Kuzey Gözcüsü

Ola Bauerin son romanı Kuzey Gözcüsü, hırslı mülk sahiplerinin arasında yaşayamadığı için dünyanın dört bir köşesinde rasgele dolaşan huzursuz gezgin Tomun son hikayesi...Acemi Pezevenkte Tomun Paris yılları anlatılıyordu. Kuzey Gözcüsünde ise on altı yaşındayken içinde mermi olup olmadığını bilmediği bir tabancayı ağzına sokup tetiği çektikten sonra fırlayıp evinden çıkan Tomun yıllar sonra dönüşüne tanık oluyoruz... İlk fırlayışın hızıyla dünyayı dolaşan Tom, sırtında bir gemici torbası, ayağında araba lastiğinden bozma sandaletlerle, tam kırk yıl boyunca adım atmadığı ülkesine yaya olarak en kuzeyden girer. Niyeti, sıradanlaşıp yurduna uyum sağlamaktır; gel gör ki karşılaştığı ilk yurttaşı, çöl giysileri içinde, bir elinde kulağına yapıştırdığı cep telefonuyla iş konuşması yaparken diğer elinde çok pahalı bir oltayla su kenarında dikilen ve olmayacak bir açıdan balık tutmaya çalışan biridir. Tomun bu adamla iletişim kurma girişimi, adamın korkup özel uçağına atlaması ve üzerine havadan mermi yağdırmasıyla sonuçlanır. Oslo plajında ise, eletroniğe dair bir ders kitabı okurken mastürbasyon yapan, sevgilisiyle yüz yüze geldiğinde değil de cep telefonuyla konuşurken heyecanlanan modern Norveçlilerin karşısında şaşkına döner. Gemici torbasında yıllardır taşıdığı ve bir başkasına ait olan not defterleri, onun bir dahi yazar olarak ağırlanmasına yol açınca da ipler iyice kopar...Kayıp gezgin, huzura kavuşmak için eve dönmüş ama ev hiçbir şeyini tanımayadığı yabancı bir mekana dönüşmüştür sanki. Delilerin, evsizlerin, uyuşturucu, müptelalarının, mültecilerin barındığı bir pansiyona, Norveç Köpek Kulübesine, sığınır...Kuzey toplumunun tüm katmanlarının zengin ve ironik bir dille eleştirildiği Kuzey Gözcüsü soğuk bir Yeraltı Edebiyatı kitabı.

Ola Bauerin son romanı Kuzey Gözcüsü, hırslı mülk sahiplerinin arasında yaşayamadığı için dünyanın dört bir köşesinde rasgele dolaşan huzursuz gezgin Tomun son hikayesi...Acemi Pezevenkte Tomun Paris yılları anlatılıyordu. Kuzey Gözcüsünde ise on altı yaşındayken içinde mermi olup olmadığını bilmediği bir tabancayı ağzına sokup tetiği çektikten sonra fırlayıp evinden çıkan Tomun yıllar sonra dönüşüne tanık oluyoruz... İlk fırlayışın hızıyla dünyayı dolaşan Tom, sırtında bir gemici torbası, ayağında araba lastiğinden bozma sandaletlerle, tam kırk yıl boyunca adım atmadığı ülkesine yaya olarak en kuzeyden girer. Niyeti, sıradanlaşıp yurduna uyum sağlamaktır; gel gör ki karşılaştığı ilk yurttaşı, çöl giysileri içinde, bir elinde kulağına yapıştırdığı cep telefonuyla iş konuşması yaparken diğer elinde çok pahalı bir oltayla su kenarında dikilen ve olmayacak bir açıdan balık tutmaya çalışan biridir. Tomun bu adamla iletişim kurma girişimi, adamın korkup özel uçağına atlaması ve üzerine havadan mermi yağdırmasıyla sonuçlanır. Oslo plajında ise, eletroniğe dair bir ders kitabı okurken mastürbasyon yapan, sevgilisiyle yüz yüze geldiğinde değil de cep telefonuyla konuşurken heyecanlanan modern Norveçlilerin karşısında şaşkına döner. Gemici torbasında yıllardır taşıdığı ve bir başkasına ait olan not defterleri, onun bir dahi yazar olarak ağırlanmasına yol açınca da ipler iyice kopar...Kayıp gezgin, huzura kavuşmak için eve dönmüş ama ev hiçbir şeyini tanımayadığı yabancı bir mekana dön... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-539-375-7

Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

kusursuzcinayetler leif erikson outofcontrol kalantorxl
4 kişi

Okumak İsteyenler

kaptankirk
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski