Kızgın Ova

Söyle Öldürmesinler BeniSöyle öldürmesinler beni, Justino! Haydi, git konuş onlarla. Yalvarırım! Söyle onlara. Yalvarırım söyle.Olacak şey değil. Bir çavuş var, seninle ilgili tek bir söz işitmek istemiyor.Kandırmayı dene. Kafanı işlet, beni yeterince korkuttuklarını söyle ona. Haydi, yalvarırım git bir konuş bakalım.Seni korkutmaya çalıştıkları falan yok ki. Seni öldürmeye kararlı görünüyorlar. Hem bir daha gitmek istemiyorum oraya.Bir yol daha git. Nolur, belki bir şeyler yapabilirsin.Hayır, gitmek istemiyorum. Bu kez senin oğlun olduğumu mutlaka anlarlar artık. İkide bir üstlerine varırsam, kim olduğumu anlayıp beni de kurşuna dizmeye kalkarlar. İyisi mi, her şeyi oluruna bırakalım.Dinle, Justino. Söyle onlara, biraz acısınlar bana. Bunu söyle yeter.Justino dişlerini sıktı, başını iki yana salladı.Albayı görmek için izin iste çavuştan. Albaya moruğun, işe yaramazın teki olduğumu anlat. Beni öldürmekle ne geçecek ki eline? Hiç. Herkes gibi onun da bir ruhu yok mu? Beni öldürmekten vazgeçerse, ruhunun selâmete erişeceğini söyle ona.Justino üstüne oturduğu taş yığınından kalktı, ağılın kapısına doğru ilerledi. Sonra arkasına dönerek, Peki, gidiyorum, dedi, ama beni de vurmaya karar verirlerse, karıma ve çocuklarıma kim bakacak? Tanrı onların rızkını verir, Justino. Şimdi git, bir şeyler yapmaya bak. Kurtar canımı.

Söyle Öldürmesinler BeniSöyle öldürmesinler beni, Justino! Haydi, git konuş onlarla. Yalvarırım! Söyle onlara. Yalvarırım söyle.Olacak şey değil. Bir çavuş var, seninle ilgili tek bir söz işitmek istemiyor.Kandırmayı dene. Kafanı işlet, beni yeterince korkuttuklarını söyle ona. Haydi, yalvarırım git bir konuş bakalım.Seni korkutmaya çalıştıkları falan yok ki. Seni öldürmeye kararlı görünüyorlar. Hem bir daha gitmek istemiyorum oraya.Bir yol daha git. Nolur, belki bir şeyler yapabilirsin.Hayır, gitmek istemiyorum. Bu kez senin oğlun olduğumu mutlaka anlarlar artık. İkide bir üstlerine varırsam, kim olduğumu anlayıp beni de kurşuna dizmeye kalkarlar. İyisi mi, her şeyi oluruna bırakalım.Dinle, Justino. Söyle onlara, biraz acısınlar bana. Bunu söyle yeter.Justino dişlerini sıktı, başını iki yana salladı.Albayı görmek için izin iste çavuştan. Albaya moruğun, işe yaramazın teki olduğumu anlat. Beni öldürmekle ne geçecek ki eline? Hiç. Herkes gibi onun da bir ruhu yok mu? Beni öldürmekten vazgeçerse, ruhunun selâmete erişeceğini söyle ona.Justino üstüne oturduğu taş yığınından kalktı, ağılın kapısına doğru ilerledi. Sonra arkasına dönerek, Peki, gidiyorum, dedi, ama beni de vurmaya karar verirlerse, karıma ve çocuklarıma kim bakacak? Tanrı onların rızkını verir, Justino. Şimdi git, bir şeyler yapmaya bak. Kurtar canımı.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
6 puan

Şiirsel bir dili vardı yazarın. Farklı bir kültürün dinamiklerine tanıklık ediyor insan. Tekrar okumak istiyorum.

4 puan

Uzak bir ülke neredeyse hiç bir fikrimiz olmadı yerler hakkında bile kafamızda imge oluşturmuş yazar. Yoksulluğun ve bol günahın işlendiği verimsiz toprakların ele alındığı bir kitap

11 yıl, 1 ay

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 184 sayfa
1981 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı


Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

w.lestat
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski