Kuzuların Sessizliği

filminden daha da güzel...kesinlikle tavsiye ederim

Ben Starling'i filmdeki kadar sevemedim. Yani Jodie foster kadar iyi değil.Tabii kitapta karakterin derinine indiğimizden o kadar da mükemmel olamıyorlar. Hannibal lecter ise olması gerektiği gibiydi. Psikiyatr olması bakımından önce insanların kimseye anlatmadığı anılarıyla sonra da vücut parçalarıyla beslenen bir canavar. Bence yazar Hannibal'i sempatikleştirmek için uğraşmamış bile. Onu olduğu gibi sevmek mümkün.

"A census taker once tried to test me.I ate his liver with some fawa beans and a nice chianti."
Dr.Hannibal Lecter

Thomas J. Harris'in romanınının bu nabızları zorlayan uyarlamasında, FBI'daki eğitimi devam eden Clarice Starling yüksek güvenlikli bir tımarhaneye girerek bir psikiyatristken yamyamlık yapan bir kitle katiline dönüşen Hannibal Lecter'in hastalıklı zihninin derinliklerine inmeye çalışmaktadır. Starling'in bir seri katili yakalamak için ipuçlarına ihtiyacı vardır. Ancak ne yazık ki, Lecter ile yaşadığı Faustiyen ilişki sonunda onun kaçışına sebep olur ve artık iki ayrı seri katil karanlıklarda serbest dolaşır.

http://kitapsevinci.blogspot.com.tr/2014/10/kuzularin-sessizligi-thomas-harris.html

Filmini ve dizisini izledikten sonra bu kurguya hayran kalmamak elde değildi. Filmi kitabı okumadan önce izlediğimden dolayı olayların nasıl gelişeceğini biliyordum ve yine de, Thomas Harris'in karakterlerlerini büyük bir merakla okumaktan kendimi alamadım.

Kitap mükemmeldi.Kitabın yanında filmini de izlemenizi tavsiye ederim.Hannibal Lecter bu kadar iyi canlandırılabilirdi.