Piruze: Şam'da Bir Türk Gelin

ÇOK SATAN KİTAPLARIYLA TANINAN
SİNAN AKYÜZ'DEN ŞAM'A GELİN GİDEN PİRUZE'NİN GERÇEK YAŞAMÖYKÜSÜ
YENİ 'BİR KIZIM OLMADAN ASLA' ROMANI!

"Erkeklere 'Bu evde eksik oları sensin' dediğimizde, adamların yüzleri asılıyor. Biz kadınları, çok film izlemekle suçluyorlar. Keşke evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi. Başımızı dizlerinin üzerine yatırıp saçlarımızı okşasalardı. Erkekler evlendikten sonra bunları neden yapmıyorlar? Sahi, bunlar hep filmlerde mi yaşanıyor?"
Derlermiş ki, bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çare ile zincirlidir ötekine.
Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye'ye kaçan genç bir kadının oğullarına kavuşmak için verdiği mücadelenin hüzün dolu hikâyesi, hafızalarınızdan kolay kolay silinmeyeceğe benziyor.
İki Kişilik Yalnzılık, Sevmek Zorunda Değilsin Beni, Yatağımdaki Yabancı gibi çok okunan kitapalrın yazarı Sinan Akyüz'ün kaleminden genç yaşta Şam'da gelin olan Piruze'nin gerçek yaşamöyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız....

ÇOK SATAN KİTAPLARIYLA TANINAN
SİNAN AKYÜZ'DEN ŞAM'A GELİN GİDEN PİRUZE'NİN GERÇEK YAŞAMÖYKÜSÜ
YENİ 'BİR KIZIM OLMADAN ASLA' ROMANI!

"Erkeklere 'Bu evde eksik oları sensin' dediğimizde, adamların yüzleri asılıyor. Biz kadınları, çok film izlemekle suçluyorlar. Keşke evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi. Başımızı dizlerinin üzerine yatırıp saçlarımızı okşasalardı. Erkekler evlendikten sonra bunları neden yapmıyorlar? Sahi, bunlar hep filmlerde mi yaşanıyor?"
Derlermiş ki, bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çare ile zincirlidir ötekine.
Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye'ye kaçan genç bir kadının oğullarına kavuşmak için verdiği mücadelenin hüzün dolu hikâyesi, hafızalarınızdan kolay kolay silinmeyeceğe benziyor.
İki Kişilik Yalnzılık, Sevmek Zorunda Değilsin Beni, Yatağımdaki Yabancı gibi çok okunan kitapalrın yazarı Sinan Akyüz'ün kaleminden genç yaşta Şam'da gelin olan Piruze'nin gerçek yaşamöyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız....


Değerlendirmeler

değerlendirme
6 puan

"Bir yanda hiç yipranmayacak türden duygulara kendini birakmak isteyen romantik genç bir kadin, diger yanda atalarinin geleneklerini disa buran genç bir adam. Ve ben gidip böyle bir adamla evlenmistim."

"Tüh sana," dedi dayimin yüzüne tükürerek. "Yedi yasindaki çocugun aklina bile komünizmi sokmussun. Her gün donunu yikatiyorsun. Sonra da üniversiteye devrim yapmaya gidiyorsun. Senin kendine bile faydan yokken, devrimi nasil yapacaksin?"

"Masallah," dedi. "Bicir bicir bir kiz çocugu. Allah seni büyüdügün zaman sansindan yana da güldürsün."

O gün yanimda oturan o teyzenin ne demek istedigini yillar sonra çok iyi anladim. Megerse bir insanin kaderinde sans faktörü çok önemliymis. Bir gün kötu kaderin, o çirkin yüzünü sana gösterdiginde, elinde sanstan baska birsey kalmiyormus."

"Gerçek sevgi biz kadinlarda vardir, erkeklerde degil. Cok güzel seydir kadin olmak. Inan bana, erkekler hem kötü bir âsik, hemde kötü bir babadir. Hâlbuki biz kadinlar erkekler gibi miyiz? Gerçek sevgiyi bulduk mu, hem iyi bir âsik, hemde iyi bir anne olabiliyoruz. Ben yillardir onun özlemiyle yanip tutustum. Gerçek ve saf aski yeni yeni buldum."

"Dünyanin neresinde olursan ol, evlendigin zaman kocanin soy ismiyle yasiyorsun."

"Cocuk yapmak için erkegin yasi olmaz. O konuda sanssiz olan biz kadinlariz. Biz biraz yaslanmaya baslayinca hayat trenini kaçiriyoruz ama erkekler her yasta binecek bir tren mutlaka buluyor."

"O ilk aylar, orada iki seyin sikintisini yasadim. Birincisi, dil bilmememin. Ikincisi de Türk olmanin."

"O güne kadar Ingiltere'yi dünyanin merkezi zannediyordum. Megerse toprak ananin nice sasilacak çocuklari varmis. Bu farkli çocuklarin da nice sasilacak gelenekleri varmis. Ben de zamanla bu geleneklerin önünde saygiyla diz çöküp oturdum."

"Ben hiçbir zaman paranin kölesi olmadim. Ben sevdiklerimin kölesi oldum."

"Ingiltere benim genç kizlik günlerimin en güzel askiydi. Ben ingiltere kokuyordum, Ingiltere de ben..."

"Bizde gelenekler böyle. Capkinlik erkegin elinin kiri gibidir. Yeter ki elini yikasin, temiz bir sekilde evine geri dönsün. Evin kapisi sonsuza dek açiktir onlara."

"Bence su yeryüzünde kadin olmak korkunç bir sey olsa gerek. Mesela Fransa'ya bak. Ordaki kadinlarin da metresleri var. Ve her Fransiz kadin bu gerçegi biliyor. Peki ya onlara ne demeli? Onlar da Avrupali. Gördükleri seyi görmezden, duyduklari sözleri duymazdan gelerek yasiyorlar."

"Kadini kutsallastiran annelik duygusudur. Iste o zaman kocani donunda salliyorsun. Iste o zaman kocana sümüklü böcekmis gibi bakiyorsun."

"Erkeklerin en çok sevdigi kadinlar, fahise ruhlu olanlarmis. Hâlbuki biz, bizi en çok yaralayan kisiyi sevmek için yaratilmisiz. Erkeklerin asil sevdikleri kadinlar, hep öteki âsiklari olmustur. Belki bu yüzden çok fazla yara aldim. Bir erkegin çocuklarinin anasi olabiliyorsun ama o erkegin hiçbir zaman gerçek asigi olamiyorsun."

"Kulaklarimin duyacagi en mutlu haber, senin yanimdaki varliginla daha da taçlanacaktir."

"Anneannem sokakta yürürken tanklara bakti. Ellerini havaya kaldirdi. "Hele sükür Allah'im," dedi aglarken. "Asker geç de olsa basa geldi."

Dayim anneanneme pis pis bakti. "Manyak misin sen be kadin?" dedi. "Askerin yönetime el koymasinin neresi güzel?"

"Bir zamanlar Suriye, Ingilizler ve Fransizlarin sömürgesi altindaymis. Daha sonralari Ingilizler ile Fransizlar kendi içlerinde kavgaya tutusmuslar. Bunun üzerine Lübnan, yeni bir devlet olarak Suriye'den ayrilmis. Ingilizler Suriye'yi, Fransizlar da Lübnan'i sahiplenmisler."

"Mevlana'yi bile biz yabancilara dogru dürüst tanitamamissiniz."

"Erkekler su dünyada para kazanmayi marifet saniyorlar. Ev kirasini, elektrik, su ve telefon faturalarini ödemeyi erkeklik olarak görüyorlar. Hâlbuki erkek olmak, fatura ödemek degil ki. Erkek olmak; bir kadina, kadinligini hissettirmektir. Ona ilgi göstermektir. Karsisina geçip yarim saat onunla sohbet etmektir. Yataga atmadan önce, bir-iki dakika delicesine öpüsmektir."

"Biz kadinlari, çok film izlemekle suçluyorlar. Hayat hep haksizliklarla mi dolu? Insan olmak, insan yerine konmak için bir kadinlarin hep esip gürlemesi mi gerekiyor? Içimizdeki suskunluklarla dolup tasan yüregimize kim su serpecek? Erkekler mi? Asla. Keske evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi. Basimizi dizlerinin üzerine yatirip saçlarimizi oksasalardi. Tenimize dokunsalardi. Erkekler evlendikten sonra bunlari neden yapmiyorlar? Bunlari onlardan istemek neden simariklik olsun ki? Sahi, bunlar hep filmlerde mi yasaniyor Kim? Bizler gerçek hayatta bunlari hiç mi yasayamayacagiz?"

"Ev isi ne yazik ki biz kadinlarin kamburu."

"Iran ve benzeri ülkelerde kadinlar zorla çarsafin içine sokulurken, Suriye'de de çarsafa giren kadinlara silah zoruyla baslari açtiriliyor. Ilahi adalet bu olsa gerek."

"En azindan Katolik erkekler suçüstü yakalandiktan sonra, kimden af dileyeceklerini biliyorlar. Ya bizimkilere ne demeli? Onlari suçüstü yakalasanda, inkâr ediyorlar."

"Unutmayin ki biz, siz Istanbullular gibi degiliz. Bu ülkede ne yazik ki seriat kurallari geçerlidir. Ve bu kurallar, erkeklere dört kadinla evlenme hakkini taniyor."

"Insan anasindan, babasindan ve ôz yurdundan ayri düsünce, yetim kalirmis Kim."

"Bence seriat kanunlariyla kendilerine düzen kuran erkeklerin dertleri bir kadinin gönlünü oksamak degil, o kadinlarin memelerini oksamaktir."

"Tabii ki seviyorum. Sayet seni sevmeseydim üç tane çocuk yapar miydim?"

Aci aci güldüm. "Senin sevgi anlayisin bu mu? Cocuk yapmak mi?"

"Bir kocadan öldüresiye dayak yemek, megerse bir kadin için acilarin en büyügüymüs."

"Allah bir çocugu annesiz birakacagina, babasiz biraksin. Anasi olmayan bir çocugun babasi da olmaz derler."



"Zaman içinde ögrendim ki, etrafimizda bir sürü sahte bûyücüler yasarmis. Megerse bir kadinlar da, o sahte büyücü heriflerin en sadik ve en aptal müsterileriymisiz."



"Su dünyada parasiz kadligim gün, amaçsiz kalirim."



"Bugünden itibaren artik hiçbir erkegin kanatlarinin altinda yasamak istemiyorum. Kendi ayaklarimin üzerinde durmak istiyorum."



"Cünkü bu ülkedeki hukuk sistemi hak üzerine degil, mal üzerine kuruludur. Ulu Önder Atatürk su sözü bosuna söylememis: 'Adalet mülkün temelidir.' Vallahi de billahi de dogru. Bazi hâkimlerin karsisina mülkünle çikiyosan, adaleti de kendi lehine satin alabiliyorsun."

"Off dayi," dedim. "Yine bir komünist gibi konustun."


Piruze - Şam'da Bir Türk Gelin - Sinan Akyüz

Profil Resmi
8 puan

Bir solukta okunan sürükleyici ve çok etkileyici bir hikaye.

8 puan

anlatım sürekli ikili diyaloglar halinde geçiyordu, daha güzel yazılabilirdi ve ilk baştaki Piruzenin arkadaşı Kİmle karşılaşması çok gereksiz geldi bana...
ama genel anlamda konusu güzeldi...

10 puan

Kadın olmak, olamın zorluğu... kitapta güzel anlatılmış. Ne kadar zor hayat kadınlara hele Şam'da....

10 puan

hani bir kitabı okumaya başlarsınız da son sayfayı çevirdiğinizde nasıl yani bitti mi şimdi dersiniz ya,işte öyle bir kitap piruze...okurken bazı yerlerde o kadar duygulandım ki boğazım düğümlendi bir yumru geldi oturdu sanki...bir insan bu kadar acıyı yaşayıp da nasıl ayakta kalabilmiş öğrenmek istiyorsanız piruzeyi mutlaka okuyun derim

Profil Resmi
10 puan

yazarın okuduğum ilk kitabı kesinlikle okumalısınız harika.kadın olmak ne demek zorlukları arap ülkelerinde yaşamak herşey ama herşey var tekrar tekrar söylüyorum okunmalı

9 puan

Piruze'nin Kim Kimberly'e bir çırpıda anlattığı hayat hikayesinin, bir çırpıda okunacak romanı... İyi okumalar...

7 puan

Kitabı okumadan önce kapağındaki esmer kadından dolayı hayalimde canlandırdığım karakteri belli bir yere kadar hep esmer olarak endeksledim fakat sarışın olarak sürekli vurgulanması beni rahatsız etti, madem kapakta da buna uygun bir imaj çizilseydi. Birkaç hata yakaladım örneğin; annesi yazdığı mektupta bir erkek çocuğa hamile olduğunu ultrasonda öğrendiğini söyledi. Mektup tarihi 69 fakat cinsiyetler tam olarak 71 de kesinleşti. Bir de sürekli tekrar eden kelimeler cümleler rahatsız ediciydi. Ay alem kadınsın, sigarayı ciğerlerimden saldım gibi... Anlatım güzel olsaydı daha bağlayıcı olabilirdi sırf konusu güzel diye puanı yüksek tuttum.

10 puan

Bir günden kısa sürede bitirdiğim, acılı bir annenin azmini, umutlarını gördüğüm güzel bir kitap.

10 puan

ilk defa okuduğum bi yazardı.. iyiki okumuş ve iyiki bu kitabı almışım.. kesinlikle çok doğru bi karar vermişim.çok akıcı ve okunulası bir kitaptı.. asla zaman kaybı olmadığını düşünüyorum. kitabın konusunun gerçekten yaşanmış bir olay olmasıda ayrıca etkileyici idi.iki samimi dostun arasında geçen dialog ancak bu kadar güzel bir kitap haline getirilebilirdi.. bunuda yazarımız son derece güzel bir şekilde başarmış.. hayatın içindeki gerçekleri roman tadında okumak yer yer gülmek yer yer hüzünlenmek ve hatta damla damla göz yaşı dökmek bence bu kitabın hakkıyla yazıldığının çok önemli bir örneği. ben bu kitabı çok başarılı buldum okuduğum kitaplar arasında en iyi sayılabileceklerin arasında yer verdim. herkese tavsiyemdir ... ben çok severek okudum okuyacak olan ve okumus olan arkadaşlarda benimle aynı fikirde olurlar.teşekkürler SİNAN AKYÜZ çok iyi iş çıkartmışsın.ELLERİNE VE EMEĞİNE SAĞLIK


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 453 sayfa
2011 tarihinde, Alfa Basım Yayım Dağıtım tarafından yayınlandı


ISBN
9786051063058
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

feyruz eren flz ... handes ozqe0816 ezgiii
10 kişi

Okumuşlar

Özlem dereli hatice2386 kitapseverbaykus deniz# drydmsk
535 kişi

Okumak İsteyenler

merve* ezgicik TuğbaB Papatya Samet
137 kişi

Takas Verenler

mavisim51 mypen
2 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski