Konumuz Edebiyat

Oktay Akbalın denemelerini okumak bir yolculuk duygusu verir insana. Bir yaşam yolculuğu... Bazen bir çocuk sevincinin doruğunda geziniriz. Sonra birden, eski ve ağır bir hüznün çöktüğü terk edilmiş bir köy evinin karanlık ve kırık penceresinden içeriye bakarken buluruz kendimizi... Bazı şeylerin geri gelmeyeceği düşüncesi şakaklarımızı sıkıştırırken uyanmak isteriz, uyanık olduğumuz halde... Bazen de uzun bir kır yürüyüşüne çıkarız eski dostlarla. Koyu bir sohbet, ardından yudumlanan kahveler... Evet, Oktay Akballa yollarımız bir kez daha kesişiyor...Yapıtın adı Konumuz Edebiyat olsa da aslında konumuz: Yaşam. Akbalın kalemiyle, yaşama bir edebiyat ustasının gözleriyle bakma fırsatını yakalıyoruz. Siyasetten edebiyata, yaşamın her alanında karşılaştığımız sıra dışı olgular karşısında, soğukkanlı ve yapıcı bir düşünme yönteminin edebi bir dille nasıl ustaca yoğrulduğunu görüyoruz Konumuz Edebiyatta... Konumuz Edebiyat, söyleyecek çok şeyi olan büyük bir yapıt. Yüz yıl önce ölmüş Whitmanın şiirlerinde yaşayan insanlardan biri bendim. Baudelairele Parisin loş sokaklarında avareliklerimi hep hatırlıyorum. O serseri ruhlu çocuğun, Rimbaudnun bütün kaçışlarında beraberdim. Zola ile karanlık maden kuyularında, Flaubertle insan ruhunun derinliklerinde, Péguyle savaş alanlarında bulunmuş, Nervali kirli bir sabah ışığı altında bir sokak fenerinde sallanırken seyretmiş, Dostoyevski ile beyaz geceler boyunca dolaşmıştım.                                  Oktay Akbal

Oktay Akbalın denemelerini okumak bir yolculuk duygusu verir insana. Bir yaşam yolculuğu... Bazen bir çocuk sevincinin doruğunda geziniriz. Sonra birden, eski ve ağır bir hüznün çöktüğü terk edilmiş bir köy evinin karanlık ve kırık penceresinden içeriye bakarken buluruz kendimizi... Bazı şeylerin geri gelmeyeceği düşüncesi şakaklarımızı sıkıştırırken uyanmak isteriz, uyanık olduğumuz halde... Bazen de uzun bir kır yürüyüşüne çıkarız eski dostlarla. Koyu bir sohbet, ardından yudumlanan kahveler... Evet, Oktay Akballa yollarımız bir kez daha kesişiyor...Yapıtın adı Konumuz Edebiyat olsa da aslında konumuz: Yaşam. Akbalın kalemiyle, yaşama bir edebiyat ustasının gözleriyle bakma fırsatını yakalıyoruz. Siyasetten edebiyata, yaşamın her alanında karşılaştığımız sıra dışı olgular karşısında, soğukkanlı ve yapıcı bir düşünme yönteminin edebi bir dille nasıl ustaca yoğrulduğunu görüyoruz Konumuz Edebiyatta... Konumuz Edebiyat, söyleyecek çok şeyi olan büyük bir yapıt. Yüz yıl önce ölmüş Whitmanın şiirlerinde yaşayan insanlardan biri bendim. Baudelairele Parisin loş sokaklarında avareliklerimi hep hatırlıyorum. O serseri ruhlu çocuğun, Rimbaudnun bütün kaçışlarında beraberdim. Zola ile karanlık maden kuyularında, Flaubertle insan ruhunun derinliklerinde, Péguyle savaş alanlarında bulunmuş, Nervali kirli bir sabah ışığı altında bir sokak fenerinde sallanırken seyretmiş, Dostoyevski ile beyaz geceler boyunca dolaşmıştım.                                  Oktay Akbal