KalemDarbesi

Profil Resmi
Detayları:  Kadın
Hakkında: 
Bazı kitaplar tadılmak, bazıları yutulmak, bazıları da hazmedilmek içindir. (Bacon)
63 takip ettiği ve 82 takip edeni var. 51 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
KalemDarbesi kütüphanesine ekledi.
Limon Ağacı

Bir Arap, Bir Yahudi ve Ortadoğunun Kalbi... 1967 yılının yaz aylarında, Altı Gün Savaşından uzak olmayan bir tarihte, genç bir Filistinli adam ve iki arkadaşı İsrail'in Ramla kasabasına giderler. Onlar kuzendir ve yaklaşık yirmi yıl önce ailelerinin terk etmek zorunda kaldığı, çocukluklarının geçtiği evi görmek isterler. Bir kuzenin yüzüne kapı kapanır, diğerinin ailesinin evi okula dönüştürülmüştür fakat öbür kuzen olan Bashir, kendisini içeri davet eden Dalia tarafından karşılanır. Bir Arap ve bir Yahudi ailesinin ilişkilerinin başlangıç noktası budur. Bashir babasının dikmiş olduğu limon ağacında bir sahipsizlik ve işgal duyguları içinde olur. 1948 yılında küçük bir çocuk iken Bulgaristan'dan kaçak olarak gelmiş olan Dalia Soykırım tarafından yok edilen bir umut ışığı görür. Onlar kaçınılmaz olarak kendi yazgılarını yaşamışlardır ve bu İsrail-Filistin tarihinin bir küçükevrenini oluşturmaktadır. İki genç insanın başlattığı diyalog bölgenin barış umudunu ortaya koymaktadır. Limon ağacı simgesel olarak bölgede huzurun mümkün olduğunu anlatmaktadır. Olağanüstü bir öykü ve kurgusal olmayan bir anlatıma sahip olarak sizi saracak. -Sunday Times Dalia ve Bashir'in zorluklarla dolu arkadaşlıklarını izleyerek, okuyucular dünyanın en inatçı çatışmasının birinci elden deneyimini yaşayacaklar. -Publishers Weekly Hiçbir kitap daha zorlayıcı olamaz . . . ve bu kitap kesinlikle bu yıl okuyacağınız en iyi kurgu-olmayan çalışma olacak. -Christian Science Monitor Yüzyılın yarısı boyunca İsrail-Filistin çatışmasının öyküsünü taşıyan tek bir ağaç varsa, o budur... Sandy Tolan bu ağacı bulmuştur ve onun aracılığıyla iki halkın acı ve tutkusunu gözler önüne sermiştir. -Milwaukee Journal Sentinel

Bir Arap, Bir Yahudi ve Ortadoğunun Kalbi... 1967 yılının yaz aylarında, Altı Gün Savaşından uzak olmayan bir tarihte, genç bir Filistinli adam ve iki arkadaşı İsrail'in Ramla kasabasına giderler. Onlar kuzendir ve yaklaşık yirmi yıl önce ailele... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
KalemDarbesi kütüphanesine ekledi.
Ölümün Sesi

Polisiye romanın usta ismi Arne Dahl’ın Ölümün Sesi adlı romanı zekice işlenmiş entrikasıyla dikkat çekiyor

Cazın gizemi polisiyenin gizemiyle buluşunca…


İskandinav edebiyatının en iyi polisiye yazarlarından biri olarak kabul edilen Arne Dahl’ın 10 kitaplık Intercrime serisinin ilk romanı Ölümün Sesi, Dedektif Paul Hjelm’in bir rehine olayını kanlı bir şekilde çözmesi üzerine hakkında açılan soruşturmayla başlıyor. Hjelm, meslek yaşamının sona erdiğini düşünürken İsveç Cinayet Masası komiseri tarafından özel bir birime, A Takımı’na atanır. Bu birimde, ülkenin çeşitli bölgelerinden toplanan bir grup seçkin memur, kendine has bir öldürme yöntemi ve rafine zevkleri olan bir katili yakalamakla görevlendirilir.

İsveç’in önde gelen işadamlarını hedef alan katil, geceleri kurbanın evine girer, gelmesini bekler, başına iki kurşun sıkıp kurşunları duvardan çıkarır. Evde beklerken, ünlü caz piyanisti Thelonious Monk’un caz klasiği “Misterioso’nun nadir bulunan kayıtlarından birini dinler. Hjelm ve A Takımı’nın diğer üyeleri, geride çok az kanıt bırakan katilin peşine düşüp müthiş bir soruşturma yürütmeye başlarlar. İşin ucu İsveçli işadamlarının gizli cemiyetlerine, bankacılık dünyasına ve Rus mafyasına uzanır. Bu karmaşık soruşturma sürecinde “Misterioso” en önemli ipuçlarından biri olacaktır.

Çağdaş polisiye türünün ustası Arne Dahl’ın bu kitabı, sağlam ve zekice kurgusuyla dikkat çekiyor. Gizemi korumak ve sonuna kadar sürdürmek konusunda polisiyedeki yeteneğini tabiri caizse “konuşturan” yazar, cazın gizemli ruhunu da katarak romanına özgün bir boyut kazandırıyor.

Dahl’ın 10 kitaplık Intercrime serisi dünyada 2,5 milyon sattı. Serinin ilk kitabı olan Ölümün Sesi sinemaya da uyarlandı.


KİTAPTAN

Bir saatten fazladır aynı yerde oturuyor.
Sonra ön kapının açıldığını duyuyor. Anahtarlar şakırdıyor. Adamın tek başına olduğunu biliyor. Adam koridorda alçak sesle küfür ediyor, fark edilebilen ama aşırı olmayan bir sarhoşluk hali. En keyifli noktayı bulabilen ve tüm akşam o noktada nasıl kalınacağını bilen birinin kafayı bulma hali bu daha çok. Adamın ayakkabılarını çıkardığını ve terliklerini düzgün bir şekilde ayağına geçirdiğini işitiyor; adamın kravatının düğümünü gevşetip ipek gömleğinin üzerine sarkıtmasının sesini dahi duyabileceğini düşünüyor. Adam ceketinin düğmelerini açıyor.
Adam zaten aralık ve neredeyse dört beş metre yüksekliğindeki çift kanatlı kapının bir kanadını açıyor. Oturma odasına giriyor, terliklerinden biri ayağından çıkıyor; adam sövüyor, eğilip terliği tekrar giymeyi başarıyor ve hoş pusun içinden onu görüyor. Neler olduğunu anlamaya çalışıyor.
Adam azametli bir tavırla, “Sen kendini kim sanıyorsun da evime böyle elini kolunu sallayarak giriyorsun!” diyor.
Ünlü son sözler.
Kucağından silahını kaldırıp art arda sessizce iki el ateş ediyor.
Adam bir an donakalıyor, hiç kıpırdamıyor.
Sonra dizlerinin üzerine çöküp öne doğru eğiliyor.
On saniye kadar böyle kaldıktan sonra yan tarafa devriliyor.
Silahı cam masanın üzerine koyup derin bir nefes alıyor.
Zihninde bir liste canlanıyor. Listedeki bir adın üstünü çiziyor.
Sonra müzik setinin yanına giderek açma düğmesine basıyor. Kasetçaları açıp kaseti içine koyuyor; kapağı tekrar kapatınca ilk piyano notaları odanın içinde dolaşmaya başlıyor.

YORUMLAR

“Arne Dahl günümüzün en iyi polisiyelerini yazıyor.”
Die Zeit

“Arne Dahl kesinlikle en üst düzeyde, zekice polisiyeler yazıyor.”
Berliner Morgenpost

“Usta Henning Mankell’i tahtından etmeye aday, müthiş yetenekli bir hikâye anlatıcı.”
Der Standard

“Polisiye türünün ustası.”
Corriere della Sera

“Misterioso usta işi bir polisiye.”
Kristelig Dagblad (Danimarka)

“Polisiye türünün ustası Arne Dahl Misterioso’yla, kesinlikle entrikası en bol polisiyelerinden birini yazmış.”
Corriere Della Sera (İtalya)


YAZARIN ALDIĞI ÖDÜLLER

2004’te Danimarka Polisiye Yazarları Akademisi Ödülü
2005-2006’da Alman Polisiye Yazarlığı Ödülü
2007’de Reader’s Digest’te Avrupa’nın En İyi Polisiye Yazarı
2007’de İsveç Polisiye Yazarları Akademisi’nin Özel Başarı Ödülü (tüm eserleri için)
2011’de İsveç Polisiye Yazarları Akademisi’nin Yılın En İyi Kitabı Ödülü

Polisiye romanın usta ismi Arne Dahl’ın Ölümün Sesi adlı romanı zekice işlenmiş entrikasıyla dikkat çekiyor

Cazın gizemi polisiyenin gizemiyle buluşunca…


İskandinav edebiyatının en iyi polisiye yazarlarından biri olarak kabul edilen Arne Dah... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
KalemDarbesi kütüphanesine ekledi.
Sinema, Benim Memleketim

Sinema tarihinde macera dolu, zevkli ve öğretici bir yolculuğa çıkmak isteyenler, yedinci sanattan vatanlarıymış gibi söz edenler için...

"Film çekmek boks yapmak gibidir. önemli olan gücü dengeli kullanmak, taktik ve zamanlamadır"
Fatih Akın

Kısa ve Acısız, Temmuzda, Solino, Duvara Karşı, Yaşamın Kıyısında, Soul Kitchen gibi filmleriyle uluslararası festivallerde geniş yankı yaratan dünyaca ünlü Türk-Alman yönetmen Fatih Akın, başlangıçtan itibaren sinema yaşamının öyküsünü aktarıyor Sinema, Benim Memleketimde...

Fakat, yalnızca sinemadan söz etmiyor elinizdeki kitap. Gurbetçi bir ailenin çocuğu olarak Akının Hamburgdaki ilk gençlik yılları, üyesi olduğu çeteler ve aile üyeleri hakkında da ilginç hikâyeler anlatılıyor.

Sinema, Benim Memleketim, sinema tarihinde macera dolu, zevkli ve öğretici bir yolculuğa çıkmak isteyenler, yedinci sanattan vatanlarıymış gibi söz edenler için...

Sinema tarihinde macera dolu, zevkli ve öğretici bir yolculuğa çıkmak isteyenler, yedinci sanattan vatanlarıymış gibi söz edenler için...

"Film çekmek boks yapmak gibidir. önemli olan gücü dengeli kullanmak, taktik ve zamanlamadır"
Fat... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
KalemDarbesi kütüphanesine ekledi.
Bilge Adamın Korkusu (Kralkatili Güncesi: 2. Gün)

“Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi.”

Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian’la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın alındığından daha küçük bir yaşta Üniversite’den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim. Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım.

Benim adım Kvothe. Belki beni duymuşsunuzdur.

Bir kahramanın fantastik edebiyattaki emsalsiz öyküsü kendi ağzından işte böyle başlıyor. Şimdiyse Bilge Adamın Korkusu’nda, yani Kralkatili Güncesi’nin ikinci gününde kudretli bir asilzadeye karşı girilen mücadelenin giderek kızışması Kvothe’yi Üniversite’den ayrılmaya ve şansını başka yerlerde aramaya zorluyor. Başıboş, beş parasız ve yalnız kalan Kvothe, Vintas’a giderek çok geçmeden saray sosyetesinin iç siyasetine bulaşıyor. Nüfuzlu bir soylunun gözüne girmeye çalışırken bir suikast teşebbüsünü açığa çıkartıyor, rakip bir gizemciyle yüzleşiyor ve Kralın Yolu’nda yolculara kimin -veya neyin- pusu kurduğu gizemini çözmek için bir grup fedaiye öncülük ediyor.

Tüm bunlar olurken Kvothe bir yandan da cevaplar bulmaya; gizemli Amyrlerle, Chandrialılarla ve ebeveynlerinin ölümüyle ilgili hakikatleri ortaya çıkarmaya çalışıyor. Yolu üzerinde efsanevi Adem askerleri tarafından yargılanıyor, Edema Ruhların onurunu korumak zorunda kalıyor ve Fey alemine seyahat ediyor. Orada Felurian’la, yani Kvothe’ye dek hiçbir erkeğin direnemediği ve hiçbir erkeğin yanından sağ salim ayrılamadığı fey kadınıyla tanışıyor.

Bilge Adamın Korkusu’nda Kvothe kahramanlık yolundaki ilk adımlarını atıyor ve kendi ömrü dahilinde efsane haline gelmenin hayatı bir adam için ne kadar zor kılabileceğini öğreniyor.

“Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi.”

Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian’la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de ak... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
KalemDarbesi kütüphanesine ekledi.
Rüzgarın Adı (Kralkatili Güncesi: 1. Gün)

BENİM ADIM KVOTHE
Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian'la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın kabul edildiğinden daha küçük bir yaşta Üniversite'den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim. Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım. Belki beni duymuşsunuzdur.

Fantastik kurgu edebiyatının eşsiz bir masalı, bir kahramanın kendi ağzıyla anlattığı öyküsü işte böyle başlıyor. Bir keder öyküsü bu... bir kurtuluş öyküsü... bir adamın evrenin anlamını arayışının ve gerek o arayışın gerekse de onu sürdürmesini sağlayan gem vurulamaz iradenin bir efsaneye dönüşmesinin öyküsü...

"Rothfuss, Rüzgarın Adı ile başlayan bu muazzam hikâyede nereye giderse gitsin iyi bir şarkıcının bir şarkıyı taşıması gibi bizi de yanında götürecek."
Ursula K. Le Guin

"Rüzgarın Adı son on yılın en iyi hikayelerinden biri. Patrick Rothfuss'un ilk romanı Binbir Gece Masalları'nın öykü-içinde-öykü yapısı ile Harry Potter serisinin akademik arka planını birleştiriyor ve hepsini kahramanlığın nasıl ters gittiğini anlatan düşündürücü, tamamıyla yetişkinlere hitap eden bir esere dönüştürüyor. Rüzgarın Adı'nın kütüphanenizde Yüzüklerin Efendisi'nin yanına koyun... ve onun benzerleri içerisinde en başta anılacağı günü bekleyin."
-The Onion A.V. Club

"Rüzgarın Adı, kesinlikle izlememiz gereken bir yazarın çıkış romanı... Patrick Rothfuss gerçek bir yetenek ve bize sunduğu hikaye hem güçlü hem de harikulade."
-Terry Brooks

"Rüzgarın Adı fantastik kurgu okuyucularının sevdiği her şeye sahip: sihre, gizemlere ve kadim bir kötülüğe. Fakat aynı zamanda eğlenceli, korkutucu ve tamamıyla inanılır. Alanımızdaki en iyi kitapların hepsinde olduğu gibi bu romanı bu kadar güzel kılan, (her ne kadar harika olmalarına rağmen) sadece içindeki fantastik öğeler değil, aynı zamanda yazarın hırs, başarısızlık, sanat, aşk ve yitim konularında kaleme aldığı doğru, alelade şeyler."
-Tad Williams

BENİM ADIM KVOTHE
Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian'la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın kabul edildiğinden daha küçük bir yaşta Üniversite&#... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
KalemDarbesi kütüphanesine ekledi.
Amerika Çiçeği (Yıldızların Jeanne'i 3. Kitap)

Bir zamanların küçük köylü kızı Jeanne artık zengin ve olgun bir kadındır. Yaşadığı olağanüstü dönemin üstesinden gelebilecek kadar akıllı ve yeteneklidir. Bu dönemde modern zamanları etkileyecek üç önemli olay... yaşanır: Kapitalizmin doğuşu, matbaanın bulunuşu ve Amerikanın keşfi. Jeanne her üçünün içinde de yerini alır Şair François Villondan olan oğluyla birlikte bir endüstri ve ticaret imparatorluğunu yönetmeye başlar. Matbaa, bankalar, tekstil gibi pek çok alanda Estoille klanı öne çıkar. Atlantik Okyanusunu geçen ilk kadınlardan biri olur.Jeanneın yaşamı şiddet yüklü, şan şeref dolu pek çok olayla doludur. Tanıdığı erkeklerin içinde ruhunu ve yüreğini ısıtan tek bir kişi vardır; yirmi yaşını bile doldurmamış olan, özel müneccimlik yeteneklerinin herkesten farklı kıldığı Franz-Eckart. Ormanda annesinin karşısına bir geyik çıkmış ve delikanlı bu olaydan dokuz ay sonra doğmuştur; söylenti böyledir ama işin aslını bir kişi bilir, o da Jeannedır.XV. yüzyılın sonunda bir çok gerçek henüz ortaya çıkmamıştır. Bir gün Colomb adlı bir denizci batıda, Hindistana ulaşan bir yol bulmayı tasarlar. Fransa kralı bu tür tartışmalarla ilgilenmemektedir, oysa Jeanne ve ailesi tam tersine bilinen dünyanın sınırlarını genişleten yeni keşifleri bir fırsat olarak değerlendirmektedir. Tüm bunları sadece bir müneccim önceden görür. Ona göre zaman bir yanılsamadan başka bir şey değildir. Yitirdiklerimiz aslında yok olmazlar. Aşk ise aşktan daha fazla bir şeydir.

Bir zamanların küçük köylü kızı Jeanne artık zengin ve olgun bir kadındır. Yaşadığı olağanüstü dönemin üstesinden gelebilecek kadar akıllı ve yeteneklidir. Bu dönemde modern zamanları etkileyecek üç önemli olay... yaşanır: Kapitalizmin doğuşu, matbaa... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Daha Fazla Göster

KalemDarbesi şu an ne okuyor?

KalemDarbesi şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (10 yazar)

Favori yazarı yok.