Krizdeki Oryantalizm

Doğu toplumlarına ilişkin Batılı yaklaşımlar, iki dünya arasındaki ilişkilerin özelliklerine bağlı olarak farklı özellikler göstermiştir. Örneğin, İslamın doğuşu ve yayılması sonrasında İslamı, Hz. Peygamberi ve müslümanları aşağılayıcı, karalayıcı görüş ve değerlendirmeler Batı dünyasında yaygınlık kazanmışken,18. yüzyılda görece daha nesnel bir İslam değerlendirmesi ile karşılaşırız. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Oryantalizmde ve oryantalistlerin dünyasındaki bu değişimi mutlak anlamda olumlu bir noktaya doğru ilerleme olarak değerlendirmeye imkan vermeyen geriye dönüşlerle de sıkça kaşılaştık ve karşılaşmaya da devam ediyoruz. II. Dünya Savaşı sonrasında dünya siyasi dengelerinin değiştiğine şahit oluruz. İngilterenin konumuna Amerikanın geçtiği, sömürge ülkelerinin bağımsızlıklarına kavuştuğu bir dünya ile karşılaşırız. Bu değişimler, daha önceki dönemlerde olduğu gibi, kaçınılmaz olarak, sömürgeciliğin keşif kolu olarak Oryantalizmde de yansımasını bulur. Önceki dönemlerin siyasi koşullarına paralel olarak üretilmiş oryantalist yaklaşımlar ve yöntemler eleştiri konusu haline gelir. Bu eleştirilerin kimisi Oryantalizmi yeni koşullara uyarlama çabası içindeki oryantalistlerden gelmiştir. Kimi eleştiriler ise Oryantalizmin temel değerlerini, temel üretim sürecini ve varlığını sorgulama iddiasındaki oryantalist olmayan düşünürlerden gelir. Elinizdeki eser,1960lı yıllarda Enver Abdülmelik, A. L. Tibawi gibi Avrupa üniversitelerinde eğitim görmüş ve öğretim görevlisi olarak bulunmuş şahısların dile getirdikleri ve alanlarında ilk olma özelliği taşıyan Oryantalizm eleştirileriyle birlikte ayrıca H. Algarın Müslümanlarla Oryantalizm arasındaki ilişkileri değerlendiren dikkate değer bir yazısını ihtiva etmektedir. (Arka Kapak)

Doğu toplumlarına ilişkin Batılı yaklaşımlar, iki dünya arasındaki ilişkilerin özelliklerine bağlı olarak farklı özellikler göstermiştir. Örneğin, İslamın doğuşu ve yayılması sonrasında İslamı, Hz. Peygamberi ve müslümanları aşağılayıcı, karalayıcı görüş ve değerlendirmeler Batı dünyasında yaygınlık kazanmışken,18. yüzyılda görece daha nesnel bir İslam değerlendirmesi ile karşılaşırız. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Oryantalizmde ve oryantalistlerin dünyasındaki bu değişimi mutlak anlamda olumlu bir noktaya doğru ilerleme olarak değerlendirmeye imkan vermeyen geriye dönüşlerle de sıkça kaşılaştık ve karşılaşmaya da devam ediyoruz. II. Dünya Savaşı sonrasında dünya siyasi dengelerinin değiştiğine şahit oluruz. İngilterenin konumuna Amerikanın geçtiği, sömürge ülkelerinin bağımsızlıklarına kavuştuğu bir dünya ile karşılaşırız. Bu değişimler, daha önceki dönemlerde olduğu gibi, kaçınılmaz olarak, sömürgeciliğin keşif kolu olarak Oryantalizmde de yansımasını bulur. Önceki dönemlerin siyasi koşullarına paralel olarak üretilmiş oryantalist yaklaşımlar ve yöntemler eleştiri konusu haline gelir. Bu eleştirilerin kimisi Oryantalizmi yeni koşullara uyarlama çabası içindeki oryantalistlerden gelmiştir. Kimi eleştiriler ise Oryantalizmin temel değerlerini, temel üretim sürecini ve varlığını sorgulama iddiasındaki oryantalist olmayan düşünürlerden gelir. Elinizdeki eser,1960lı yıllarda Enver Abdülmelik, A. L. Tibawi gibi Avrupa üniversitelerinde eğitim görmüş ve öğretim görevlisi olarak b... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9756910038

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski