Affedilmeyen

Fallen serisini en son dört kitapla bitirdik diye düşünüyordum ama hiç ummadığım anda serinin önceki kitaplarından tanıdığımız benim özellikle ilgimi çeken Cam’in hikayesiyle tekrar Düşmüş Meleklerin arasına konuk oluyoruz. Binlerce yıl önce sevdiği kızın kalbini kırarak onun nefretini kazanan ama son bir şans için her şeyi yapmaya karar veren Cameron ile geçmiş yaşamlarını hatırlamadığı halde neye, kime, hangi sebeple olduğunu bilmeden içinde büyük bir nefret duygusu hisseden hayattan zevk almayan Lilith’in hikayesine konuk oluyoruz. Ama açıkçası beni Luce ile Daniel’in hikayesi kadar etkilemedi. Daha basit kalmış gibi geldi. Tabii bu kitapta yeni karakterler olduğu gibi eskilerden tanıdığımız Arriane ve Roland’dan haberler de aldık.
Seri diğer karakterlerle devam edecek mi bilmiyorum; ama Arriane ile Roland’ın hikayelerini de okumak isterim. Umarım yazar bu ikiliye de ayrı bir kurgu ortaya çıkarır.


#alıntı

“Efendim!!! Beni mi görmek istediniz?” dedi Arriane, Cam’i elinden geldiğince taklit ederek.
“Bu, asırlardır gördüğüm en komik şey, efendim,” dedi Roland.
“Tabii, gülün bakalım,” dedi Cam. “Buraya uyum sağlamaya çalıştığım için beni bağışlayın.”


#alıntı2

“Şimdi gözlerini kapat,” dedi Cam. “Sana dans etmenin nasıl bir his olduğunu göstermeme izin ver.”