Yeter ki Yürekler Özürlü Olmasın

Asude Ablacım,Cankieyi ilk sekiz ay Bursada ki evimizin bahçesinde bakıyorduk. Yazın çok sıcak olduğu için bunalsın istemedik esintili bir yer olması gerekiyordu. O sırada da bizim Yalovada olan evimiz aklımıza geldi... Bütün bu kış orda mutlu mesut yaşıyordu. İstanbulda okuduğum için ara sıra yanına gidiyordum. Oradaki bekçi, Acaba Cankieye iyi bakıyor mu? diye içimde hep bir korku vardı. Kışında hava şartlarından dolayı Cankienin yanma pek gidemez oldum... Şubat ayında bir hafta sonu gittiğimde Berkay Abla bana, Cankie kaybolmuş dedi. Kıyameti kopardım. Nasıl kaybolmuş? diyorum.Bana, Kaçmış diyorlardı? Ama pek inandırıcı gelmiyordu. Bu zamana kadar kaçmayan Cankie şimdi nasıl kaçar? Olayda bir tuhaflık vardı. Evin etrafında herkese sordum, Cankieyi gördünüz mü diye? Etraftakilerin cevabı da; Cankie yine dolaşıyordu bir hızla ormana doğru koştu ve bir daha geri gelmedi dediler. İki gün bekleyelim dedik geri gelir belki. Cankieden hiçbir iz yoktu... Tabii benim de psikolojim bozuldu. Cankie, kollarımda sallayıp uyutup yatağına koyduğum bana şans getiren biricik dostum kim bilir nerede? Ne şekilde? Kaçırıldı mı? Acaba öldü mü yoksa?diye kendimi yiyip bitirmiştim. Resmen hayata küsmüştüm. Geceleri yatarken sanki bahçede Cankie nin sesini duyuyordum. Hemen balkona çıkıyordum ama Cankie yoktu. Çok zor günler yaşadık. Annem hayvanlara dokunamadığı halde Cankie yi çok seviyordu. O bile çok üzüldü. Sonra 6 Ağustos Pazar günü sabah kalktığımda içimde nedenini bilmediğim acayip bir mutluluk vardı.Annem çığlık çığlığa bağırıyordu, Seda, Cankieyi bulduk diye. Gel bak gazeteye dedi. Bu Cankie mi? diye Baktım oydu. Hayata geri döndüm.-Seda-Sedacığım...Okurken satırlarındaki üzüntüyü, bir dostu yitirmenin acısını ve mutluluğu okudum.Ne kadar şanslıyız ki... Cankie ne şekilde olduğunu asla bilemeyeceğimiz bir şekilde benim kollarıma atıldı. Ne kadar şanslıyız ki, gazetedeki ilân annenin gözüne takıldı... O ilân seni aramak içindi Seda... Gerçek sahibini... Sedayı... Onu bu kadar sevdiğin için, yolunu beklediğin için onun yolu benimle kesişti. Şundan kesinlikle emin olmalısın ki, iddia ediyorum, onun gözlerindeki hüznü, sahibini arayışını benden başka kimse bilemezdi...

Asude Ablacım,Cankieyi ilk sekiz ay Bursada ki evimizin bahçesinde bakıyorduk. Yazın çok sıcak olduğu için bunalsın istemedik esintili bir yer olması gerekiyordu. O sırada da bizim Yalovada olan evimiz aklımıza geldi... Bütün bu kış orda mutlu mesut yaşıyordu. İstanbulda okuduğum için ara sıra yanına gidiyordum. Oradaki bekçi, Acaba Cankieye iyi bakıyor mu? diye içimde hep bir korku vardı. Kışında hava şartlarından dolayı Cankienin yanma pek gidemez oldum... Şubat ayında bir hafta sonu gittiğimde Berkay Abla bana, Cankie kaybolmuş dedi. Kıyameti kopardım. Nasıl kaybolmuş? diyorum.Bana, Kaçmış diyorlardı? Ama pek inandırıcı gelmiyordu. Bu zamana kadar kaçmayan Cankie şimdi nasıl kaçar? Olayda bir tuhaflık vardı. Evin etrafında herkese sordum, Cankieyi gördünüz mü diye? Etraftakilerin cevabı da; Cankie yine dolaşıyordu bir hızla ormana doğru koştu ve bir daha geri gelmedi dediler. İki gün bekleyelim dedik geri gelir belki. Cankieden hiçbir iz yoktu... Tabii benim de psikolojim bozuldu. Cankie, kollarımda sallayıp uyutup yatağına koyduğum bana şans getiren biricik dostum kim bilir nerede? Ne şekilde? Kaçırıldı mı? Acaba öldü mü yoksa?diye kendimi yiyip bitirmiştim. Resmen hayata küsmüştüm. Geceleri yatarken sanki bahçede Cankie nin sesini duyuyordum. Hemen balkona çıkıyordum ama Cankie yoktu. Çok zor günler yaşadık. Annem hayvanlara dokunamadığı halde Cankie yi çok seviyordu. O bile çok üzüldü. Sonra 6 Ağustos Pazar günü sabah kalktığımda içimde nedenini bilmediğim acayip bir mu... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9786055942168

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski