Kıta Avrupası Felsefesine Giriş

Felsefenin neresindeyiz? Kıta Avrupası Felsefesine Giriş, bu soruya verilebilecek cevaplara ışık tutmak amacıyla yayınlandı. Anglo-sakson felsefe geleneğinin egemen olduğu bir ülkenin ve toplumun üyelerine bir başka Batı felsefe geleneğinin. Kıta Avrupası geleneğinin tutarlı, açık ve kolay anlaşılabilir bir takdimini yapıyor. Habermas, Foucault, Derrida, Heidegger, Sartre ve Nietzsche gibi büyük şahsiyetlerin eserlerini Aydınlanma sonrası Kıta Avrupasındaki entelektüel kontekst içinde ele alıyor. Her bir bölüm okuyucuya, moderniteyi, marksizmi, Frankfurt Okulu ve Haberması, hermeneutik ve fenomenolojiyi, varoluşçuluğu, yapısalcılığı, post-yapısalcılığı ve postmodernizmi, Kantı, Hegeli Diltheyı, Husserl, Gadamer, Kierkegaard ve Lyotardı içine alan nefis bir tartışmayla sunuyor. Kıta Avrupası felsefesi son zamanların siyaset bilimini, sosyolojisini, antropolojisini, psikolojisini, teolojisini, edebiyat incelemelerini ve kültürel incelemeleri derinden etkilediği için yalnızca felsefeciler için değil, aynı zamanda insan bilimleriyle ilgilenenler için de bir kılavuz kitap olma niteliği taşıyor.

Felsefenin neresindeyiz? Kıta Avrupası Felsefesine Giriş, bu soruya verilebilecek cevaplara ışık tutmak amacıyla yayınlandı. Anglo-sakson felsefe geleneğinin egemen olduğu bir ülkenin ve toplumun üyelerine bir başka Batı felsefe geleneğinin. Kıta Avrupası geleneğinin tutarlı, açık ve kolay anlaşılabilir bir takdimini yapıyor. Habermas, Foucault, Derrida, Heidegger, Sartre ve Nietzsche gibi büyük şahsiyetlerin eserlerini Aydınlanma sonrası Kıta Avrupasındaki entelektüel kontekst içinde ele alıyor. Her bir bölüm okuyucuya, moderniteyi, marksizmi, Frankfurt Okulu ve Haberması, hermeneutik ve fenomenolojiyi, varoluşçuluğu, yapısalcılığı, post-yapısalcılığı ve postmodernizmi, Kantı, Hegeli Diltheyı, Husserl, Gadamer, Kierkegaard ve Lyotardı içine alan nefis bir tartışmayla sunuyor. Kıta Avrupası felsefesi son zamanların siyaset bilimini, sosyolojisini, antropolojisini, psikolojisini, teolojisini, edebiyat incelemelerini ve kültürel incelemeleri derinden etkilediği için yalnızca felsefeciler için değil, aynı zamanda insan bilimleriyle ilgilenenler için de bir kılavuz kitap olma niteliği taşıyor.