Olabilir Olabilir (1960 - 2007)

Denize üzülüyorum, ovalara, bakkallara, karşı karşıya oturanlara. Müziğe kızgın, resme kırgınım. Sizi tanıyor ve buna şaşmıyorum. Hiçbir şeye şaşmıyorum bugün. Çünkü ağaçların tepesinde Otobüslerin karnında üzülüyorum memurlar için. Başımı iki dizimin arasına alarak üzülüyorum. Tarih de yalan, gelecek de... (1972) 1964 yılı olmalı... Gece yarısına doğru, İstiklal Caddesinde Fazıl Hüsnüye rastladım. Üstadın Aksaraydaki Kitab kitabevini kapattıktan sonra, geç vakit Beyoğlunda göründüğü olurdu. Heykelci Gürdal, şiir yazdığımı ve zorla masalara çıkıp uzun şiirler okuduğumu söylemiş. (Kimi, üstad indirin şunu şurdan derken, kimileri de onları kızdırmak için, oku Komet oku diye bana destek verirlerdi.) Hatta Çiçek Pasajının üstündeki Edebiyatçılar Lokalini işleten Şinasi Barutçuoğlu Senin kitabını basalım da kurtulalım diyordu, ama benim dağınıklığımla bir türlü başa çıkamıyorduk. Üstad Oku uzatmadan iki dize bakayım dedi. Okudum. Sen bu işi bırak, resme devam et dedi. Edip Cansever hiç beğenmez, kızardı; Ece Ayhan, uzun şiirlerimi kasap gibi kese kese çizer, sonunda geriye hiçbir şey kalmazdı. Ama bıkmadım işte. Çocukluktan beri iyi bir şiir okuyucusuydum. Yüzlerce şiiri ezbere biliyordum. 19 yaşımda şiire başladım, Rimbaudnun şiiri bıraktığı yaşta. 1960 başlarında bazı dergilerde birkaç şiir yayınladım, hatta şiir matinelerine katıldığım oldu. On yıllardır kitap projeleriyle yatıp kalktım. Nihayet genç şair arkadaşlarımın yardımıyla, kaybolmayan son bavuldan (şaka değil) bu kitap çıktı. Hem kolay, hem zor bir kitap. Yarım asır boyunca yazılmış değişik tip şiirleri karıştırdım. Adeta tek kişilik bir antoloji ortaya çıktı. Alışık olmayan okuyucuların dikkat etmeleri gereken hususlar var. Kanımca her zemin ve zamanda okumaya kalkışmaları zararlı olabilir. Aç karnına okumamalı mesela. Tatiller için rahatsız edici olabilir. Ama iş yerinde az da olsa gizlice okunabilir. Özel bir gününüzü veya haftanızı bu işe ayırabilirsiniz. Alışkın okuyucular zaten ne yapmaları gerektiğini bilirler.

Denize üzülüyorum, ovalara, bakkallara, karşı karşıya oturanlara. Müziğe kızgın, resme kırgınım. Sizi tanıyor ve buna şaşmıyorum. Hiçbir şeye şaşmıyorum bugün. Çünkü ağaçların tepesinde Otobüslerin karnında üzülüyorum memurlar için. Başımı iki dizimin arasına alarak üzülüyorum. Tarih de yalan, gelecek de... (1972) 1964 yılı olmalı... Gece yarısına doğru, İstiklal Caddesinde Fazıl Hüsnüye rastladım. Üstadın Aksaraydaki Kitab kitabevini kapattıktan sonra, geç vakit Beyoğlunda göründüğü olurdu. Heykelci Gürdal, şiir yazdığımı ve zorla masalara çıkıp uzun şiirler okuduğumu söylemiş. (Kimi, üstad indirin şunu şurdan derken, kimileri de onları kızdırmak için, oku Komet oku diye bana destek verirlerdi.) Hatta Çiçek Pasajının üstündeki Edebiyatçılar Lokalini işleten Şinasi Barutçuoğlu Senin kitabını basalım da kurtulalım diyordu, ama benim dağınıklığımla bir türlü başa çıkamıyorduk. Üstad Oku uzatmadan iki dize bakayım dedi. Okudum. Sen bu işi bırak, resme devam et dedi. Edip Cansever hiç beğenmez, kızardı; Ece Ayhan, uzun şiirlerimi kasap gibi kese kese çizer, sonunda geriye hiçbir şey kalmazdı. Ama bıkmadım işte. Çocukluktan beri iyi bir şiir okuyucusuydum. Yüzlerce şiiri ezbere biliyordum. 19 yaşımda şiire başladım, Rimbaudnun şiiri bıraktığı yaşta. 1960 başlarında bazı dergilerde birkaç şiir yayınladım, hatta şiir matinelerine katıldığım oldu. On yıllardır kitap projeleriyle yatıp kalktım. Nihayet genç şair arkadaşlarımın yardımıyla, kaybolmayan son bavuldan (şaka değil) bu kitap... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9756198384

Etiketler: şiir

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski