Mürekkep İzi (Cerrah Hugh De Singleton Günlükleri, #3)

En Son Değerlendirmeler

10 puan

keşke daha fazla yıldız olsaydı...Üstad Hugh karakterine bayılıyorum....kütüphanemde yıllar boyunca tekrar tekrar okusam bıkmayacağım bir karakter...ki ben iki kez okuyamayan biriyim bir kitabı çok sevsemde....yayınevi sağolsun fazla bekletmeden çıkarıyor ama keşke her ay çıkarsalar...:))))))

9 puan

serinin ilk iki kitabı gibi bu kitapta çok güzeldi...
Üstad Hugh son derece sevilesi bir karakter ve araştırdığı olaylar ve başına aştığı işler keyifle okunuyor...
hem tarih hem de polisiye sevenlere birebir bir ilaç bu seri...
tavsiyemdir :D

9 puan

Mürekkep İzi / Melvin R. Starr

Cerrah Hugh de Singleton’ın üçüncü ve seride en en en sevdiğim kitabı unvanını alarak kitaplığımda ki yerini almış bulunmakta…
Okunacak en keyifli,günümüzün dedektifi, 14.yüzyılın mübaşiri diye adlandırılan,az polisye,az biraz macera ve nihayet aşka kucak açan bir kitap oldu benim için MÜREKKEP İZİ….

Cerrah Hugh bu kez, yirmi iki kitabı çalınan Üstad John Wyclif’e yardım edecek…
Ama işler düşündüğünden daha zor bir hal alır, zira bu hırsızlığın peşinden cinayetler,saldırılar ve tuzaklarda akabinde gelir…
Üstüne birde sevdiği kitapçı kıza başka bir talip çıkması evlilik hayallerini suya düşürmektedir. Ama bu kez mücadeleyi bırakmayacak ve hem hırsızları hemde Kate’i çalmaya çalışan Sör’e karşı elinden geleni yapacaktır…

Üstad demedik sana boşuna Hugh !

İlk kitapta da dediğim gibi,maskeli balolar, av köşkünde ava çıkmalar falan yok bu kitapta… Yine o dönemi yaşıyor ama farklı tatlar alıyorsunuz her bir kitaptan…
Birde üstüne kitabı Üstad Hugh’un kendi anlatımıyla okumak,her satırda keyfi ikiye katlıyor…


Cerrah Hugh de Singleton’ın günlüğü beş kitaplık bir seri.
Ülkemizde yayınlanan;
1. Huzursuz Kemikler
2. Cesedin Şifresi
3. Mürekkep İzi

Her yorumda olduğu gibi hatırlatmakta fayda var  dördüncü ve kitabın sonunda birkaç sayfa ayırdıkları dördüncü kitaba bir an önce kavuşmak dileğiyle…

TAVSİYEMDİR efendim….

9 puan

Yazarın okuduğum üçüncü kitabı, anlatımını sevdim,dördüncü kitabını bekliyorum

10 puan

Serinin 3. kitabını da okumuş olarak bir değerlendirme yaparsam iyi bir seri okuduğumu düşünüyorum.
Tür olarak hem historical hem polisiye hem mizahın iç içe harmanlandığı kitapları bolca bulmak zor. Bu bakımdan değerli bir seri.
Yazar yazmaya geç başlamış olsa da ilk kitaptan itibaren kaleminin kalitesini belli etmiş. Özellikle son kitapta daha da akıcı bir hikaye okuttu.
Netten edindiğim bilgiye göre serinin 7. kitabı basıldı. Ve evet maalesef bizde 3. kitabın ötesine geçmek 2017 yılı itibarıyla mümkün değil.

Ephesus yayın evine bu seriyi bize kazandırdığı için, hem de güzel kapak tasarımları, kaliteli çeviri, ( ki bu tür ortaçağ terimlerini dosdoğru aktarabilmek ) özenli basım için teşekkür ederim. Ama serinin devam kitaplarını da dilimize kazandırmalarını kendilerine borç yazıyorum. Umarım tembellik edip bir çok yayın evinin yaptığını yapmaz ve kalan 4 kitabı da çevirirler.

Keyifli bir okuma sunduğu için serinin tüm kitaplarını okurlara tavsiye edebilirim.

9 puan

Huzursuz kemikler "Cerrah Hugh de Singleton" günlüklerinin ilki. Ortaçağ döneminde eğitimini cerrahlık düzeyinde tutan bir gencin (Hugh de Singleton) tesadüfler eseri Oxford yakınlarındaki Bampton Kalesi'ne mübaşir olarak atanmasının ardı sıra yaşanan gizemli cinayetlerde/olaylarda değme dedektiflere taş çıkaran incelikteki araştırmalarının anlatıldığı bir seri. Kısaca böyle özetledim ama yazacak çok şeyim var aslında. Öncelikle romanların geçtiği dönem o denli incelikli bir araştırmanın ardından yazılmış ki satıları okurken otomatikman o zamanlara ışınlanıyorsunuz. Tabi ki bu durumu yaratan tek başına araştırma değil araştırmanın çok becerikli bir kalemle dile getirilişinden kaynaklanıyor. Açıkçası tamamen polisiye kitaplar okuma dönemimde olmam nedeni ile aldığım bir seriydi. Ama bulduğum bundan çook daha fazlası oldu. Hristiyanlık üzerinden olsa da kahraman kanalı ile inancın bu denli naif, saf, temiz ve dürüst bir şekilde düşünülmesi ve yaşanması en başta beni etkileyen kısımdı. Üstat Hugh hayatının her anında kendini dürüstlük, samimiyet ve iman konusunda sorgulamayı borç bilmiş bir karakter. Aklı ile bu boyutta bir inancı öyle harika dengeleyip yaşamına aktarıyor ki insan etkilenmeden edemiyor. Şahsen üç günlüğün ardından hayata bu anlamda bakışım etkilenmedi dersem yalan olur. İmkansızlıklar içinde cinayetleri çözme şekli de ustaca kaleme alınmıştı. Günümüz emniyetinin sahip olduğu teknolojinin zerresinin söz konusu dahi edilemeyeceği bir dönemde cinayetleri/olayları adım adım çözüşü insanı kitaba öyle bir bağlıyor ki ayrıntıcı mekan tasvirleri ya da öğünlerde çıkan yemeklere ilişkin detaylar gözünüze gözükmüyor. Ve Üstat Hugh'un hayatın çeşitli noktalarına dair yaptığı tespitleri atasözü vari bir şekilde yer geldikçe dile getirişi kitaplardan aldığım keyfin diğer bir yakasını oluşturuyordu. Okumanızı tavsiye ediyorum. Şaşırtıcı bir şekilde değişik ve başarılı bir seriydi. Umarım 4.günlük de en kısa zamanda raflardaki yerini alır.

geri ileri