Selçuklu Göçerlerinin Dünyası

Ferdî hikâyemiz nasıl her an yeniden inşa ediliyorsa, toplulukların hikâyeleri de esasen her an yeniden inşa olur. Bu hikâyeler şifahi seviyede kaldıklarında, bizler bu yeniden varoluşu asla terk edemeyiz. Ancak, varoluşun belli bir zamanki dilimi kayda geçirildiğinde, ifşanın birbirine benzemezliği fark edilir hâle gelir. Buraya kadar ifade etmeye çalıştığımız şeyler, tarihçilerin ne kadar zor ve sorunlu bir işle uğraştığını yeterince ortaya koyuyor sanıyorum. Eğer tarihçi sunî bir hikâye inşası yerine, gerçekten toplumun kendi hikâyesini inşa etmek için metinler kaleme alırsa, insanların anlatı kaynaklı sorunlarının çözümü kolaylaşacaktır. Göçebeler, varlık zeminleri olan hikâyelerini nasıl ozanların dilinden sürekli yeniden inşa ediyorlarsa, yerleşiklerin de tarihçilerinin dilinden kendi hikâyelerini belli zamanlarda yeniden inşa etmesi gerekir.

Ferdî hikâyemiz nasıl her an yeniden inşa ediliyorsa, toplulukların hikâyeleri de esasen her an yeniden inşa olur. Bu hikâyeler şifahi seviyede kaldıklarında, bizler bu yeniden varoluşu asla terk edemeyiz. Ancak, varoluşun belli bir zamanki dilimi kayda geçirildiğinde, ifşanın birbirine benzemezliği fark edilir hâle gelir. Buraya kadar ifade etmeye çalıştığımız şeyler, tarihçilerin ne kadar zor ve sorunlu bir işle uğraştığını yeterince ortaya koyuyor sanıyorum. Eğer tarihçi sunî bir hikâye inşası yerine, gerçekten toplumun kendi hikâyesini inşa etmek için metinler kaleme alırsa, insanların anlatı kaynaklı sorunlarının çözümü kolaylaşacaktır. Göçebeler, varlık zeminleri olan hikâyelerini nasıl ozanların dilinden sürekli yeniden inşa ediyorlarsa, yerleşiklerin de tarihçilerinin dilinden kendi hikâyelerini belli zamanlarda yeniden inşa etmesi gerekir.