TSK'ya Karşı 12 Komplo

(SÖZDE) davaların arka planındaki tezgahlar ve delillerin sahteliği ile onlarca haber yapıldı. Tarihi tutmayan CD'ler, el yazılarının çoğaltılması ile oluşturulmuş yazılar, darbe saatinde deniz altında görevde bulunan personel...

Bunun gibi yüzlerce örnek gösterebiliriz.

Fakat kendisi de (SÖZDE) Balyoz'da yargılanan Kurmay Albay Dr. Ahmet Küçükşahin'in yazdığı, "TSK’ya Karşı 12 Komplo” adlı kitap, bambaşka bir noktayı yakalayarak, tezgahların yurtdışında ve aslında nasıl kurulduğunu anlatıyor.

İddianameyi dikkatli okuyan Küçükşahin bunu ispatlamak için çok da zorlanmamış. Çünkü "Tercüme hataları" herşeyi ele veriyor.

Balyoz davasının yanısıra Ümraniye-2, Ümraniye-3, Poyrazköy, Kafes, Islak İmza, Amirallere Suikast, Çürük Çetesi, Askeri Casusluk ve Çete, Gölcük Araması, Eskişehir Araması ve İnternet Andıcı (Örütbağ yayınları) davalarını da mercek altına alan ve Togan Yayınları tarafından basılan kitaptan "uluslararası tezgahı" gösteren bazı satırları yayınlıyoruz:

"RADIO" RADYO DİYE ÇEVİRİRSEN

Balyoz darbe planının eklerindeki “b. Muhabere”başlıklı belgede darbe sırasında darbeye katılan birliklerin “esas muhabere vasıtasının radyo, yedek olarak da Kral tv mesaj band sistemi olduğunu” kaydediyor. Radyo karşılıklı iletişim için değil, tek taraflı iletişim için kullanılan bir araç. Yani radyo ile muhabere yapamazsınız. TSK ise muhaberede telsiz kullanır. Albay Küçükşahin şunları anlatıyor: "Oysa TSK’de irtibat kurmak üzere muhabere aracı olarak radyo kullanılmaz, telsiz kullanılır. Bunu bütün Türk subayları bilir. O zaman bu radyo konusu nereden çıkmıştır? İngilizce radyo kelimesinin Türkçe karşılıkları; radyo ve telsizdir. Yani radyo, bir tercüme hatası olarak kayıtlarda telsiz yerine kullanılmıştır. Demek ki, bu plan önce İngilizce olarak yazılmış, sonra Türkçeye çevrilmiştir.” (s.70)

YÜZDE 95'İ MÜSLÜMAN OLAN BİR ÜLKEDE...

Balyoz Güvenlik Harekat Planı’nın yurtdışı bağlantısı kapsamında bir başka örnek 6 Aralık 2010 günü Gölcük’ten çıktığı iddia edilen belgeler içinde yer almaktadır. Kasım raporu olarak adlandırılan ve Aralık 2002 tarihli “Yeniden Yapılanma Faaliyetleri” konulu, TCG Gaziantep Komutanı Dz. Kur. Yrb. Ümit Metin’in adının yer aldığı imzasız Bilgi Notu başlıklı yazı içersinde geçen “Ramazan ayının ilk gününde Aksaz Üs Radyosundan Müslümanların kutsal kitabı olan Kur’an’dan bölümler yayınlanmasına izin vermiş” ifadesidir. Yüzde 95’i Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde hiçbir kimsenin resmi bir yazışmada “Müslümanların kutsal kitabı olan Kur’an”ifadesini yazması mümkün değildir“

OKYANUSA ATMAK MI DENİZE ATMAK MI?

Kendisini Deniz Kuvvetleri'nde subay olarak tanıtan Ahmet Yılmaz 23 Mayıs 2009’da bir e posta yazarak Poyrazköy’deki askeri birlik ile ilgili bazı iddialarda bulunur. Ahmet Yılmaz şöyle diyor: "Darbeciler panik içindeler ve 'Malzemeler yurt dışına giden bir gemiye verilmiş ve okyanusa atılması istenmiştir"... "Yapılan arama sonucu ele geçirilen mühimmatlar yurt dışına giden gemiye verilerek okyanusa atılması istenmiştir. Şimdi İstanbul’dan hareket eden bir Türk savaş gemisine yüklenen malzemeler neden Marmara Denizine atılmıyor. Muhtemelen çok derin değil diye mi?!! Sonra Ege’ye çıkıyor, o da yetmez. Akdeniz’e açılıyor Türk savaş gemisi. O da küçük ve sığ bir deniz ya oraya da atılmıyor. Savaş gemisi ya Cebelitarık’tan geçerek Atlantik Okyanusuna açılıyor ya da Süveyş Kanalını geçiyor. Kızıldeniz’i geçiyor. Hint Okyanusuna varınca atılması gereken şeyler atılıyor. Türkçede “okyanusa atmak” diye bir kavram yoktur. Olsa olsa “denize atmak” denilir.

Bu cümleyi yorumlayan Kurmay Albay Küçükşahin, “Özellikle Amerikalılar deniz yerine okyanus kelimesini kullanırlar” diyor.

(SÖZDE) davaların arka planındaki tezgahlar ve delillerin sahteliği ile onlarca haber yapıldı. Tarihi tutmayan CD'ler, el yazılarının çoğaltılması ile oluşturulmuş yazılar, darbe saatinde deniz altında görevde bulunan personel...

Bunun gibi yüzlerce örnek gösterebiliriz.

Fakat kendisi de (SÖZDE) Balyoz'da yargılanan Kurmay Albay Dr. Ahmet Küçükşahin'in yazdığı, "TSK’ya Karşı 12 Komplo” adlı kitap, bambaşka bir noktayı yakalayarak, tezgahların yurtdışında ve aslında nasıl kurulduğunu anlatıyor.

İddianameyi dikkatli okuyan Küçükşahin bunu ispatlamak için çok da zorlanmamış. Çünkü "Tercüme hataları" herşeyi ele veriyor.

Balyoz davasının yanısıra Ümraniye-2, Ümraniye-3, Poyrazköy, Kafes, Islak İmza, Amirallere Suikast, Çürük Çetesi, Askeri Casusluk ve Çete, Gölcük Araması, Eskişehir Araması ve İnternet Andıcı (Örütbağ yayınları) davalarını da mercek altına alan ve Togan Yayınları tarafından basılan kitaptan "uluslararası tezgahı" gösteren bazı satırları yayınlıyoruz:

"RADIO" RADYO DİYE ÇEVİRİRSEN

Balyoz darbe planının eklerindeki “b. Muhabere”başlıklı belgede darbe sırasında darbeye katılan birliklerin “esas muhabere vasıtasının radyo, yedek olarak da Kral tv mesaj band sistemi olduğunu” kaydediyor. Radyo karşılıklı iletişim için değil, tek taraflı iletişim için kullanılan bir araç. Yani radyo ile muhabere yapamazsınız. TSK ise muhaberede telsiz kullanır. Albay Küçükşahin şunları anlatıyor: "Oysa TSK’de irti... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

272 sayfa
2011 tarihinde, Togan Yayıncılık tarafından yayınlandı


ISBN
9944337625
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: siyaset

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Zuhalay
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski