Looking for Alaska

Miles Halter is fascinated by famous last words and tired of his safe life at home. He leaves for boarding school to seek what the dying poet Francois Rabelais called the "Great Perhaps." Much awaits Miles at Culver Creek, including Alaska Young. Clever, funny, screwed-up, and dead sexy, Alaska will pull Miles into her labyrinth and catapult him into the Great Perhaps.

Looking for Alaska brilliantly chronicles the indelible impact one life can have on another. A stunning debut, it marks John Green's arrival as an important new voice in contemporary fiction

Miles Halter is fascinated by famous last words and tired of his safe life at home. He leaves for boarding school to seek what the dying poet Francois Rabelais called the "Great Perhaps." Much awaits Miles at Culver Creek, including Alaska Young. Clever, funny, screwed-up, and dead sexy, Alaska will pull Miles into her labyrinth and catapult him into the Great Perhaps.

Looking for Alaska brilliantly chronicles the indelible impact one life can have on another. A stunning debut, it marks John Green's arrival as an important new voice in contemporary fiction


Değerlendirmeler

değerlendirme
6 puan

---------Spoiler! ---------
Kitabı okumadan önce yorumlara bakmıştım, bakmaz olaydım!
Alaska'nın öleceğini öğrenince kitabı -ağlamamak için- yavaş okuyordum. Daha sonra sıkılmaya başladım.
Yazar bence oldukça zeki ve insanı filozofça Tıknaz'la birlikte düşünmeye itiyor. Ve Tıknaz'ın bazı düşünceleri benimkilere oldukça yakındı.
Tek sıkıntı kitapta duygu eksikliği vardı. Alaska öldüğünde bile -belki öleceğini bildiğim içindi;bilmiyorum- bir şey hissetmedim, Tıknaz(ya da Miles)'ın Alaska'ya duyduğunu zannettiği aşk da hiç inandırıcı değildi.Son yaptıkları şakada millet gülüp alkışlarken bana yine pek komik gelmedi.Kısacası kitap karakterlerinin duyguları kağıt üzerinden çıkıp okuyucuya geçemiyor. Aynı Yıldızın Altında bu konuda daha iyiydi. [Belki bu kitapta yazar erkek, kitabın ağzından anlatıldığı kişi de erkek olduğu içindir =)]
Bir de şunu söylemeden geçemeyeceğim Alaska öldüğünde Miles sürekli "ama 'sonra devam edelim mi?' demişti" diye sızlanıp durdu, onu tek kaşık suda boğabilirdim.
John Green'in kitapları sürprizlerle dolu, kitaplarını değerli kılan da bu. O yüzden yazarın bir kitabını okumadan önce yorumlara kesinlikle bakmayın derim. Sürprizin ne olduğu önceden bilinince kitabın tüm büyüsü bozuluyor.
Sonuç olarak her şeye rağmen kitabı herkese tavsiye ediyorum...

8 puan

John'dan beklenildiği gibi düşündürücü ve etkileyici kelimelerle yazılmış bir şaheserdi. Akıcıydı, komikti... Herkesin kendinden bir parça bulabileceği şekildeydi. Beni eğlendirdi ve mutlu etti. Onun dışında:

-SPOILER-
Kitabı okurken arkadaşıma, "Yine birilerinin ölmesinden korkuyorum." -Aynı Yıldızın Altında'yı okuyanlar bilir- diyerek şaka yapmıştım.
Yani...gerçekten, ŞAKA. Bunu gerçekten beklemiyordum. Okurken inanamadım bile. Bununda bir eşek şakası olduğunu düşündüm ara sıra. Kağıttan Kentler'i okumadım ve korkuyorum. Ya onda da birileri ölüyorsa?

10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
9 puan

Kesinlikle kütüphanemde istediğim bir kitap. Emin olamadığım için kütüphaneden ödünç almıştım ama sonra bırakamadım ve keşke satın alsaydım diyorum. İnsanların takıntılarına, sorunlarına ve yaptıkları mantıksız veya mantıklı davranışlara yoğunlaşmış. Düşündüren ve kitabı ''Önce'' ve ''Sonra'' şeklinde ikiye ayırmasından dolayı insanı sürükleyen bir kitap. Gizemi korumayı öyle iyi becermiş ki yazar. Kitaptan sonra ben de kendi ''Büyük Belki'' mi düşünmeye başladım.

10 yıl, 10 ay
10 puan

John Green'in ' Aynı Yıldızın Altında' kitabını okuduktan sonra yazara hayran kaldım ve bu kitabını aldım. Yine muhteşem bir eserdi. Beni ağlatabilen ikinci yazar oldu. Her iki kitabında da gözyaşlarıma hakim olamadım. Alaska'nın Peşinde, Aynı Yıldızın Altında'dan daha çok hoşuma gitti açıkcası. Bunun nedeni de sanırım daha hareketli bir roman olması ve Alaska'ydı.

4 puan

Kitabın kapağı çok dikkatimi çekmişti, 320 sayfayı bitirene kadar ne çektim bi ben biliyorum :) Alaska'yı çok merak ettim, ama öyle gizemli tipler hep yok mudur zaten hayatımızda? konunun içine girene kadar yazar baya bi cebelleşmiş. Hayatın, öbür hayatı, şimdiyi, gelmişi, geçmişi anlatmaya çalışmış ama bence başaramamış. Labirent çok bunaltıcı bir kelime bence, ben hayatı tanımlayacak olsam "Uzun ince bir yol" derdim. Oldukça sıkıcı geldi bana. Aşk var mıydı bilemedim, Tıknazın hissettiği aşk değildi bence..

7 puan

Artık anlıyorum ki ne kadar sevmesem de John Green kitaplarını okuyacağım.Hem de hepsini.İstemsizce.Zira bir baktım elimde Alaska'nın Peşinde ve ben kitabı yarılamışım.Ki bilirsiniz,Kağıttan Kentler faciası diye bir şey geçirmiştim.Bu durumdayken bu kitabı okumaya başlamam oldukça ilginç ve ironik oldu.
Kitabı genel olarak özetlemek istersek;Miles Halter (ki her okuduğumda istemsizce ad benzerliğinden dolayı Miles Archer'ı hatırladığım ve hüzünlendiğim) adında,insanların son sözlerini okumayı seven,asosyal ve "Büyük Belki"sini aramak için Culver Creek adında yatılı bir okula kayıt olan birinin yeni arkadaşlarını,hayata sordukları soruları ve en sonunda hayattan çıkardıkları sonuçları okuyoruz.Alaska,Takumi ve Chip nam-ı diğer Albay'dan olışan bu grubun hayat ile mücadelesine,yaptıkları eşek şakalarına ve hayat hikayelerine tanık oluyoruz.Onları yakından tanıyoruz.
Sevmedim.Nefret de etmedim.Benim için orta halliydi.Ne Aynı Yıldızın Altında kadar hoşuma gitti ne de Kağıttan Kentler kadar sevmedim.Orta halli bir John Green kitabıydı.Bazı yerlerde Kağıttan Kentler'i anınsatmadı değil.Ama yine de bir tık daha iyiydi.
Kitaba başlamadan epey bir önce "o gün" üzerine spoiler yemiştim.O malum spoiler'ı.Ve okuma şevkim kırılmıştı açıkçası.Ama bir baktım ki alıp okumaya başlamışım bile.Demekki spoilerlar kitap hakkında insanı heyecanlandırabiliyorlarmış (bayağı uzun geldi şu kelime sanki yanlıl yazmışım gibi...).Tabi bunu itiraf ettim diye de inadına spoiler da yedirmeyin canım.Aman ha!
Karakterleri,evet,sevdim diyebiliriz.Albay başta olmak üzere genel olarak sevdim.Yine bir karşılaştırma yapacağım ama Kağıttan Kentler'deki karakterle gibi değildi.O kitaptakileri sevmemiştim.Ama bu kitap,dediğim gibi iyiydi.
Vermeye çalıştığı hayat derslerini gayet sevdim.Örneklemeleri ve konunun gidişatı,bu kitabı John'un kaleminden çıktığını apaçık gösteriyor.Ama ne yazık ki bazı yerlerde çok kasmış gibi hissettim.Her neyse...
Sonuç olarak,normal bir John kitabıydı.John'u sevenler bu kitaba aşık olacaklar gibi hissediyorum. Ama benim gibi kalemini sevip de Kağıttan Kentler gibi çok sevilen bir kitabını sevmeyenler, bu kitabı da sevemeyecekler gibi hissediyorum. Evet,bugün çok hissediyorum.

8 puan

'Bolivar'ın labirentinde doğdum ve bu nedenle Rabelais'in Büyük Belkisi'nin umuduna inanmalıyım.'

Profil Resmi
9 puan

Her şeyin bir ilki vardır derler ama daha önemli bir şey varsa o da bu ilklerini kiminle yaşadığındır.

10 yıl, 10 ay
8 puan

Doğruyu söylemek gerekirse ilk 150 sayfa epey sıkıcı ilerledi. Ezik ve sıradan bir çocuğun arkadaş edinme hikayesi o kadar da ilgimi çekmedi doğrusu. Dizi ve filmlerde buna çok sıklıkla rastlıyoruz zaten. Eh, önyargı işte. John Green her zamanki gibi okuyucuyu ters köşeye çekiyor. Beklemediğim hatta tahmin bile etmediğim bir olayla...

http://kitaplarinsenfonisi.blogspot.com.tr/2014/03/alaskann-pesinde-john-green-kitap-tantm.html

10 puan

ataerkil paradigmanın devrilmesi ancak bu kadar iyi sağlanabilirdi. :D gerçektende Culver Creek tarihinin en iyi eşek şakası...

Çarpık komşumu çarpık kalbimle daima seveceğim.

Bir kitapta hem gülüp hem de ağlamak çok başka bir şeymiş.


Baskı Bilgileri

Bilinmeyen Cilt, 221 sayfa
3Mart2005 tarihinde, Puffin tarafından yayınlandı


ISBN
0142402516
Dil
İngilizce

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

vipoll blackred merve0zcan eska EbruEr
5 kişi

Okumak İsteyenler

mugeserci melike ilayda çağla298 *NEMESİS* iklimm_nisa
5 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski