Bsra

Profil Resmi
1 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Bsra okumuş.
Küçük Arı

Dokuz parmaklı bir kadın, kostümünü hiç terk etmeyen bir süper kahraman, kimlik buhranında aklını yitiren bir adam ve Nijeryalı bir göçmen; Küçük Arı.
Yaşamları acımasız bir şaka gibi kesişen karakterlerin size sunduğu sadece bir gülümseyiş; ama buruk bir gülümseyiş... Derken coşkulu bir kahkaha ve hemen ardından kalıcı bir sızı... Ve sonra daha büyük bir kahkaha.
Kitap, içinden hızla geçip gidilen bir duygu tüneli.

Dokuz parmaklı bir kadın, kostümünü hiç terk etmeyen bir süper kahraman, kimlik buhranında aklını yitiren bir adam ve Nijeryalı bir göçmen; Küçük Arı.
Yaşamları acımasız bir şaka gibi kesişen karakterlerin size sunduğu sadece bir gülümseyiş; ama buru... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 8 ay
Profil Resmi
Bsra şu an okuyor.
Emma

Jane Austen, 1815'te, 39 yaşındayken tamamladığı Emma'nın en sevdiği romanı olduğu söyler. Aşk ve Gurur ve Mansfield Parkı gibi romanların yazarının gözbebeğidir Emma. Bir taşra kasabasındaki üç genç kızın gerçek aşkı arayışını anlatan roman, bir yandan insan yaradılışının zayıf yönlerini, bir yandan da 19. yüzyıl İngiliz toplumunun katı ve ikiyüzlü geleneklerini inceden inceye alaya alır.

Büyük İngiliz şairi Lord Tennyson, Jane Austen'ı, Shakespeare'den sonra en büyük İngiliz yazarı diye nitelemişti. Jane Austen külliyatı, Sir Winston Churchill'in başucundan eksik olmazdı. Yapıtları çoktan Dünya Klasikleri arasındaki yerini almış olan Austen günümüzde İngiliz edebiyatının Mozartı olarak tanınıyor. İngiliz romanının doğuşu 18. yüzyılın ilk yarısında Daniel Defoe, Samuel Richardson ve Henry Fielding'in ya­pıtlarıyla başlatılırsa da, romanın gün­delik yaşamın sıradanlığı içinde sıra­dan insanları gerçekçi bir bakışla ele alan modern bir türe dönüşmesi Jane Austen'la gerçekleşmiştir.

Austen, al­tı romanıyla, İngiliz toplumundaki or­ta sınıf yaşamını edebiyata yansıtmış, aile edebiyatının olanaklarını orta­ya koymuştur. Austen'ın roman­larını 18. yüzyıl geleneklerinden çok, mo­dernliğe yakın kılan da kadın kahra­manları ile toplumsal çevreleri arasın­daki gerilim üstünde yoğunlaşmala­rıdır. Nükteli, gerçekçi ve her çağa seslenen üslubunun, böylesine ustaca anlatılan öykülerin ve böylesine güzel kurulmuş romanların verdiği doyu­mun yanı sıra o modern yaklaşım da Austen'ın yapıtlarının günümüzde bi­le her türden okura seslenebilmesi­nin nedenlerinden biridir. Austen'ın ro­manlarının sağlam yapısı ve dar çev­relerde yaşayan sıradan insanların tra­ji­komik yaşamını tüm çıplaklığıyla sergilemesini sağlayan teknik yetkin­liği, günümüz eleştirmenlerini de hay­ran bırakmaktadır.

Jane Austen, 1815'te, 39 yaşındayken tamamladığı Emma'nın en sevdiği romanı olduğu söyler. Aşk ve Gurur ve Mansfield Parkı gibi romanların yazarının gözbebeğidir Emma. Bir taşra kasabasındaki üç genç kızın gerçek aşkı arayışını anlatan roma... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 8 ay
Profil Resmi
Bsra kütüphanesine ekledi.
Sofie'nin Dünyası

15. yaş gününü kutlamaya hazırlanan Sofie, posta kutusunda, Kimsin sen? yazılı bir kağıt bulur. Bu soruyu, diğer sorular ve günümüze kadar uzanan bir felsefe kursu takip eder.

Kendine has kurgusu ve şaşırtmacalarıyla, Jostein Gaarder, 15 yaş ve üstü gençlere sadece kuru bir felsefe tarihi sunmak değil, aynı zamanda hayatı anlamaya yönelik sorular sormanın yollarını açar. Çağımız bölümünde şöyle diyor yazar: Bütün gerçek filozofların gözleri hep açık olmalı. Hiç beyaz karga görmemiş olsak da, aramayı sürdürmeliyiz. Günün birinde, benim gibi bir şüpheci bile daha önce inanmak istemediği bir olguyu kabul etmek zorunda kalabilir. Bu olasılığın kapısını açık tutmasam, dogmatik biri olurdum. Gerçek bir filozof olmazdım o zaman.

15. yaş gününü kutlamaya hazırlanan Sofie, posta kutusunda, Kimsin sen? yazılı bir kağıt bulur. Bu soruyu, diğer sorular ve günümüze kadar uzanan bir felsefe kursu takip eder.

Kendine has kurgusu ve şaşırtmacalarıyla, Jostein Gaarder, 15 yaş ve ü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
Bsra kütüphanesine ekledi.
Monte Kristo Kontu

Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, sakallı, parlak gözlü, kurt yahut çakal gibi sivri, keskin otuz iki dişini meydana çıkartan bir gülümseyişle kendisine bakan birisi ile karşı karşıya geldi. Bu yüzü tanıdığı için mi, yoksa sadece adamın korkunç görünüşünden irkildiği için mi bilinmez, şaşırarak geri çekildi: - Ne istiyorsunuz? diye sordu.-Beni tekrar Parise kadar yürümekten kurtarmanı istiyorum. Çok yorgunum. Bu akşam, sizin gibi iyi bir yemek yemediğim için ayakta zor duruyorum. Beni arabanıza alıp Parise götürmenizi istiyorum.

Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, saka... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
Bsra okumuş.
Aklından Bir Sayı Tut (Dave Gurney, #1)

Mark Mellery, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: “Aklından herhangi bir sayı tut – 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.” Mellery öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: “Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin… Küçük zarfı aç.”

SENİ O KADAR İYİ TANIYORUM Kİ NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ BİLİYORUM

"Aldıklarını geri vereceksin

Vermiş olduklarını aldığın zaman.

Biliyorum ne düşündüğünü,

Ne zaman uyuduğunu,

Nereye gittiğini,

Nereye gideceğini.

Seninle bir randevumuz var,

Bay 658."

Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz Aklından Bir Sayı Tut, kolay kolay unutmayacağınız bir roman.

Mark Mellery, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: “Aklından herhangi bir sayı tut – 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.” Mellery öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: “Sırlarını nasıl b... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
Bsra okumuş.
Da Vinci Şifresi (Robert Langdon, #2)

Bir Da Vinci Muamması: Şifre Dan Brown, bir gazetecinin Siz komplo teorisyeni misiniz? sorusuna Kesinlikle hayır. Aslında bunun tam aksiyim. Benim için daha çok kuşkucu tanımı uygun olur. diyerek cevap verir. Söz konusu konuşma yazarın son romanı The Da Vinci Code - Da Vinci Şifresi üzerine yapılmaktadır ve gazeteci sorusunda yerden göğe kadar kadar haklıdır. Da Vinci Şifresi – The Da Vinci Code'a adını veren Leonardo Da Vinci şüphesiz romanın ana kahramanıdır. Kitabın kurgusuna konu olan tarihsel bilgiler yüzyılların gerisinde kalsa da sanat tarihçileri başta olmak üzere konunun uzmanlarına hiç de yabancı değil. Bu ‘komplonun söylentileri uzun yıllardır sayısız dillerde kulaktan kulağa fısıldanıyor. Özellikle de sanat dünyasında... Komplonun dramatik yanı Leonardo Da Vinci'nin sapkınlıklar, şifreler ve esrarlı sembolizmle benzenmiş tablolarında fazlasıyla belirgindir olmasıdır... diyor Dan Brown. Sanat tarihçileri Da Vinci tablolarının yüzeysel görünümlerinin altında çok daha derinlere inen birtakım anlamları olduğu fikrinde birleşiyorlar. Bir çok bilim adamı da ustanın eserlerini, bu çok güçlü gizemlerin ipuçlarını ele vermek amacıyla yaptığını iddia ediyor. Yazar, romanında Da Vinci'nin de bir zamanlar üyesi olduğu ve günümüze dek gelen ‘Gizli Kardeşlik Örgütünü anlatır. Bu bilinen büyük bir sırdır! Bu noktada durup, yazarın geçmişine bakalım: Dan Brown, Amherst Koleji ve Philips Exeter Akademisinden mezun olduktan sonra bir süre eğitim gördüğü bu okullarda İngilizce öğretmenliği yaptı. Şifre çözme ve gizli hükümet örgütlerine duyduğu ilgi, 1996'da ilk romanı Digital Fortress'in ortaya çıkmasını sağladı. Roman, yayınlanmasından hemen sonra bir anda elektronik kitap listelerinde bir numaraya yükseldi. Ulusal Güvenlik Teşkilatını konu alan roman sivil halkın mahremiyeti ile ulusal güvenlik arasındaki ince çizgiyi irdeliyor. Yazar tekno-gerilim türündeki ikinci romanı Deception Point'da da politikada ahlak, güvenlik ve gizli teknoloji konularını işliyor. Başkanlık Ödülünü kazanmış bir matematik profesörü ile ilahiyat müzisyeni bir annenin oğlu olan Dan Brown, bilim ve din gibi paradoksal felsefelerin egemen olduğu bir ortamda büyüdü. Bu birbirini tamamlayıcı görüşlerden aldığı esinle ünlü romanı Angels and Demons'u yazdı. Bu yapıt da bir İsviçre fizik laboratuvarı ile Vatikan kenti arasında geçen, bilim ve din odaklı bir gerilim romanı; Brown, son zamanlarda simgeciliği konu alan gerilimler yazıyor. Bu eserlerin başkahramanı Harward Üniveristesinde ikonografi ve dinsel sanat profesörü olan Robert Langdon'dur. Bu dizinin konuları Paris, Londra ve Washington D.C. gibi mekanlarda geçer. Da Vinci Şifresi'ni yazmak Dan Brown, Da Vinci tablosundaki gizemi ilk kez İspanya'da Seville Üniversitesinde çalışmalar yaparken fark eder. Yıllar sonra Angels and Demons için Vatikan'ın gizli arşivlerinde araştırmalar yapma şansına sahip olur. Bu araştırmalarda Da Vinci muamması tekrar karşısına çıkacaktır. Bunun üstüne diyor yazar, Louvre Müzesine gittim ve Da Vinci'nin ünlü yaptlarından bazılarının orijinallerini inceledim. Aynı zamanda bir sanat tarihçisi bana, bu tabolardaki insanı şaşırtan sapkınlıkların ardından yatan gizemleri anlamama yardım edecek ipuçları verdi. İşte o andan itibaren bu konu beni esir aldı. Gizli bilgiler Romanda tanımlanan eser yüzyıllardır kronolojik biçimde çeşitli yayınlarda kullanılmıştır. Da Vinci Şifresi'nin temelinde duran kurgu da Tanrıça kültürü de hak ettiği payı alır. Roman, birçok kültürde kadınların spiritüel güçlerinin nasıl ve hangi nedenlerden dolayı ortadan kaldırıldığını da irdeler. Romanın bir diğer özelliği de ‘Gizli Kardeşlik Örgütü üzerindeki sis perdesi aralamasının yanında -ki kurguda kullanılan söylentiler yüzyıllardır bilinmektedir- bu sırrın ilk kez popüler gerilim romanı formatında açıklanıyor olmasıdır. Hıristiyanlığın tarihçesine uzun yolculuklar yapan romanın yazarı, Ben tüm dinlerin öğrencisiyim der. Bu konularda bilgim arttıkça, sorularım da artıyor. Bana göre, spritüel arayış yaşam boyunca süren bir olgudur. Romanda, karakterler ve aksiyon tamamen kurgusal olmasına karşın, betimlenen tablolar, mekanlar ve tarihi belgelerin hepsi gerçektir. Da Vinci Şifresi'nin bazı bölümlerinde Opus Dei'nin eylemleri de yer alır. Yazar bu durumu şöyle açıklıyor: Opus Dei hakkında dengeli ve adil bir tanımlama yapmak için çok çalıştım. Buna rağmen belki çizdiğim tablodan alınanlar olmuştur. Opus Dei birçok insanın yaşamında pozitif güç olabilir ama Opus Dei ile yakın ilişkisi olanların bir kısmını da derinden etkileyen olumsuz deneyimleri olmuştur. Opus Dei hakkında yazılmış düzinelerce kitaptan yararlandım ve eski ya da yeni birçok üyesiyle de konuştum. Muamma Da Vinci Şifre'sini büyük bir komplo üzerine kuran Brown'un kahramanı, Harvard Üniversitesi Simge-Bilim Profesörü Robert Langdon'dur. Langdon, Paris'te iş gezisindeyken, gece yarısı, Louvre'un yaşlı müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Langdon ve yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu, cesedin etrafındaki izleri takip ederek bu garip esrar perdesini araladıkça, ipuçlarının onları Da Vinci'nin tablosuna götürdüğünü keşfederler. Büyük usta bu sırrı herkesin görebileceği bir yere, ünlü eseri Mona Lisa tablosunun içine gizlemiştir. Langdon bu garip bağlantıyı açığa çıkarınca tehlike artar. Cinayete kurban giden müze müdürü de, Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo, Da Vinci ve aralarında diğer ünlülerin de bulunduğu gizli bir kuruluş olan Sion Manastırı Derneğinin bir üyesidir. Langdon, aydınlatmaya çalıştıkları bu tehlikeli sırrın yüz yıllardır tarihin derinliklerinde gizlendiğinden şüphelenir. Böylece Paris ve Londra sokaklarında amansız bir kovalamaca başlar. Langdon ve Neveu, kendilerini, atacakları her adımı önceden bilen esrarengiz olduğu kadar da çok zeki olan bir adamla karşı karşıya bulurlar. Eğer bu karmaşık bilmeceyi çözemezlerse Sion tarikatının büyük yankılar uyandıracak bu çok eski gerçeği ebediyen kaybolacaktır.

Bir Da Vinci Muamması: Şifre Dan Brown, bir gazetecinin Siz komplo teorisyeni misiniz? sorusuna Kesinlikle hayır. Aslında bunun tam aksiyim. Benim için daha çok kuşkucu tanımı uygun olur. diyerek cevap verir. Söz konusu konuşma yazarın son romanı The... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

Bsra şu an ne okuyor?

Bsra şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.