Hatice Alptekinin yazgısı, babası Tufan Çiloğlunun 1918 yılında Sarıkamış bozgununda Ruslara esir düşmesiyle, henüz doğmadan şekillenmeye başlıyor. Babası savaş esirliğinden kurtulduktan sonra Güney Rusyada bir Türki köyüne yerleşiyor. Zeki ve bilgili bir din adamı olduğu için köylüler onu benimsiyor, çocuklarına öğretmen yapıyor ve bir kızlarıyla evlendiriyorlar. Böylece Tufan Çiloğlu adını değiştirip Osman Naci Yusupof oluyor, köyün zengin ailelerinden birine katılıyor. Fakat çok geçmeden 1917 Ekim Devriminin etkisi, yaşadıkları köye uzanıyor, ve Tufan Çiloğlu hem varlıklı biri hem de bir din adamı olduğu için kovuşturmaya uğruyor, hapsediliyor, sürülüyor. Ters Akıyordu Volgada savaşların ve devrimlerin insanların yaşamını nasıl enkaza çevirdiğini birinci ağızdan öğreniyoruz. Alptekinin dipten gelen bir depreme benzettiği Ekim Devriminin zengin bir ailenin hayatını altüst edişine tanık oluyoruz. Bu ailenin gözünde devrimin, komünistlerin ne tür bir imge oluşturduğunu görme şansını yakalıyoruz. Lenin kimi zaman tüm kötülüklerin kaynağı olan bir şeytan, kimi zaman da Rus halkını içine saplandığı yokluk batağından kurtaracak bilge bir önder olarak karşımıza çıkıyor. Elinizdeki kitap, sadece Hatice Alptekinin anıları değil, eski Sovyetler Birliğinin kuruluş döneminde devletin izlediği politikaların kimi insanların hayatı üzerinde ne tür etkiler doğurduğunu, insanlara ne tür maceralar yaşattığını duyguların diliyle aktaran bir anlatı.Hatice Alptekinden yazar, sanatçı, kişi olarak öğrenecek çok şey var. Yaşamı biraz daha güzelleştirmek için Hatice Hanımın her gününe, her ânına, bütün zorluklara direnişine dikkat etmeliyiz. Yaşar Kemal
Hatice Alptekinin yazgısı, babası Tufan Çiloğlunun 1918 yılında Sarıkamış bozgununda Ruslara esir düşmesiyle, henüz doğmadan şekillenmeye başlıyor. Babası savaş esirliğinden kurtulduktan sonra Güney Rusyada bir Türki köyüne yerleşiyor. Zeki ve bilgili bir din adamı olduğu için köylüler onu benimsiyor, çocuklarına öğretmen yapıyor ve bir kızlarıyla evlendiriyorlar. Böylece Tufan Çiloğlu adını değiştirip Osman Naci Yusupof oluyor, köyün zengin ailelerinden birine katılıyor. Fakat çok geçmeden 1917 Ekim Devriminin etkisi, yaşadıkları köye uzanıyor, ve Tufan Çiloğlu hem varlıklı biri hem de bir din adamı olduğu için kovuşturmaya uğruyor, hapsediliyor, sürülüyor. Ters Akıyordu Volgada savaşların ve devrimlerin insanların yaşamını nasıl enkaza çevirdiğini birinci ağızdan öğreniyoruz. Alptekinin dipten gelen bir depreme benzettiği Ekim Devriminin zengin bir ailenin hayatını altüst edişine tanık oluyoruz. Bu ailenin gözünde devrimin, komünistlerin ne tür bir imge oluşturduğunu görme şansını yakalıyoruz. Lenin kimi zaman tüm kötülüklerin kaynağı olan bir şeytan, kimi zaman da Rus halkını içine saplandığı yokluk batağından kurtaracak bilge bir önder olarak karşımıza çıkıyor. Elinizdeki kitap, sadece Hatice Alptekinin anıları değil, eski Sovyetler Birliğinin kuruluş döneminde devletin izlediği politikaların kimi insanların hayatı üzerinde ne tür etkiler doğurduğunu, insanlara ne tür maceralar yaşattığını duyguların diliyle aktaran bir anlatı.Hatice Alptekinden yazar, sanatçı, kişi olara... tümünü göster