Pembe ve Yusuf

Hikayemiz ta en baştan başlıyor. Pembe Ve Yusuf'un Anneannelerinden. Zehra'nın kocası Servet 2 kız evlattan sonra artık erkek çocuk ister ve Zehra'ya yapmadığını şey kalmaz. Üçüncü çocukta kız olduktan sonra işler hiçte olumlu gitmez ve Servet o gün başlarına gelen üzücü olaydan sonra kızının adını Keder koyar. Keder adı gibi yaşar bir çok kederli günlerle başlar hayat sınavı. İlk olarak baba sevgisinden yoksun olur ve daha elinde oyunca bebek varken evlendirilir. Küçük yaşta evlenmesi ve eşinin zorba ve sinirli biri olması Keder'in sınavına bir sınav daha ekler. Hayatları çok ummadık yollara giden Keder Pembe adında bir kız son olarak da Yusuf'u doğurur. İki kardeşin baba ve abilerinden görmediği sevgiyi birbirlerinden ve annelerinden görürler ama acı günler kapıdadır.

Doğu ve töre konusunun iç içe geçtiği bir çok kitap okuduğum için Canan Tan'ın kitabı basit bir kurgu olarak kalmış onların yanında. Sanki fazla duygusallık katmadan geçici bir kitap yazmış. Diğerlerinden farklı olarak dört soy öncesinden başlatıyor hikayeyi ve isimler kitabın sonunda harekete geçiyor.
Yazmak için yazdığına inandığım ; fazla duygusallık tonu katamadan günü kurtarmaya dair yazdığı bir kitap olarak görüyorum.

Offf çok sıkıldım okurken. Hikaye basit, anlatım basit. Hani konu alışıldık, bildik olur ama çok güzel cümlelerle ifade edilir vay be dersin ya da çok iyi psikolojik tahliller olur, hikayeyi görmezsin. O zaman zevkle okunurdu. Şimdi eski türk filmlerinden öteye gidemeyen bir kitap çıkmış ortaya. Canan Tan'in diğer kitaplarının böyle olmamasını ümit ediyorum.

Kitap pembenin hayatından çok onun annesinin hayatını anlatıyor. anlatım çok iyi sürükleyici ve bir günde bitirdim. kısa metraj film gibi hissettim.

Ben keyifle okudum. Her zaman ki gibi dili akıcı, hikaye insanı etkiliyor.

turk filmi tadinda bir kitap :) dikkat ! ! ! feminist taraflarinizi ve siddete egiliminizi
ortaya cikarabilir :)

Çok akıcı, kolay okunan ve gerçekleri insanın yüzüne çarpan bir kitap, en etkileyici karakter ise kesinlikle keder, beğendim!

Hayat devam ediyor tarzında sıradan bir.hikaye ama bizden bir hikaye olduğundan sanırım au gibi akıyor. 170li sayfalara kadar ana karakterlerden ses seda olmasa da sıkılmadan, içine girerek ve merak ederek okuyor insan.

Pembe Ve Yusuf Canan Tan
Bugün öğleden önce soluksuz okudum.Hikayeyi yaşadım.Yusuf’la pembe’nin bağlılığını yaşadım.Kesinlikle okuyun.
* Hayattayken mutlaka okunmalı.

Diyarbakırlı bir ailenin İstanbul'a uzanan öyküsü. Töre baskısını işlemiş yazar.Sadece kadınlara değil erkeklere de ne ağır yük bindirildiğini aktarmış.Kurgu olsa da, gerçek yaşam haberlerinin onlarcası var gazetelerde.Caban Tan'ın Türk filmi tadında romanlarından hoşlanıyorsanız seveceksiniz .Pembe ve Yusuf'u da.

Konuyu ele alış çok güzeldi. Canan Tan'ın diğer kitaplarını da okuyacağım. Sizde okuyun.

Başlarda daha samimi olup sonlara doğru üzerinde durulması gereken karakterler çoğaldıkça samimiyetini kaybetip ortalama bir hikayeye dönüşmüş. Yinede ezilen kadınların dünyasını aralamak bakış açınızı değiştirmek için okunabilir bir hikaye...

Canan Tan'ın tüm kitaplarını beğeni ile okudum. Anlattığı olaylar şaşırtıcı değil. Kahramanları herkesin bildiği karakterler, kitapta hoşuma giden akıcı, rahat ve anlaşılır bir anlatımın olması. Alıp, kitaplığıma eklediğim keyifli bir yazarın kitabı sadece.

Hayatin içinde (ne yazik ki) yaşananları çok akıcı bir dille işlemiş Canan Tan kitabinda.. Ancak olayları cok yüzeysel bir şekilde işlemiş. Ve son olarakta ne yazik ki sonu beni çok tatmin ettiğini soyleyemeyecegim...

Çok bilindik ,tanidik bir hikaye değistiremedigimiz Türkiye gercekleri, töre... Guneydogu bölgesinde Dicle nehrinin yakinlarinda yasayan Servet 'in erkek bekledigi bebekte kiz doguyor hemde yas evinin ortasina Servetin babasi Celil bey in ölüm gününde doguyor ve adi istenmedigini belli etmek ister gibi Keder konuluyor bebegin. Keder baba sevgisi ve şefkati görmeden evlilik çagina geliyor. Ablasini istemeye gelen İsmail le evlendiriliyor. Yagmurdan kacarken doluya tutulmus olan Keder in kederli hayati anlatilmis kitapta. Kizlarin söz hakkinin olmamasi, erkek evlatlarin yüceltildigi bir yasam ve töre..

Kitabın ismi 'Pembe ve Yusuf' olmasına rağmen kitabın üçte ikisinde ne Pembe vardı ne Yusuf. Üstelik onlar hikayeye katıldığında da en fazla 20 sayfa sürdü var olmaları. Bu neydi şimdi?

Sevmedim. Çok klasik bir töre romanı olmuş. Sadece keder ve fidan kısımlarını okurken beğendim o kadar, gerisi hep aynı. Bir de yazarın son sayfada arabeskle ilgili bir paragrafı vardı ki sormayın gitsin! Orada resmen abes duruyordu okurken ne alaka bu adam bu kadar tepki verdi diye düşünmekten okuyamadım, yazarın 'ben arabeske değer veriyorum' algısını gözümüze sokmaktan başka bir şeyi değildi bence.

Ha bu kadar olumsuz şey söyledim çok kötü müydü, hayır. İsmi Pembe Ve Yusuf değil de başka bir şey olsaydı 7 yıldız alırdı

Kitabın sonunu sevmedim. Sonunu sevmediğim için düşük puan verdim.Son sayfaların konuyla uzaktan yakından alakası yoktu. Oysa kitabı başından beri severek okumuştum. Duygusal ve gerçekçiliği fazla olan etkileyici bir hikayeydi. Keder'in hikayesi içimi acıttı. Hele de Pembe'nin töre yüzünden ölmesi...İşte böyle devam ederken fasıla bağlamasını beğenmedim. Hikayenin sonu yarım kalmış hissetmeme sebep oldu. Gerçi yazarın başka kitabıyla bağlantılıymış ama keşke böyle bitmeseymiş

Canan Tan'ın bir çok kitabını okudum ve hepsinden fazlasıyla etkilendim herkese tavsiye ederim çok beğenerek okuduğum bir kitap..