Şebeke

ABD, Ankaradaki elçisi aracılığı ile Türkiyedeki demokrasiyi savunup Askerlere karşı meydan okur görünürken, diğer taraftan bazı genarallerle işi kotarıyordu. Ve Şebekenin bu ayağı görevini kusursuz yerine getirmiş, ülkenin en güçlü iki organizasyonu olan kardeşleri birbirine düşman derecesine getirmişti. Türk sivil yaşamının en organize ve ciddi yapısı olan Siyasal İslamcılar yine onlar gibi organize ve güçlü tek resmi kurum olan ordu marifetiyle tasfiye edilerek, ileride oluşabilecek halk hareketinin önü böylece kesilmiş oluyordu. Refah Partisi ve onun uzantıları tek tek tasfiye ediliyor ve Türk halkı organize olmaktan çıkarılıyordu. Bununla da yetinmeyen Şebeke, Türkiyedeki mafyoz yapılanmaların önünü açtırıyor, birçok general ile mafya liderleri ve ülkeyi soyan banka hortumcularını aynı karede buluşturuyordu. Ve yıllar sonra ortaya çıkan tabloda, devletin en başındaki şahsın ailesinden neredeyse bütün bankacılar ve birçok general bu soygun düzeninin bir parçası olarak görülmüş ve Türk insanı, kendi devletini oluşturan Ordu-Sermaye-Siyaset üçgenine güvenini yitiriyordu. Batı karşıtı olan Siyasal İslami kesim, liberalleri bile kıskandıracak boyutta batıcı oluyorlardı. 11 Eylülden sonra ortaya atılan komplo teorileri önce fantezi gibi herkesin diline dolandı. Kimi inandı kimi güldü ve eğlendi. Ama artık ortadan bir çok belge, tanık ve kitap var. İşte bu kitap, bir çok komployu teori olmaktan uzaklaştırıp, dünyanın gözardı edemeyeceği bir gerçeklik boyutuna getiriyor. Dünyayı yöneten gizli güçlerin hiç de gizli olmadığını, aslında her şeyin apaçık ortada olduğunu gözler önüne seriyor. Rotary Kulüplerinden Petrol Şirketlerine, A.B.D. Bakanlıklarından Kurukafa ve Kemikler Tarikatına, Bilderbergerlerden RANDa tam bir gizli topluluklar paranoması çiziyor Erdal Şimşek.

ABD, Ankaradaki elçisi aracılığı ile Türkiyedeki demokrasiyi savunup Askerlere karşı meydan okur görünürken, diğer taraftan bazı genarallerle işi kotarıyordu. Ve Şebekenin bu ayağı görevini kusursuz yerine getirmiş, ülkenin en güçlü iki organizasyonu olan kardeşleri birbirine düşman derecesine getirmişti. Türk sivil yaşamının en organize ve ciddi yapısı olan Siyasal İslamcılar yine onlar gibi organize ve güçlü tek resmi kurum olan ordu marifetiyle tasfiye edilerek, ileride oluşabilecek halk hareketinin önü böylece kesilmiş oluyordu. Refah Partisi ve onun uzantıları tek tek tasfiye ediliyor ve Türk halkı organize olmaktan çıkarılıyordu. Bununla da yetinmeyen Şebeke, Türkiyedeki mafyoz yapılanmaların önünü açtırıyor, birçok general ile mafya liderleri ve ülkeyi soyan banka hortumcularını aynı karede buluşturuyordu. Ve yıllar sonra ortaya çıkan tabloda, devletin en başındaki şahsın ailesinden neredeyse bütün bankacılar ve birçok general bu soygun düzeninin bir parçası olarak görülmüş ve Türk insanı, kendi devletini oluşturan Ordu-Sermaye-Siyaset üçgenine güvenini yitiriyordu. Batı karşıtı olan Siyasal İslami kesim, liberalleri bile kıskandıracak boyutta batıcı oluyorlardı. 11 Eylülden sonra ortaya atılan komplo teorileri önce fantezi gibi herkesin diline dolandı. Kimi inandı kimi güldü ve eğlendi. Ama artık ortadan bir çok belge, tanık ve kitap var. İşte bu kitap, bir çok komployu teori olmaktan uzaklaştırıp, dünyanın gözardı edemeyeceği bir gerçeklik boyutuna getiriyor. Dünyayı... tümünü göster