Benim Periyodik Tablom

En Son Değerlendirmeler

8 puan

Yazar Kendi kişisel otobiyografisini dört bölüm halinde yazmış. Annesi babası doktor olunca kendisinin her ne kadar fizik bilimine merakı olsa da o da Tıp seçip ünlü bir nöroloji profesörü olmuş. Yaşamının özellikle son iki yılını vurgulayan yazar, hayata pozitif bakan, yüzmeyi seven, hastalarını seven , kendi tabiriyle yaşamın kıymetini bilen biri olarak anlatıyor. Sohbet tadında elli küsür sayfalık gayet akıcı bir kitap. Özellikle Uyanışlar adlı kitabını da okumak istiyorum, sonrasında da filmini izlemek istiyorum bulursam tabi. Kalemi okunası.

7 puan

"Ölümle yüz yüzeyim şimdi ama yaşamla işim bitmedi"

YKY yayınlarından çıkan ve şans eseri denk geldiğim, cerrah anne ve babanın oğlu olarak dünyaya gelen, oldukça nadir görülen oküler melanom adı verilen kansere yakalanan 'Oliver Sacks' isimli bir bilim insanının, öleceğini anlayan ve bir gün içinde otobiyografisini yazan 'David Hume' gibi kendi hayatını az ve öz anlattığı, 54 sayfadan oluşan güzel bir hatırat kitabı.

Kitabın ismi, yazarın 11 yaşından beri her bir yaşıyla periyodik tablodaki elementlerin atom numarasını eşleştirme huyundan ortaya çıkıyor. (11 yaşında sodyum yılını, 80 yaşında civa yılını kutluyor mesela). Oxford'ta Tıp eğitimini tamamlamasına rağmen kimya ile oldukça ilgili. Hatta arkadaşları doğum günlerinde o yılla eşleşen elementleri, hatta ve hatta toryum gibi radyoaktif elementleri bile kurşun mahfaza içinde hediye ediyorlar kendisine 82 yaşında:)

Museviliği oldukça katı yaşayan bir aileden geldiğini görüyoruz yazarın. Bu baskıcı tutum yazarın inancını sorgulamasına ve eşcinsel olmasını kabullenemeyen ailesinden uzaklaşmasına neden oluyor. Bu süreçte amfetamin gibi bağlılıklar ortaya çıkıyor kendisinde. Herneyse ki gönülden bağlanabildiği bir işe girmesi ve ardı ardına gerçekleştirdiği başarılı çalışmalar neticesinde bilimle iç içe güzel bir hayat geçiriyor geri kalanında. Tıpkı Francis Crick gibi büyük bir olgunlukla ve bilgelikle karşılıyor ölümü. Ömrüne biçilen son 6 ayını da çalışarak geçiriyor masasında, ve bu masada çalışırken hayata gözlerini yummak istiyor.

Edebî açıdan herhangi bir beklentim yoktu kitaba başlamadan evvel. Amacım yazarı, çalışmalarını tanımak ve ömrünün sonuna gelen başarılı bir bilim adamının, -her şeyden önce bu gerçekle yüzleşen bir insanın- ruh halini daha yakından kavrayabilmekti. Bu açıdan beklentimi karşıladığını ve bir hayli üzdüğünü söyleyebilirim kitabın.

Yazarın "Uyanışlar" adındaki kendisinin bulduğu başarılı deneysel tedavi yöntemlerinden oluşan kitabı da oldukça dikkat çekici. Hatta ve hatta Robert De Niro ve Robin Williams'in başrollerinde oynadığı filmi de mevcutmuş aynı isimde. İncelemeye ve izlemeye değer duruyor.

geri ileri