benzerO yerin suyuna, o yerin topragina benzerSuyunda yüzen baligaTopragini iten çiçegeDaglarinin, tepelerinin dumanli egimineKonyanin beyazAntepin kirmizi düzlügüne benzerGögüne benzer ki gözyaslari mavidirDenizine benzer ki dalgalidir bakislariEvlerine, sokaklarina, kösebaslarinaÖylesine benzer kiVe avlularina(Bir kuyu halkasiyla sikistirilmistir kalbi)Ve sözlerine(Yani bir cep aynasi alim-satimina belki)Ve bir gün birinin bir adres sormasina benzerSorarken sorarken üzünçlü bir ev görüntüsüneCamcinin cam kesmesine, dülgerin rende tutmasinaÖyle bir cigara yakimina, birinin gazoz açmasinaMinibüslerine, gecekondularinaHasretine, yalanina benzerAnisi issizliktirAcisi bilincidirBiçagi gözyaslaridir kurumakta olanGülemiyorsun ya, gülmekBir halk gülüyorsa gülmektirNe kadar benziyoruz Türkiyeye Ahmet abi.Bir güzel kadeh tutusun vardi eskidenDirsegin iskemleye dayali– Bir vakitler gökyüzüne dayali, derdim ben –Cigara paketinde yazilar resimlerResimler: cezaevleriResimler: özlemResimler: eskidenberiVe bir kasin yukari kalkikSevmen aceleDostlugun çabukBakiyorum da simdiO kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.Ve zaman dedigimiz nedir ki Ahmet abiBiz eskiden seninleIstasyonlari dolasirdik bir birO zamanlar Malatya kokardi istasyonlarNazilli kokardiVe yagmurdan islandikça Edirne postasiKil gibi ince Istanbul yagmurunun altindaEsmer bir kadin sevmis gibi olurdun senKadinin ütülü patiskalardan bir teniUpuzun boynuKirpikleriVe sana Ahmet abiUzaktan uzaktan domates peynir keserdi sankiSofrani kurardiElini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardiCezaevlerine düssen cigarani getirirdiÇocuklar dogururduVe o çocuklarin dünyayi düzeltecek ellerini islerdi bir dantel gibiO çocuklar büyüyecekO çocuklar büyüyecekO çocuklar...Bilmezlikten gelme Ahmet abiUmudu dürtUmutsuzlugu yatistirDiyecegim su kiYok olan bir seylere de benzerdi o zaman trenlerOysa o kadar kullanisli ki simdiHayalsiz yasiyoruz nerdeyseÇocuklar, kadinlar, erkeklerTrenler tiklim tiklimTrenler cepheye giden trenler gibiIsçilerAlmanya yolcusu isçilerKadinlarKimi yolcu, kimi gurbet bekçisiEllerinde bavullar, filelerKolonyalar, su siseleri, paketlerOnlar ki, hepsiBir tutsak agaç gibi yanlis yerlere büyüyenlerAh güzel Ahmet abim benimGördün mü bakDagilmis pazar yerlerine benziyor simdi istasyonlarVe dagilmis pazar yerlerine memleketGelmiyor içimizden hüzünlenmek bileGelse deÖyle sürekli degilBir caz müzigi gibi gelip geçiyor hüzünO kadar çabukO kadar kisaIste o kadar.Ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanarDis degil, tirnak degil, bir mendil niye kanarMendilimde kan sesleri.SONRASI KALIROn kalir benden geriye, dokuzdan önceki onDokuz degil on kalirOn çiçek, on günes, on haziranOn eylül, on haziranOn adam kalir benden, onu daBal gibi parlayan kekik gibi bunalanOn adam kalir.Ne kalir ne kalirTuz gibi susayan, nane gibi yayilanDokuzu unutulmus on yüz mü kalirOnu da unutulmus bir siir belki kalirOn çizik, on çentik, on dudak iziBir çay bardaginda on dudak iziAsklardan sevgilerdenSuya yeni indirilmis bir kayik gibiAkip geçmissem, gidip gelmissemBir de bu kalir.Ne kalir benden geriye, benden sonrasi kalirAsil bu kalir.On yerde adim geçse geçmeseDaglardan tepelerden inen bir düzlüktüm, anlasilir.Aksam olur bir günden dibe çökerimSu içer dibe çökerimIyimser bir duvarciyim her gün bir tugla düsürürüm elimdenBu yüzden gecikirimSize bu sikinti kalir.Ne kalirKahvelerde kalin kalin kayisi vaktiDisleri kesmeyenin en az kayisi vaktiDisleri hiç kesmeyendenGün geçer kendi kalirKahvelerde kayisi.Gezginim, açik denizlerden yanayimBiraz da Akdenizliyim, bu iste böyle kalirAkdenizli herkes konusur duyarliginiBaska ne kalirBiz ki bir konusuruz geriye on sey kalir.Benim gögüm gövdemin böyle yuvarlak vaktiKollari açilmis kalir.Ben buyum, dersin, arkadasSevgilim ben buyumYüregim vurgun, dislerim altinCeketim sol omuzumdaVakit vakit incelen vakit.IÇINDEN DOGRU SEVDIM SENIIçinden dogru sevdim seni Bakislarindan dogru sevdim de Agzindaki islakligin bugusundan Sesini yapan sözcüklerinden sevdim bir de Beni sevdigin gibi sevdim seni Kar birakilmis karanligindan. Yerlestir bu sevdayi her yerine Yüzünde ter olan su damlaciklarinin Kaynagina yerlestir Her zaman saklamadigin, acisizligin son duragina Gül tasiyan çocuguna yerlestir Ve omuzlarina, daracik omuzlarina Üsümüs gibisin de sanki azicik öne tasirdigin Tam oraya iste, uçsuz bucaksiz bir düzlükten Bir papatya tarlasiyla ayrilmis gögüslerine yerlestir Ve esmerligine bir de, eski bir yanginin izlerinin renginde Saçlarinin yana düsüsüne, onlari bölen ikilige Alnindan baslayan ve ayak bileklerinde duran Yani senin olmayan, seni bir bosluk gibi saran hüzne yerlestirYerlestir onu bir kentin parça parça aklinda tuttugun Kar taneleri gibi uçusan Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine Yerlestir bu sevdayi her yerine.Ekledim ben tattigim her seyi denizlere Bildigim ne varsa onlar da hep denizlerdenSen de bir deniz gibi yerlestir onu istersen Sevdayi Ve köpüklendir Ve yaslandir ki iste kederi anlamasin Ama dur, her deniz yaslidir zaten Ögrenmez ama ögretir mutlulugu Bizim sevdamiz da öyledir, iyi siirler gibi Biraz da herkes içindir. Ve gelincigin ikinci tadina benzemeli Var eden kendini birincisinden Yani bir sevdayi sevgiye dönüstüren. Ben simdi bir yabanci gibi gülümseyen Tanimadigin bir ülke gibi Içinde yasamadigin bir zaman gibi Tam kendisi gibi mutlulugun Beni bekliyorsun Ve onu bekliyorsun beni beklerken.ÜÇLÜKLERIGülümse! gör ölümsüz karsiligini bunun Iste Lambalar, bardaklar, çiçekli güz sürahileri. IIGünün ilk saatleri Iyi biliyorum, ilk saatleri günün Peki, nedir öyleyse bu sabah silintisi.IIIHiçbir dilde söylenmemis Hiçbir dilde yazilmamisSözler ve sarkilar içindeyim. IVNeden aklima geliyor istasyon büfesindeki durusun Hava sogudu –kasimin son günleri– Kar yagacak, bembeyaz olacak unutulmuslugun. VBir gemi geçiyor, sessiz bir gemi Oysa yolcularla dolu içi Girince gemiye kimseler yok –dalgalardan baska– VIBütün gün yagmur yagdi Ya da bir gün içinde bir yildan fazla Günü islatti bu yagmur. VIINedir mi yalnizlik –kendine sor önce– Bir sabah, erkenden, bir kir çiçeginin üzerinde Görünce parladigini bir çiy tanesinin. VIIIGölgen yok senin, ayak izlerin yok Neden mi? acilar barinmamis ki sende Mutluluk yok, mutsuzluk yok.

Yapi Kredi Yayinlarindan bugüne dek yayimlanmis en kapsamli Edip Cansever külliyati!Basta, Edip Canseverin, gençlik hatasi degerlendirmesiyle reddettigi ilk kitabi Ikindi Üstü olmak üzere, kitaplarinin sonraki basimlarina girmeyen siirleri ve dergile... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 6 ay
ŞÜKRAN AY okumuş.
Yerçekimli Karanfil

Edip Cansever'in yayımlanmasına izin verdiği bütün şiirlerini içeren iki ciltlik 'Toplu Şiirleri' derlememizin birincisi olan bu kitapta yayım sırasına göre şairin şu yapıtları yer almaktadır:
Dirlik Düzenlik (1954); Yerçekimli Karanfil (1957); Umutsuzlar Parkı (1958); Nerde Antigone (1961); Tragedyalar (1964); Çağrılmayan Yakup (1966); Kirli Ağustos (1970); Sonrası Kalır (1974).
'Şairin ele aldığı konular kendi durumunu değil, çevresini kaplayan yığınların iç dünyasını ısıtacak, onların yaşayışlarını yenileştirecek, başka başka görüşler katabilecek özellikler taşımalıdır. Kuvvetin, dayanıklılığın, hayata bağlılığın, günden güne uygarlığa gitmenin kökleri şiire de bağlıdır. Demek oluyor ki şiir yalnız lüks olmaktan çıkmış, gerçeği gösteren, insanı inceleyen bir güzellik olmanın yolunu tutmuştur.' (1954)

Edip Cansever

Edip Cansever'in yayımlanmasına izin verdiği bütün şiirlerini içeren iki ciltlik 'Toplu Şiirleri' derlememizin birincisi olan bu kitapta yayım sırasına göre şairin şu yapıtları yer almaktadır:
Dirlik Düzenlik (1954); Yerçekimli Karanf... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 6 ay
ŞÜKRAN AY okumuş.
Gelmiş Bulundum

Şiirler yazdım, kitaplar okudumElime bir bardak aldım, onu yeniden oydumDerinlerde kaldım böyle bir zamanKim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktanEy yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefalarıSöyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.

Şiirler yazdım, kitaplar okudumElime bir bardak aldım, onu yeniden oydumDerinlerde kaldım böyle bir zamanKim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktanEy yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefalarıSöyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 6 ay
Daha Fazla Göster

ŞÜKRAN AY şu an ne okuyor?

ŞÜKRAN AY şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.