Lal

Şaşırtıcı bir kurgu, tankların parçaladığı aileler, yaşama tutunmak çabaları, mafyanın hesaplaşması ve sıradışı bir aşk.

Akıcı bir dil, mükemmel bir kurgu, sarsıcı bir dönem ve etnik kökenlere bakılmaksızın yaşanan aşklar.
-Mustafa Koçyiğit-

Çınar beni tanımadın mı? Çınar, suratına bakıp karanlıkta kim olduğunu çıkarmaya çalışırken yanındaki devam etti. Ben Hüseyin, Ticaret Bakanlığı'ndan Hüseyin, iş yeri temsilcisi... Çınar tanımıştı Hüseyin'i. Tam ağzını açacakken, "seni ben ihbar ettim", sözü ile konuşmasını bitirdi Hüseyin.

Chicago kentinin, State Caddesindeki Macy's mağazasının parfümeri bölümündeki tezgâhtar kadına, Bir erkek kokusu alacaktım, diyerek almak istediği ürünü söyleyen Eylül, anlamlı bakarak gülen tezgâhtar kadının niyetini anlayınca konuşmasına devam etti:

Babam için alacaktım.

Aşk bu mudur, aşkın yapılmadık tanımı var mıdır bilmiyorum. Aşk süreli bir şey olsa gerek; bu öyle değil daha farklı bir şey. Nasıl anlatsam bilemiyorum ki. Ait olma gibi bir şey. Aidiyet. Evet, evet aidiyet... Aidiyet diyelim. Her hal ve koşulda dilli dilsiz, kollu kolsuz, gözlü gözsüz, ayaklı ayaksız birlikte olmak Ait olmak. Birlikte yaşamak, bir arada olmak, soluğunu duymak, aşk değil bu, olmamalı farklı bir şey bu.

Koço'nun suratı değişti. Hemen çevreyi kontrol etti. Üç cenazenin ve cami cemaatinin kalabalığı içinde kalmışlardı. Etrafı tekrar kolaçan eden Koço:

- Çabuk arabalara gidelim, pusu kokusu aldım.

Şaşırtıcı bir kurgu, tankların parçaladığı aileler, yaşama tutunmak çabaları, mafyanın hesaplaşması ve sıradışı bir aşk.

Akıcı bir dil, mükemmel bir kurgu, sarsıcı bir dönem ve etnik kökenlere bakılmaksızın yaşanan aşklar.
-Mustafa Koçyiğit-

Çınar beni tanımadın mı? Çınar, suratına bakıp karanlıkta kim olduğunu çıkarmaya çalışırken yanındaki devam etti. Ben Hüseyin, Ticaret Bakanlığı'ndan Hüseyin, iş yeri temsilcisi... Çınar tanımıştı Hüseyin'i. Tam ağzını açacakken, "seni ben ihbar ettim", sözü ile konuşmasını bitirdi Hüseyin.

Chicago kentinin, State Caddesindeki Macy's mağazasının parfümeri bölümündeki tezgâhtar kadına, Bir erkek kokusu alacaktım, diyerek almak istediği ürünü söyleyen Eylül, anlamlı bakarak gülen tezgâhtar kadının niyetini anlayınca konuşmasına devam etti:

Babam için alacaktım.

Aşk bu mudur, aşkın yapılmadık tanımı var mıdır bilmiyorum. Aşk süreli bir şey olsa gerek; bu öyle değil daha farklı bir şey. Nasıl anlatsam bilemiyorum ki. Ait olma gibi bir şey. Aidiyet. Evet, evet aidiyet... Aidiyet diyelim. Her hal ve koşulda dilli dilsiz, kollu kolsuz, gözlü gözsüz, ayaklı ayaksız birlikte olmak Ait olmak. Birlikte yaşamak, bir arada olmak, soluğunu duymak, aşk değil bu, olmamalı farklı bir şey bu.

Koço'nun suratı değişti. Hemen çevreyi kontrol etti. Üç cenazenin ve cami cemaatinin kalabalığı içinde kalmışlardı. Etrafı tekrar kolaçan eden Koço:

- Çabuk arabalara gidelim, pusu kokusu aldım.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 437 sayfa
Mart2011 tarihinde, İsim yayınları tarafından yayınlandı


Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman (yerli)

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

bridella leylakce
2 kişi

Okumak İsteyenler

kujata
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski