Kerkük Evleri

Bu kitabın esasını, İstanbul Teknik Üniversitesinde yaptığımız doktora tezi oluşturmaktadır. Kerkük Kenti ve Ev Mimarisi adı altında gerçekleştirilen bu doktora çalışmasında, aslında kent monografisi ile birlikte geleneksel Kerkük evlerini içine alan, akademik bir çalışma hedeflenmişti. Çalışmanın hedefine ulaşması için her türlü gayret de gösterildi; tez ile ilgili uzak-yakın her türlü kaynağa ulaşıldı. Ne var ki asıl kaynak olan Kerkükte kolay çalışılamadı. Orada yapılan baskılar, çıkarılan zorluklar, doğrusu insanı canından bezdirecek boyutta idi. Bu bakımdan yapılan çalışmada acaba bir eksiklik, gözden kaçan önemli bir nokta var mıydı, diye zaman zaman içimde hep bir kuşku taşıdım. Bu bakımdan alan çalışması hakkında birkaç söz söylemeden edemeyeceğim.Kerkük Belediyesinden doğru dürüst bir kent planının alınamaması; hele hele insanın doğup büyüdüğü topraklarda, güven ve rahat içinde çalışamaması, kimi zaman açık veya gizli polislerle köşe kapmaca oynayarak, özgürce inceleme yapamamasının sıkıcılığını ve sevimsizliğini anlatmak kolay değildir. Irakın Türkmen kimliği ile ünlü Kerkükte, Bağdat yönetiminin sergilediği insanlık dışı baskıların sürdürüldüğü dönemlerde, ciddî bir akademik çalışmayı ortaya çıkarmak, takdir edilmelidir ki çok zor olmuştur. Böylesine bir çalışmanın sonuçlandırılması da, bir Türkmen için o denli heyecan verici olmuştur. Ancak bu heyecanın yaşatılmasında pay sahibi olanları minnet ve şükranla anmak isterim. Bir kere bu konuda en büyük payın, birçok kaynağa ulaşmamı sağlayan tez danışmanım Prof. Doğan Kubana ait olduğunu, eğer bu çalışma bana onur kazandırdıysa, bunu kendisi ile paylaştığımı belirtmek isterim. Ayrıca Almanca kaynaklara ulaşmamı sağlayan ve metinleri çevirmesi ile yardımını esirgemeyen Prof. Dr. Metin Ahunbaya, kimi eleştirileri ile konuyu zenginleştiren Prof. Dr. Zeynep Ahunbaya, yine çevirilerde destek olan Dr. Alan Dubene, Fransızca çeviriler için Cenk Tıkıza, fotoğraf işlerinde Mehmet Erenaya, rölöve konusundaki yardımları için Yük. Mim. Müh. Yılmaz Hasasu ile Kerkük Müzesi Müdürü Gaip Fazıl Kerime, tashih işlerinde yardımcı olan İnşaat Mühendisi ve Mimar Hülya Dışkayaya çok şeyler borçlu olduğum için içten teşekkürlerimi sunarım. Bu çalışma yapıldıktan sonra, basımı için birçok kurum ile görüştüm. Makam itibarı ile karar yetkisinde olan kişilere de baş vurdum. Ola ki kültür ve sanat sever bir hayır sahibi çıkar da, Kerkükün kent yapısı ve geleneksel evleri de gün yüzü görür, diye düşündüm. Kimi kişiler bunu hemen basabileceklerini söylediler. Ancak önce metin, arkasından resimleri sıralamak kaydı ile basmağa söz verdiler. Oysa, bu kadar emek verilen bir eseri, bir öykü kitabı gibi basmak, adet yerini bulsun diye kültür hizmeti yapmaktı; çok iyi bir tasarım ve metin ile birlikte çizim ve fotoğraf gibi görsel belgelerin belli bir akış içinde yer alması hâlinde, bu çalışmanın gerçek değeri anlaşılırdı. Ben de doğrusu bu eseri gerekli özeni göstererek basmakta kararlı idim; doğru dürüst olmayacaksa, hiç basılmasın daha iyi, dedim.Kerkükün Mecliste kimi kimsesi yoktu; Kerküke sahip çıkacak bir kurum veya kuruluşun varlığı da duyulmuyordu. Kültür hizmeti olarak yayın yapan bankalar için, Kerkük hakkında kitap basmanın getirisi ile götürüsü de cazip görünmüyordu. Bu tarz bağlantılar kültürel boyutu aşan başka ilişkiler gerektiriyordu. Bu dünya bizlere uzak, biz de o dünyalara uzaktık. Üstelik Kerkük Iraktaydı ve buralara çok ıraktı(!). Böylece Kerkükün kara bahtı gibi, bu kitabın bahtı da simsiyahtı ve bizim kız galiba evde kalacak, diye düşünmeğe başladım. Çünkü artık kitap basmak da, başlı başına önemli yatırımlar arasına giriyordu. Derken Kerkük konusu gündem oluşturunca, bizim uyuyan bahtımız da kıpırdamağa başladı. Özellikle bu işte ön ayak olan kara bahtlı hemşehrim Oral Avcı aracılığı ile KLASİK, büyük bir cesaret göstererek, kitabı basmağa talip oldu. Bunca ümitsiz çırpınışlardan sonra, evde kalan kızımızın gelin olma şansı açıldı. Öyleyse bize de artık düğün yapmak kalıyor. Bu vesileyle kendilerine içten teşekkürlerimi sunuyorum. Bu çalışmanın kitap olarak basılması gündeme gelince, ikinci büyük bir sevinci daha yaşadım. Irakta dikta rejimi devrilince, tekrar doğduğum kent olan Kerkükü görmek nasip oldu. 25 yıllık hasretten sonra, baba ocağını ziyaret etmek, insan hayatında az yaşanılır heyecanlı bir zaman dilimini oluşturur. Bu ziyaretin diğer önemli bir yanı da, bu kitabın basılması öncesinde tekrar Kerkükü görmek ve bazı bilgileri güncelleştirmekti. Bu fırsatın da baskı öncesi ele geçmesi, gerçekten çok yararlı oldu. Değişenleri, değişmeyenleri, yerinde kalanları, ortadan kalkanları, eksiklikleri ve fazlalıkları saptamak açısından Kerkükte yeniden dolaşabilmek, bulunmaz bir nimetti. Böylece bazı önemli gözlemlerimi notlar hâlinde kitabın uygun bölümlerine serpiştirdim. Hepsi o kadar. Araştırmayı yaparken ve metni satır satır yazarken, tarafsızlığımı yitirmemeğe çalıştım. Doğduğum, çocukluğumu ve gençlik yıllarımı geçirdiğim, hatıraları ile dolu olduğum Kerküke karşı, çok duygu yüklü olmama rağmen, farkında olarak, gerçek dışı hiçbir şey yazmadım; objektif olmaktan uzaklaşmadım. Ancak farkında olmadan, taraf tutmuşsam, bir insan olarak bağışlanmayı dilerim. Takdir ve karar, değerli okuyucularımındır.

Bu kitabın esasını, İstanbul Teknik Üniversitesinde yaptığımız doktora tezi oluşturmaktadır. Kerkük Kenti ve Ev Mimarisi adı altında gerçekleştirilen bu doktora çalışmasında, aslında kent monografisi ile birlikte geleneksel Kerkük evlerini içine alan, akademik bir çalışma hedeflenmişti. Çalışmanın hedefine ulaşması için her türlü gayret de gösterildi; tez ile ilgili uzak-yakın her türlü kaynağa ulaşıldı. Ne var ki asıl kaynak olan Kerkükte kolay çalışılamadı. Orada yapılan baskılar, çıkarılan zorluklar, doğrusu insanı canından bezdirecek boyutta idi. Bu bakımdan yapılan çalışmada acaba bir eksiklik, gözden kaçan önemli bir nokta var mıydı, diye zaman zaman içimde hep bir kuşku taşıdım. Bu bakımdan alan çalışması hakkında birkaç söz söylemeden edemeyeceğim.Kerkük Belediyesinden doğru dürüst bir kent planının alınamaması; hele hele insanın doğup büyüdüğü topraklarda, güven ve rahat içinde çalışamaması, kimi zaman açık veya gizli polislerle köşe kapmaca oynayarak, özgürce inceleme yapamamasının sıkıcılığını ve sevimsizliğini anlatmak kolay değildir. Irakın Türkmen kimliği ile ünlü Kerkükte, Bağdat yönetiminin sergilediği insanlık dışı baskıların sürdürüldüğü dönemlerde, ciddî bir akademik çalışmayı ortaya çıkarmak, takdir edilmelidir ki çok zor olmuştur. Böylesine bir çalışmanın sonuçlandırılması da, bir Türkmen için o denli heyecan verici olmuştur. Ancak bu heyecanın yaşatılmasında pay sahibi olanları minnet ve şükranla anmak isterim. Bir kere bu konuda en büyük payın, birçok ... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-8740-09-1

Etiketler: mimari

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski