Hintli şair ve yazar Tagore Rabindranath (1861-1941) Hint ve Batı kültürünü kaynaştırmak için büyük çaba göstermiştir. Geleneksel Hint şiirinin son temsilcilerinden biri olan Tagorenin şiirlerinin başlıca temasını, insan ve doğaya duyduğu mistik sevgi ve halkın çektiği acılar oluşturur. Tagore, 3000 kadar şarkı sözü yazmış ve bestelemiştir. Hikaye, roman, oyun ve siyasi yazıları da bulunan Tagore 1913te Nobel edebiyat Ödülü almıştır. Bu eser yazarın, Şairin Dini, Yaratıcı İdeal, Ormanın Dini, Doğu ve Batı, Yeni Devir ve Özgürlük Tutkusu adlı uzun düz yazılarını içeren bir derlemedir. Şiirsel bir üslupla kaleme alınmış yazılar, Tagorenin yaşam felsefesini açığa vurmaktadır.Okuyucunun her satırında yaşamdan ve kendinden bir şeyler bulduğu bu eserden küçük bir alıntı: Önümüzde duran, dikkatimize çarpan şey mutfak değildir, ziyafettir. Dünyanın uzviyeti değil, çehresidir. Mevsimlerin, nöbet değiştirmelerine, ışık ve gölgenin, rüzgarın ve suyun aldatıcı oyunlarına doğumdan ölüme kadar uçuşan seyyal hayatın rengarenk kanatlarına bakınız. Bu olayların önemi mevcudiyetinde değil, ahenkli dilindedir. Ruhumuzun anadili olan bu dil aracılığıyla vakalar bize ulaştırılmaktadır.
Hintli şair ve yazar Tagore Rabindranath (1861-1941) Hint ve Batı kültürünü kaynaştırmak için büyük çaba göstermiştir. Geleneksel Hint şiirinin son temsilcilerinden biri olan Tagorenin şiirlerinin başlıca temasını, insan ve doğaya duyduğu mistik sevgi ve halkın çektiği acılar oluşturur. Tagore, 3000 kadar şarkı sözü yazmış ve bestelemiştir. Hikaye, roman, oyun ve siyasi yazıları da bulunan Tagore 1913te Nobel edebiyat Ödülü almıştır. Bu eser yazarın, Şairin Dini, Yaratıcı İdeal, Ormanın Dini, Doğu ve Batı, Yeni Devir ve Özgürlük Tutkusu adlı uzun düz yazılarını içeren bir derlemedir. Şiirsel bir üslupla kaleme alınmış yazılar, Tagorenin yaşam felsefesini açığa vurmaktadır.Okuyucunun her satırında yaşamdan ve kendinden bir şeyler bulduğu bu eserden küçük bir alıntı: Önümüzde duran, dikkatimize çarpan şey mutfak değildir, ziyafettir. Dünyanın uzviyeti değil, çehresidir. Mevsimlerin, nöbet değiştirmelerine, ışık ve gölgenin, rüzgarın ve suyun aldatıcı oyunlarına doğumdan ölüme kadar uçuşan seyyal hayatın rengarenk kanatlarına bakınız. Bu olayların önemi mevcudiyetinde değil, ahenkli dilindedir. Ruhumuzun anadili olan bu dil aracılığıyla vakalar bize ulaştırılmaktadır.