Ne İmparatorluktan Cumhuriyete Petropolitik bir tarih kitabıdır, ne de ben tarih yazarı olduğum iddiasındayım. Elinizdeki kitap, sadece yakın tarihimizin şekillenmesi sırasında, Mezopotamya petrolleri ile ilgili olarak perde önü ve arkasında oynanan oyunlarla, bu oyunlarda rol alan karakterleri yalın bir biçimde okuyucunun karşısına çıkarma denemesidir. (s. 12) diye açıklıyor Hikmet ULUĞBAY bu çalışmasının ilk sayfalarında.Bugün hâlâ dünya petrol rezervlerinin % 65ini topraklarının altında barındırdığı ifade edilen Ortadoğu ve onun önemli bir parçası olan Mezopotamya ki bugün Irak olarak bilinir, 20. yüzyıla girerken Osmanlı İmparatorluğunun bir parçasıydı. Aynı Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü hazırlayan bütün faktörlerin en başında İmparatorluğun ekonomik durumu vardı. Osmanlı İmpa-ratorluğu topraklarındaki petrol kaynaklarına ne sahip çıkabildi ne de bu kaynakları işletebildi. Genç Cumhuriyet ise Birinci Paylaşım Savaşının sonucunda kurulmuş olan Kurtlar Sofra-sında kendi bağımsızlığını sağlayabilmenin ötesinde hiç değilse Irak petrolünden royalti payı alabildi. Bu royaltiden doğan hakkımızın boyutu, ne kadarının ödendiği ve ne kadar alacağı-mızın kaldığı arşiv belgeleri eşliğinde bu yeni baskıda tüm ayrıntıları ile açıklanmaktadır.Doğal bir enerji kaynağı olan petrolün ülke çıkarına kullanılabilmesi sırf teknolojik ya da ekonomik bir konu olmanın da ötesinde, kapsamlı bir politikalar dizisinin varlığını hep zorun-lu kıldı. Petrolün gerektirdiği bu kapsamlı politikalar bütününü ise, kısaca Petropolitik olarak adlandırmak hiç de bir abartma olmaz. Petropolitik tarihimizi şekillendiren gelişmeleri, bu gelişmeleri şekillendiren aktörleri iyi bilmemiz, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda içinde yaşadığımızı Ortadoğu Coğrafyasındaki bütün kanlı çatışmaları (örneğin, Irakın 20. yüzyılda iki de bir işgal edilen bir ülke olması veya ülkemiz sınırları içinde uzun yıllardır süregelen terör vb. dahil) anlayabilmemizin de anahtarıdır.
Ne İmparatorluktan Cumhuriyete Petropolitik bir tarih kitabıdır, ne de ben tarih yazarı olduğum iddiasındayım. Elinizdeki kitap, sadece yakın tarihimizin şekillenmesi sırasında, Mezopotamya petrolleri ile ilgili olarak perde önü ve arkasında oynanan oyunlarla, bu oyunlarda rol alan karakterleri yalın bir biçimde okuyucunun karşısına çıkarma denemesidir. (s. 12) diye açıklıyor Hikmet ULUĞBAY bu çalışmasının ilk sayfalarında.Bugün hâlâ dünya petrol rezervlerinin % 65ini topraklarının altında barındırdığı ifade edilen Ortadoğu ve onun önemli bir parçası olan Mezopotamya ki bugün Irak olarak bilinir, 20. yüzyıla girerken Osmanlı İmparatorluğunun bir parçasıydı. Aynı Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü hazırlayan bütün faktörlerin en başında İmparatorluğun ekonomik durumu vardı. Osmanlı İmpa-ratorluğu topraklarındaki petrol kaynaklarına ne sahip çıkabildi ne de bu kaynakları işletebildi. Genç Cumhuriyet ise Birinci Paylaşım Savaşının sonucunda kurulmuş olan Kurtlar Sofra-sında kendi bağımsızlığını sağlayabilmenin ötesinde hiç değilse Irak petrolünden royalti payı alabildi. Bu royaltiden doğan hakkımızın boyutu, ne kadarının ödendiği ve ne kadar alacağı-mızın kaldığı arşiv belgeleri eşliğinde bu yeni baskıda tüm ayrıntıları ile açıklanmaktadır.Doğal bir enerji kaynağı olan petrolün ülke çıkarına kullanılabilmesi sırf teknolojik ya da ekonomik bir konu olmanın da ötesinde, kapsamlı bir politikalar dizisinin varlığını hep zorun-lu kıldı. Petrolün gerektirdiği bu kapsamlı politikalar bü... tümünü göster