Makinelerin Alacakaranlığı

En Son Değerlendirmeler

8 puan

Anarko-primitivist John Zerzan'ın makalelerinden oluşan kitapta dilin, ailenin, evcilleştirmenin, işbölümü ve katmanlaşmanın, kadının ve doğanın tahakküm altına alınmasının tarihi üzerine fikirler ileri sürülüyor.

Zerzan makalelerinde, ele aldığı konuyla ilgili sadece kendi görüşlerini paylaşmıyor; aynı zamanda pek çok alıntı ile başka yazarların, araştırmacıların, düşünürlerin de fikirlerini aktarıyor. Bu fikirlerin bir kısmını eleştiriyor, bir kısmını da kendi düşüncelerini pekiştirmek için kullanıyor.

Zerzan'a göre insanın doğasına yabancılaşması tarım toplumuna geçişle başlıyor. Semboller, ritüeller, dolayımsız ilişkiden uzaklaşma, dil ve uygarlık, insanı bugünlere kadar getiriyor. Yıkıcılığın, yabancılaşmanın uygarlığın doğasında olduğunu ileri sürüyor. Bugün ulaşılan aşamada uygarlık, Zerzan'a göre sağlığı da içine alacak şekilde geniş bir tehditler bütünü oluşturmaktadır.

Moderniteye karşı çıktığı ölçüde post-modernliğe de karşı çıkıyor. Post-modernliği, modernitenin sinik, evcil, totaliterleştirici başka bir biçimi olarak görüyor.

Bazı bölümlerini okumak güç ve yorucu olsa da, pek çok çarpıcı fikirle dolu olan kitaptan kısacık bir alıntı:

"Eko-öldürücü olması yanı sıra, muazzam ölçüde insanlıktan çıkarıcı da olan büyüyen krizin derinliği, bizzat uygarlığın belli başlı kurumlarından kaynaklanır... Aydınlanmanın ve modernitenin gözden düşmüş vaatleri, uygarlık olarak bilinen vahim hatanın doruğunu temsil ediyorlar... Uygarlığın çöküşü şayet başlamışsa bu, hüküm süren totalitenin yaygın bir reddi ya da terk edilmesi için gerekçe olabilir. Aslında, bu totalitenin esnemezliği ya da reddi, hızlı şekilde açığa çıkabilecek eşi benzeri görülmemiş kültürel bir değişimin zeminini hazırlayabilir."

8 puan

Bitkilerin ve hayvanların evcilleştirilmesi, doğaya hükmetme isteği, makineleşme, çılgınca tüketme arzusu, nefes almanın zorlaştığı megapoller ve kısaca uygarlık...Zerzan birçok açıdan ezber bozan bir kitap ortaya koyuyor. Çeşitli makalelerden derlenmiş bu eser, nereden gelip nereye gittiğimizi anlamamız için iyi bir kaynak durumunda.

İletişimimiz çok zayıf; kaygı ve stres daha önce hiç olmadığı kadar yüksek seviyelerde. İşin kötüsü çoğunluk, geldiğimiz noktanın değişemeyeceğine ikna olmuş durumda.Oysa bir zamanlar bunu başarmıştık. Doğayla barışık, paylaşımın, eşitliğin olduğu, örgütsel şiddetin yaşanmadığı günler yaşamıştı atalarımız. Bir gün neden tekrar olmasın?

geri ileri