Sade'ı Yakmalı Mı?

Kızgın, karşı konmaz, öfkeyle dolu, her şeyde aşırı, töreler konusunda görülmedik bir hayalleme sapışı taşıyan, bağnazlığa dek tanrısız... Bir iki lafla ben böyleyim işte diyor, sadizm terimine adını veren Marquis de Sade. imilerine göre, insan biçimine bürünmüş bir mutlak kötülük, kimilerine göreyse bir özgürlük savunucusu... İlk lanetli yazar... işiliği kadar, hayat serüveni de yer yer karanlıkta kalan Sadeın rezaletler, skandallar ve hapishane yılları ile dolu hayatını, kurmaya çalıştığı, yüksek sesle savunduğu sistemini inceliyor Simone de Beauvoir. Sadeı Yakmalı mı? kitabında sadece Sadela değil, belki kendi kendinize bile itiraf edemediğiniz taraflarınızla da yüz yüze geleceksiniz. TADIMLIKFikirlerle inanmadığımız şeyler konusunda kavgalar her zaman daha büyük etkiler uyandırır. Kuşkusuz Sadeın natüralizmden yararlandığı ad hominen1 kanıtlar da böyle olmuştur; çağdaşlarının iyinin yararına ileri sürdükleri örnekleri kötünün yararına kullanmaktan hınzırca bir zevk duymuştur. Ama yine kuşkusuz o da kavgayı kazanmak için olayların haklar yarattığı varsayımını kabul etmiştir. Zevk düşkününün kadınları ezmeye hakkı olduğunu göstermek istediğinde şöyle der: Doğa, kadınları ezme gücünü vermekle erkeğe böyle bir hakkı tanımış olmuyor mu? Benzeri sözleri çoğaltabiliriz; sözgelimi Dubois, Justinee şunları söyler: Doğa hepimizi eşit yarattı, Sophie. Alınyazısı, genel yasaların bu ilk şemasını bozmaktan hoşlanıyorsa ondaki kaprisleri düzeltmek içindir bu. Sadeın toplum yasalarına çatmasının asıl nedeni bunların yapma olmalarıdır; bir kitabının bu konuda çok ilginç bir yerinde bir körler topluluğunun yasalarıyla karşılaştırır bunları: Bütün bu ödevler varsayılmış şeyler olduklarından kuruntudan, düşsel olmaktan ileri gidemezler. İnsan varsayılmış küçük bilgilerine, küçük hilelerine, küçük gereksinmelerine uygun yasalar yapmıştır. Ancak bunların gerçekle ilgili yönleri yoktur. Bir körler toplumu bizim kurduğumuz toplumun karşısında nasıl bir hiç olacaktıysa, aynı şekilde bizim toplumumuz da Doğa karşısında bir hiçtir. Montesquieu yasaların iklime, rastlantıların, hatta insan vücudundaki ÒlifÓlerin konumuna göre değişeceğini ileri sürüyordu; yani yasalar yerin ve zamanın sunduğu değişik görünümlerden meydana gelir demeye getiriyordu. Daha sonra Sade kitaplarında bizi bir çırpıda Tahitiye Patagonyaya götürürken, yeryüzünün türlü yerlerinde konulmuş değişik kuralların değer kavramıyla kesinlikle çatıştığını göstermek istemiştir, Sadea göre, kurallar görece ise, bu onların keyfi olduğunu gösterir. Burada itibari (conventionnel) ve düşsel (chimérique) sözlerinin onca aynı anlama geldiğini anımsamamız gerekiyor. Doğaya kutsal bir nitelik tanımaktadır; bölünmezdir, tektir, gerçeğe bitişik olmayanın dışında mutlak bir özellik taşır Doğa.

Kızgın, karşı konmaz, öfkeyle dolu, her şeyde aşırı, töreler konusunda görülmedik bir hayalleme sapışı taşıyan, bağnazlığa dek tanrısız... Bir iki lafla ben böyleyim işte diyor, sadizm terimine adını veren Marquis de Sade. imilerine göre, insan biçimine bürünmüş bir mutlak kötülük, kimilerine göreyse bir özgürlük savunucusu... İlk lanetli yazar... işiliği kadar, hayat serüveni de yer yer karanlıkta kalan Sadeın rezaletler, skandallar ve hapishane yılları ile dolu hayatını, kurmaya çalıştığı, yüksek sesle savunduğu sistemini inceliyor Simone de Beauvoir. Sadeı Yakmalı mı? kitabında sadece Sadela değil, belki kendi kendinize bile itiraf edemediğiniz taraflarınızla da yüz yüze geleceksiniz. TADIMLIKFikirlerle inanmadığımız şeyler konusunda kavgalar her zaman daha büyük etkiler uyandırır. Kuşkusuz Sadeın natüralizmden yararlandığı ad hominen1 kanıtlar da böyle olmuştur; çağdaşlarının iyinin yararına ileri sürdükleri örnekleri kötünün yararına kullanmaktan hınzırca bir zevk duymuştur. Ama yine kuşkusuz o da kavgayı kazanmak için olayların haklar yarattığı varsayımını kabul etmiştir. Zevk düşkününün kadınları ezmeye hakkı olduğunu göstermek istediğinde şöyle der: Doğa, kadınları ezme gücünü vermekle erkeğe böyle bir hakkı tanımış olmuyor mu? Benzeri sözleri çoğaltabiliriz; sözgelimi Dubois, Justinee şunları söyler: Doğa hepimizi eşit yarattı, Sophie. Alınyazısı, genel yasaların bu ilk şemasını bozmaktan hoşlanıyorsa ondaki kaprisleri düzeltmek içindir bu. Sadeın toplum yasaları... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

187 sayfa


ISBN
9753637691

Etiketler: biyografi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

kenz NastasyaFilippovna godot owl gksbcr
10 kişi

Okumak İsteyenler

Daytuna Gutter Ballet wenda Duygu Ergin mugebaris
7 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski