Şiire Damıtılmış Hayat

TAKRİZ İsmet Özel Okur-yazarlığa adım attıktan bu yana, birçok kitap tanıtma yazısı, birçok kitap eleştirisi gördüm. Yine de bir kitabın okunmasının nasıl tavsiye edileceğini öğrenemedim. Böylesi bir marifete kavuşmak için, belki önce insanların niçin kitap okuduklarına dair bir bilgiyi ele geçirmek gerekiyor. Ben insanların niçin kitap okuduklarını da bilmiyorum. Bildiğimi sanıyordum; ama geçen yıllar cehaletimi yüzüme vurdu. İlerlemiş yaşıma rağmen insan faaliyetleri hakkında bilebildiğim yalnızca bir şey var, o da hepsinin (hepimizin) hareketlerini menfaat temini gayesiyle tanzim ettikleridir. Biz insanlar menfaat peşinde ömür tüketiyoruz; ama pek azımız menfaat kavramını sorgulamışızdır. Bir kitap sizin tarafınızdan okunuyorsa, bunda benim bir menfaatim var mı? Kitap senin hakkında yazıldıysa, elbette şeklinde düşünebilirsiniz. Ben aynı şekilde düşünmüyorum. Her kitabı yazan kendi hakkında yazar ve kim olursa olsun bir kitabı okuyan, okuduğunu kendi hakkında yazılmış olduğu kanaatinden sapmadan okur. Devran döndü ve sıra elinizdeki kitabı övmeme geldi. Acaba İbrahim Tüzerin yazdığı bu kitabı, hakkımda iyi şeyler söylediği için mi öveceğim; yoksa hakkımda söylenecek şeyleri iyi söylediği için mi? Birinci sorunun cevabı: Hiç de değil. İkinci sorunun cevabı: Tamı tamına değil. Zihnimde çakan ilk şey, bu övme işi dolayısıyla yapıverdiğimin şahsiyetimdeki bir fakirlikten doğup doğmadığıdır. Zira gençlik yıllarımda Jean Paul Sartreın kendi hakkında bir kitaba önsöz olarak bir takriz yazmasını ve orada Bana münhasır kılmak isteğiyle yazdığınız (iki yazarlı bir kitaptı bu) eseri dikkatle okudum ve kitapta düşüncelerimin çok sarih ve çok sadık bir sergilenmesini bulmanın büyük hazzını duydum* demesini yazarın bir şahsiyet fakirliği olarak değerlendirmiştim. Eğer bir yerde yazılmış olanlar ve onların yanıbaşında yazılanlar dolayısıyla yazılmış olanlar duruyorsa ve ikinciler birincilere sadık ise, ikinciler birinciler kadar sarahati havi ise; yazılmış iki kümeden birinin gereksizliğine hükmetmemiz doğru olacaktır. Bu sözlerim üzerine bize en çok lüzûm eden gereksizliktir diyenler çıkacağını biliyorum. Elinizdeki kitabı onların gönlünü hoş tutmak gayesiyle övmeyeceğimin bilinmesini istiyorum. İbrahim Tüzerin yazdıklarının hakkımda daha önce yazılmış olanlardan ciddi bir farkı var: Bu kitap benim neye müteallik şeyler söylediğimi izah etmiyor. Öncekiler bu konuda hep aklı evvel konumunu benimsemekten perva etmedi. Tüzer ise, İsmet Özel okuru olmaktan gocunmadığını, sarih bir biçimde beyan etmektedir. Bu kitap daha önce hakkımda yazılanların tümünün hilâfına benim söylediklerimin bir şeye taalluk ettiğini gösteriyor. Acaba neye? Her kim yazılanları takipten hoşlanıyorsa İbrahim Tüzerin tespitlerinden, kendine göre keşiflere açılacaktır. Yine de bu kitabı okuduğunuzda bir sırrı çözmüş olmanın sevincine kavuşmanız bahis konusu değildir. Benim yazdıklarımın neye taalluk ettiğini keşfetmiş olmanın tatmini sizi rahata erdirmiş olmayacak. Şiirin bir vakıa olarak, iki unsuru kesiştiren bir yapıya kavuşmadan ciddiye alınamayacağı bu kitap dolayısıyla bir kez daha pekişiyor. Bu iki unsur, üzerinde yaşanılan topraklar ve birlikte yaşanılan insanlardır. Sanat eseri hakkında yazılanlar bir işe yarayacaksa, o eserin durduğu yerin görünmesine engel olan çarpıklıkları izale ettiği oranda yarayacaktır. Sanat eseri hakkında yazılanlar bir tatmin sağlayacaksa aidiyet duygusuna olan katkısı oranında sağlayacaktır. Sanat eserleri olmasaydı dünyada asla mekânımız olmazdı. Mekânımızın sınırları var. İbrahim Tüzerin hakkımda yazdıklarının da kolayca aşılabilir sınırları var: Size bu kitabın sağlayacağı yarar ve tatminin, Türk olmanın güven verip vermediğiyle sınırlı olduğunu bilmenizi isterim.

TAKRİZ İsmet Özel Okur-yazarlığa adım attıktan bu yana, birçok kitap tanıtma yazısı, birçok kitap eleştirisi gördüm. Yine de bir kitabın okunmasının nasıl tavsiye edileceğini öğrenemedim. Böylesi bir marifete kavuşmak için, belki önce insanların niçin kitap okuduklarına dair bir bilgiyi ele geçirmek gerekiyor. Ben insanların niçin kitap okuduklarını da bilmiyorum. Bildiğimi sanıyordum; ama geçen yıllar cehaletimi yüzüme vurdu. İlerlemiş yaşıma rağmen insan faaliyetleri hakkında bilebildiğim yalnızca bir şey var, o da hepsinin (hepimizin) hareketlerini menfaat temini gayesiyle tanzim ettikleridir. Biz insanlar menfaat peşinde ömür tüketiyoruz; ama pek azımız menfaat kavramını sorgulamışızdır. Bir kitap sizin tarafınızdan okunuyorsa, bunda benim bir menfaatim var mı? Kitap senin hakkında yazıldıysa, elbette şeklinde düşünebilirsiniz. Ben aynı şekilde düşünmüyorum. Her kitabı yazan kendi hakkında yazar ve kim olursa olsun bir kitabı okuyan, okuduğunu kendi hakkında yazılmış olduğu kanaatinden sapmadan okur. Devran döndü ve sıra elinizdeki kitabı övmeme geldi. Acaba İbrahim Tüzerin yazdığı bu kitabı, hakkımda iyi şeyler söylediği için mi öveceğim; yoksa hakkımda söylenecek şeyleri iyi söylediği için mi? Birinci sorunun cevabı: Hiç de değil. İkinci sorunun cevabı: Tamı tamına değil. Zihnimde çakan ilk şey, bu övme işi dolayısıyla yapıverdiğimin şahsiyetimdeki bir fakirlikten doğup doğmadığıdır. Zira gençlik yıllarımda Jean Paul Sartreın kendi hakkında bir kitaba önsöz olarak bir t... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

650 sayfa


ISBN
9789759951016

Etiketler: şiir

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

metanoia
0 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski