Karanlık Ateş (Ateş, #1)

Karanlıktan korkar mısınız?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...
Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak gerçekler için çaba sarf edecektir. Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti. Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlandaya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü – insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği – kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır.

Karanlıktan korkar mısınız?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...
Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak gerçekler için çaba sarf edecektir. Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti. Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlandaya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü – insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği – kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır.


Değerlendirmeler

değerlendirme
10 puan

Karşınızda bir Ateş Serisi Müptelası durmakta...Şimdiye kadar okuduğum diğer fantastik serilerin hepsini solladı..Serinin çevrilmiş 3.kitabı İntikam Atesini de bitirdim..Öyle bir yerde bitti ki;saçımı başımı yolacağım..Bu serinin devamının uzamasına neden olan her şeye karşı son derece kızgınım..Bu seriyi kesinlikle arka arkaya okumalısnız..Bir kitaptan ötekine atlamalısınız..
Aksi takdirde yeni kitabın çıkması için benim gibi gün sayar hale gelebilirsiniz..

Filminin çekilmesi ise çok güzel olur..Vee eminim o çok sevilen Alaca Karanlık Serisini sollar bence..Bu seriyi Kedicik'ten,Gece Yarısı ve Dark serisinden de çok sevdim..Çok egzotik ve sırlarla dolu..

Çünkü bu seride aksiyon,macera bitmezken,duyguları da ihmal etmemiş..Hikayeye kurguladığı aşk öyle normal bir aşk değil okuduğum ilk üç kitapda bir aşktan dahi bahsedemeyiz..Ama bu ikili arasındaki Jericho Barrons ve MacKayla Lane arasındaki tutkuyu ve cinsel gerilimi o kadar güzel aktarmış ki..Sayfalar dolusu aşk sahnelerine değer bence..Onları okurken nefesiniz de kesiliyor..Birbirleri ile olan iletişimleri görülmeye değer pardon okunmaya değer..
Barrons'un türü ne vampir mi? melun mu? bir fae mi? bir karanlıklar prensi mi? anlayamıyorsunuz ki...Bu serinin 5.kitabı biteseye kadar böyle sürüyormuş.
Hikayeden biraz bahsetmek istiyorum :

MacKayla Lane sıradan bir güneyli genç kız.O gün telefon kız kardeşinin öldüğü ile ilgili haber gelesiye kadar sorunları ojesinin hangi ton pembe rengi olacağına,saç modelinin nasıl olacağı ile ilgili karar ibaretti...

Hayatı o telefondan önce ve sonrası olarak ikiye ayrılmıştı...Kız kardeşi İrlanda Dublin'de hunharca öldürülmüştü,canından çok sevdiği hayattaki tek dostu ablası Alaine yoktu artık..Ablası ve kendisi ile ilgili bilmediği çok şeyler vardı..Önce gerçekte hiç olmayan varlıkları görmeye başladı bu yabancı şehirde araştırma yaptıkça ablasının sandığı gibi kaygısız tasasız bir hayatı olmadığını sıradışı bir hayat sürdüğünü keşfetti.Ablası ölmeden bir mesaj bırakmıştı..O mesaj üzerine ablasının ölümünü araştırmaya ve bunu ona yapanı bulup ödetmeye karar verdi ama nasıl? Yalnızdı yabancı bir ülkedeydi..Ve burada kimseyi tanımıyordu..Yaptığı araştırmalar yüzeysel ve yetersiz kalmıştı ablasının ölümünü inceleyen dedektif dosyayı kapatmıştı hiç bir şekilde onu tekrar açmaya ikna edemiyordu. Ama kararlıydı ne yapıp edip Alaine'in katilini bulacaktı.. ta ki Barrons Kitapevi ne yağmurlu bir günde yolu düşeseye kadar...Ama bu iş yerinin sahibi hiç de tekin bir adama benzemiyordu..

Sonunda onunla birlikte çalışmaya karar verdi..Barrons onun sıra dışı özelliklerini anlamıştı Mac'i uzun yıllardır aradığı tüm bu gizemli olayların sebebi olan Sinsar Dubh'u bulmak için işbirliği yapacaktı..Karşılığında da Mac'ı koruyacaktı.. Barrons olmasaydı Mac ne kadar yaşayabilirdi bilemiyorum neredeyse Fiona'dan koruyamıyordu..Fiona mı kim?
Ama buna pek de sıcak bakmayan biri vardı Barrons'un yardımcısı Fiona Mac'ı ölümüne kıskanıyordu..Barrons ile aralarında özel bir şeyler vardı ama sanki o bu her neyse ona fazla anlam yüklüyordu...Barrons pratik adamdı yıılardır yardımcılığını yapan Fiona'yı işten atarken de tereddüt bile etmedi..Mac ile yapması gereken çok işler vardı..Önce Mac'in dış görünüşü değişti..O güzelim sarı saçları gitti yerine daha koyu ilgi çekmeyen saçlar geldi..Kıyafetindeki pembeleri neredeyse kaldırdı..Çünkü Barrons Pembeden nefret ediyordu.....Ama Mac ona doğum gününde güzel bir pembe pastada hediye edivermişti...

İkilinin işbirliği bazen çok verimli olabilse de sık sık şüphe ve güven sorunundan dolayı sekteye de uğrayabiliyordu..Çok yerde Mac Barrons tarafında kurtarıldı isede iş sadece onunla bitmiyordu..Hikayeenin başından beri ona tecavüz edip önceleri seks bağımlısı haline getirmeye çalışıp sonra işbirliğine başvuran Vlane vardı..Barrons ve Vlane'i aynı sahnede göremezsiniz..Birbirlerine tahammül edemezler..Bir de şehre geldiği ilk gece ona yardım etmeyen ve Mac'in olagan üstü güçlerini bilen Rowena vardı baştan beri ona yardım etmemişti..
Mafya Rocky Banion,Lord Masters vs..gibi sıradışı kişler hep Mac'in yoluna çıkan kahramanlardı romanda..
Heyecan aksiyon bir an bile azalmadığı gibi bildiğimiz usta ,çırak ilişkisi içindeki Mac-Barrons ikilisinin ilişkileri gün geçtikçe daha ilginç hale geliyordu..
Ben bu seriye ait ne varsa daha sayfalarca yazabilirim..yazarın kalemine,kurgusuna hayran oldum..Ama çok sevdiğimiz şeylere ulaşabilmek için bazen beklememiz gerekebiliyor..
Duyumlarıma göre son iki kitap yani 4-5.Kitaplar Artemis'ten çıkacakmış..Benim unudum yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım..
Artemis Yayınlarıda umarım bu seri ile bizi acı çektirmeye üzmeye çalışmaz..Çünkü hislerim bu yayın evinin bizi üzeceği yönünde..İnşallah yanılırım..

Değişik bir fantastik seri ve içinde de tutkulu bir aşk okumak istiyorsanız bu seri tam size göre..Ben çok beğendim...TAVSİYEMDİR...Sakın Es geçmeyin...

10 puan

muhhtşemm bi seriii
fantastik kitap severlere gözüm kapalı tavsiye edeceğim ktplrdan biri
grek konusu olsun gerekse işleniş biçimiyle oldukça farklı şayet vampirlerden kurt adamlardan ve zombileren bnm kadar sıkıldıysanız bu ktap siz bi nefes gibi gelecek

umarım yayın evi en kısa zmnda serinin devm kitaplarını çıkarırda bni meraktan öldürmez

Profil Resmi
10 puan

Ateş serisini okumayan kişi, fantastik bir okuyucu değildir tam manasıyla diyorum yalnızca.
Ögün bir korgu, mükemmel bir dil, akıcı sayfalar, Barrons... Neden hala duruyorsunuz ki bu kitabı okumamak için?

Benim için Bones neyse, Marc neyse Barrons da öyle artık.

Profil Resmi
10 puan

Tamam diyorsun şimdi bu olacak.Ama olmuyor yazar sizi şok ediyor ve önünüze harika karakterler ve harika olaylar koyuyor... Kelt efsanesinin karakterleri... Şu an ikinci kitabı okuyorum ve yayınevleri yüzünden ve serinin tamamlanmamış olması yüzünden çok üzülüyorum... Fantastik severler sakın kaçırmayın...

9 puan

vasat bir kapak, vasat bir çeviri ama mükemmel karakterler :D Barrons'a ölünür, alın okuyun hemen !

5 puan

Her yeni bölümle birlikte artık işler değişecek ve kitabı seveceğim dememe rağmen sevemedim.

7 puan

birşey söylememe gerek yok, okunması gereken bir seri eğer bu türü seviyorsanız...ingilizce bilenler orjinalini okumalı...

6 puan

Fena değildi.

Profil Resmi
7 puan

Puan: 6.30

Yorumun aslı için: http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/10/karanlik-ates-darkfever-by-karen-marie.html

Kitap daha önce okuyup beğendiğim bir kitaptı. Genelde kapaklara çok takılmam ama bu serisinin kapaklarını sevdim. Bu yüzden orijinal kapak çıkınca hemen iki kitabını da sipariş ettim. Daha önce okusam da sanki hiç okumamışım gibi. Hatırlamadığım öyle yerler var ki kendime kızdım ama neyse bunları değil de kitabı konuşalım :)


Kitap okuduğum diğer bir çok seriye göre farklıydı çünkü bir günlük gibiydi ama aslında tam öyle değildi. Bazen geçmiş ve gelecek birbirine geçiyor, kızımız gelecekten daha önceki yaptıklarını yorumlayıp bilgilendiriyor bizi. Bu şekilde yazmak iyi ve kötü. Çünkü okurken ilerisi için bilgi almak heyecanlandırıyor ama okurken birden kesilmek bazı yerlerde gereksizdi. Aksiyon sahneleri bolca vardı ama beni sinir eden kısım –tabi son kısımlarda bir yer hariç- düşmanla yüz yüze gelip adam gibi kavgaların olmamasıydı. Daha çok yapacaklarını yaptılar ve ortamdan kaçtılar. Sanırım bunun nedeni kızımızın öyle bir duruma hazır olmaması ve daha birinci kitapta olmamızdı. Ama son kısımdaki yer ilerideki kitaplar için umut vericiydi.


Küçük bir kasabada sakin ve huzurlu bir hayatı olan MacKayla’ya gelen bir telefonla tüm hayatı değişiyor. Çok sevdiği ve biricik kız kardeşi Alina öldürülmüştür ve ölmeden önce kızımıza bir mesaj bırakmıştır. Bu mesaj ve yaşadığı üzüntü kızımızı kız kardeşinin intikamı için Dublin’e getiriyor, öldürüldüğü yere. Hikaye zaten bundan sonra başlıyor. Kızımız Alina’nın intikamı ve garip mesajını araştırırken tüm dünyası ters düz oluyor, güvenli hayatı birden puf diye uçuşuyor. Çünkü Dublin’de aslında olmaması gereken, efsanevi kötü yaratıkların yaşadığını öğreniyor. Öğrenmekle kalsa iyi bir de öldürülmekten kıl payı kurtuluyor. Hepsi de ne için, yazılışını bile bilmediği “şi-sa-du” diye bir şey ve aslında görmemesi gereken yaratıklar için!


Hiç mi iyi bir şey olmuyor derseniz hemen size var derim. Ben derim de Mac der mi orası meçhul! Çünkü ben sevsem de Mac pek “o”nu sevmiyor. Daha doğrusu sevmemek değil de güvenmiyor. O kim mi? Tabi ki de yakışıklı ve ultra gizemli, bask ve kelt soylarından gelme, kitapçısı olan ve bu tip ıvır zıvır dışında bir şeyini bilmediğimiz Jericho Barrons… Kendisi başta kızımızı bilmediği şeyler ve bu kötücül dünya konusunda uyarsa da Mac’in gitmeye niyeti olmadığını ve en önemlisi kızımızın kendi işine yaradığını görünce onu bırakmıyor. Yani hayır romantik bir prens değil! Peki ne derseniz, dedim ya daha önce ultra gizemli biri. Sözün kısası ben de bilmiyorum. Mac mi? Hele o hiç bilmiyor. Ben onu bu kadar yersem de arada, hani kırk yılda bir yapılan iyilikler gibi yaptığı şeyler oluyor –kızımızın hayatını kurtarmak gibi…


Bir de V’lane var ki sormayın. İyi mi kötü mü kara veremiyor insan. Sanırım bunun nedeni bir fae olması ve bizden çoook farklı bir dünya bakışına sahip olması. Yaptığı tüm şeylere rağmen bir parça seviyorum onu. Mac seviyor mu derseniz, üzgünüm bunu da sevmiyor. Tüm fae’lerden nefret ediyor ve her ne kadar etrafında yakışıklılar olsa da kızımız da tık yok. Ki zaten bu tip şeyler için ayıracak vakti de yok. Malum, kızımız hayatta kalmaya çalışıyor.


Bu kitapta en çok kime sinir oldum sorusunun yanıtı Mac’in karşısına sürekli çıkan ve onu olur olmaz şekillerle uyaran yaşlı bir teyze ve Fiona. Onlar da kim derseniz ben de hemen alın kitabı okuyun derim. Ve bu sefer ki yazımda çok bilgi vermediğimi biliyorum ama kitap o kadar dolu ki ne anlatayım şaştım. Yani evet, kitap okunması gereken bir kitap ve seri hem görsel hem de –edindiğim bilgilere göre- yaratılan dünyasıyla okunması gereken bir seri. Ki hali hazırda üç kitabı çevrildi. Orjinalinde ise seri bitti ve seride gözüken Dani isimli bir kızın hikayesini anlatan, devam tarzında yan serisi de var.

8 puan

Anlatımı çok sevdim. Okuyucuyla sohbet eder tarzda yazılan kitapları her zaman daha çok sevmişimdir. Sadece terimler o kadar fazlaydı ki... Yeni öğrenen birisi için o kadar fazla yabancı kelime olması bir anlığına beni koparır gibi oldu. Bir seri ve bu da onun ilk kitabı olduğu için yorumumu ona göre yapıyorum. Tek kitap olsaydı, belki de basit bir konuydu derdim... Ama Mac karakteri ne kadar bıcır bıcır görünse de, yazar bize onun ne kadar derin olduğunu aktarmış.

Kardeşinin öldürüldüğü yere gidip, onun cesedinin bulunduğu yere uzanması... Kesinlikle görüntü aklıma kazındı diyebilirim. Kardeşinden bahsettiği yerler bana çok samimi geldi. İçten, samimi ve gerçekten iç burkan cinsten...

Bir de son sahneye bayıldım!!!! Barrons'u halde görmek beni hem güldürdü, hem de müthiş bir keyif verdi. Oje süren Barrons istiyoruz! :)

Kısacası, sevdim. :)


Baskı Bilgileri

344 sayfa
2009 tarihinde, Epsilon Yayıncılık tarafından yayınlandı


ISBN
9789944822190

Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

valentina alkane
2 kişi

Okumuşlar

İlkind Darkshadow Sevgi06 İremİvgin. cuburcu
181 kişi

Okumak İsteyenler

Seher Only NuRTeNcE AABookWorm laliberte
60 kişi

Takas Verenler

gomşumuzoluyoda
1 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski