Samuel Beckett`in Terzisi

Demir Özlü, yenilikçi edebiyatımızın öncülerinden. Öykü, roman, günlük, anı türlerindeki ürünleriyle kuşağının da verimli bir yazarıdır. Onun bu yanlarını açan, yazın/düşün evrenini bize daha çok anlatan denemeciliğini ise ayrı bir yere koymak gerekiyor. Yazın düşüncesinden hayatı/evreni kavrama bilincine yönelik bir yolculuğun izlerini getirip sunar bize, Özlü. İçten bakan, içtenlikli biçimde yazısını kuran bu usta anlatıcının denemeci kimliğini daha yakından tanıyabilmenin yordamını içeriyor Samuel Beckettin Terzisinde yer alan denemeleri. İçinde bulunduğumuz yurt ve dünya koşullarında geleneksel hümanist kültür birikimiyle bağlar kurmak giderek daralan bir alana sıkıştırılmıştır, bir naiflik olarak da görülebilir. İnsan gerçeği 1950li yıllara göre durmadan büyüyen bir tehdit altında. Ama bizim Türk ve Dünya edebiyatından edindiğimiz hümanist kültürü bir yana atmamız elbette düşünülemezdi. Bir bakıma Beckettin terzi kahramanı gibiyiz: Bir Tanrının yarattığı şu dünyaya bakın; bir de benim diktiğim pantolona. Demir Özlü Ülkemizde bir edebiyat kuşağının prototipleri daha çok şairler arasından çıkar. Hep öyle olmuş. Bunda şairin düşünce ortamında etkin rol almaya çalışmasının, sanatıyla hayatı arasında bir özdeşlik bulunmasının da payı var belki. 1950 edebiyat kuşağını alırsak, işin biraz değiştiğini görüyoruz. Öykücüler, romancılar, deneme yazarları da var o tipin belirleyici çizgilerini taşıyan. Bunların başında da Demir Özlü geliyor. Cemal Süreya

Demir Özlü, yenilikçi edebiyatımızın öncülerinden. Öykü, roman, günlük, anı türlerindeki ürünleriyle kuşağının da verimli bir yazarıdır. Onun bu yanlarını açan, yazın/düşün evrenini bize daha çok anlatan denemeciliğini ise ayrı bir yere koymak gerekiyor. Yazın düşüncesinden hayatı/evreni kavrama bilincine yönelik bir yolculuğun izlerini getirip sunar bize, Özlü. İçten bakan, içtenlikli biçimde yazısını kuran bu usta anlatıcının denemeci kimliğini daha yakından tanıyabilmenin yordamını içeriyor Samuel Beckettin Terzisinde yer alan denemeleri. İçinde bulunduğumuz yurt ve dünya koşullarında geleneksel hümanist kültür birikimiyle bağlar kurmak giderek daralan bir alana sıkıştırılmıştır, bir naiflik olarak da görülebilir. İnsan gerçeği 1950li yıllara göre durmadan büyüyen bir tehdit altında. Ama bizim Türk ve Dünya edebiyatından edindiğimiz hümanist kültürü bir yana atmamız elbette düşünülemezdi. Bir bakıma Beckettin terzi kahramanı gibiyiz: Bir Tanrının yarattığı şu dünyaya bakın; bir de benim diktiğim pantolona. Demir Özlü Ülkemizde bir edebiyat kuşağının prototipleri daha çok şairler arasından çıkar. Hep öyle olmuş. Bunda şairin düşünce ortamında etkin rol almaya çalışmasının, sanatıyla hayatı arasında bir özdeşlik bulunmasının da payı var belki. 1950 edebiyat kuşağını alırsak, işin biraz değiştiğini görüyoruz. Öykücüler, romancılar, deneme yazarları da var o tipin belirleyici çizgilerini taşıyan. Bunların başında da Demir Özlü geliyor. Cemal Süreya


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-304-149-7

Etiketler: deneme-inceleme

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski