Tek Kişilik Firar

En Son Değerlendirmeler

7 puan

Eğlenceli, zeka dolu, hoş öyküler. Bir sınava hazırlanırken ara verdiğinizde, işyerinde öğle yemeğini yedikten sonra kahvenizi yudumlarken, metroda 15-20 dakika sonra inmeye hazırlanıyorsanız kitabı açıp öykülerden herhangi birini keyifle okuyabilirsiniz.

Kolay okunan öyküler olduğunu söylerken, "hafif" öykülerden bahsettiğim sanılmasın; çünkü kitaptaki 12 öyküden hiç biri hafif değil; tam tersine... Okuyucuyu derin derin düşündüren "ağır öykü" her biri.

Tek tek değerlendirmek gerekirse:

********* SPOILER********

[Zaman Fikri, çok zekice tasarlanmış bir öykü. Zaman makinesi yerine zaman fikrini çok sevdim.

Yüzelli, "bir simülasyon evreninde mi yaşıyoruz" sorusunu soruyor. Öykünün kurgusu biraz daha geliştirilebilirdi diye düşünüyorum.

Minibüs Klonu'nu sevmedim. Böyle post modern öykülere karşı alerjim var.

Galaktik Tiyatro, kitaptaki en iyi öykülerden biri. Gerilim dozu çok iyi ayarlanmış, okuyucuyu merak içinde bırakan çok hoş bir öykü.

Kitaba ismini veren Tek Kişilik Firar'ı iki kere okudum. Öyküde bir incelik var, ama ben yakalayamadım.

Fırıldak ilginç fikirler içeriyor. (Nedense aklıma Edgar Alan Poe öyküleri geldi.)

Çelınçbuk, kitapta en çok sevdiğim ikinci öykü. Fikir de, anlatım da çok iyi.

Tanrı Misafiri, bilim kurgu sosu karıştırılmış bir Playboy dergisi öyküsü gibi geldi bana.

Miras iyi ve kaliteli bir öykü.

Hayat Boktan'ın sokak dilini yadırgadım.

Dört kitapta en çok sevdiğim üçüncü öykü.

Son Mektup seçkiyi sonlandıran güzel bir son öykü olmuş.

(hide spoiler)]

Özetle, kitabın çok fazla artısı var. Benim bakış açımdan eksilere gelince:

1) Yazar zaman zaman (Türkçesi varken) bozulmuş yabancı sözcükler kullanıyor. Örneğin aktive etmek, deaktive etmek gibi... Bu bir tercihse saygı duymak gerekiyor. Benim zihnim nedense bu sözcükleri çok hızlı bir şekilde Türkçeleştiriyor, Türkçeleştirirken de yoruluyor.

2) Önsöz yazarın bilime ve bilim kurgu türüne hakimiyetini ve derinlikli bakışını göstermekle beraber, beni (birazdan okumaya başlayacağım) öykülere şartlandırdı. Önsözü okuyup bitirdiğimde keşke SonSöz olarak yazılmış olsaydı dedim.

3) Bilim Kurgu'nun "yaramaz ve muzip" yazarlarına uzak bir okuyucuyum. Bilmiyorum; belki de bilim ve edebiyatı fazla ciddiye alınması gereken ve biraz da mesafeli ve soğuk duran bir şeyler olarak görüyorum. Mizah bile ciddi bir alan bence. Yazarın Andy Weir'ın Marslı romanından etkilendiğini zannetmiyorum. Ancak BK içinde gitgide daha fazla öne çıkan bu muzip (ve bol sokak dili içeren) anlatım bana çok sempatik gelmiyor. Tevfik Uyar dozu çok iyi ayarlamış ve (diyelim ki Andy Weir'ın Marslı'sındaki gibi) ölçüyü kaçırmamış. Gene de benim gibi "soğuk ve mesafeli" BK düşkünü okurlar böyle mızmızlanacaktır.

geri ileri