Geçmişin Kanı (Kan Günlükleri # 2)

=]

kesinlike okunacak bir kitap

mükemmeldi. hiç bitsin istemedim.ama her güzel şeyin bir sonu var :(

" Bu kitabın çevirisi neden bu kadar kötü ya . " dedirtti bana . Onun dışında kurgusunu falan beğendim.
Kitapta yer yer Alacakaranlık ve Lux serisinden bahsedildi ama fazla abartı yoktu.
Alacakaranlık serisi derken ; Ana karakterlerden birinin Robert Pattinson hayranı olması ve duvarlarda onun posterinin olması dışında bir benzerlik yoktu :)
Lux serisi derken ; Ankh savaşçılarının taktığı yüzüğün "oniks" taşından yapılmış olmasıydı. Onun dışında bir benzerlik yoktu.
*
Noah ve Eden sahneleri 1.kitapa göre bu kitapta daha yoğundu .Sonunda itiraf ettiler birbirlerine sevdiklerini.
Eden'ın , Stellan'ın yokluğunu hissetmesi çok duygusaldı o sahneler.
Çeviriden dolayı bir puan kırdım , onun dışında güzel bir kitaptı.

Serinin ikinci kitabı ilki gibi sarmadı beni. Akıcı, okunması kolay bir kitaptı ama kurgu çok basite indirgenmiş.
Duygu geçişleri çok basite indirgenmiş, avlanma sahneleri üzerinden basitçe geçilmiş ve tür değişimi kısmı var ki (kitabı okuyunca demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız) sanki yazar, Eden’i diğerlerinden daha ne kadar özel yapabilirim deyip işi abartmış gibi geldi.
Öğrendiği bilgiler doğrultusunda İskoçya yolcusu olan Eden ve Ankh ailesi, Neithlerin dünyasına hızlı bir giriş yapıyorlar. Dost edindikleri kadar aynı zamanda da bolca gizli düşman ediniyorlar.
Açıkçası seriye devam edesim kalmadı ama sırf bu son neye bağlanacak merakım yüzünden serinin son kitabını okuyacağım. Umarım pişman olmam.