IMF Kıskacında Türkiye / 1946-1980

IMF Kıskacında Türkiye, 1946dan 1980 yılına dek Türkiyenin Batı ile olan ekonomik ilişkilerine geniş bir bakış açısı getirirken, aynı zamanda IMF ilişkilerini irdeleyen ilk kitaptır.Maliye Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığının resmi belgelerine dayanılarak hazırlanan bu kitapta, bugüne dek perde arkasında kalmış önemli olayların tümü gün ışığına çıkarılmaktadır. Salt devletin belgeleriyle yetinilmemiş; yine bugüne dek yayınlanmamış özel kesimin kimi toplantaları, bunlara ilişkin tutanaklar, özel kesimin sadece kendi içinde değil, IMF ile yaptığı toplantı tutanakları da yine bu kitapta sergilenmiştir.Aradan beş yıl geçtikten sonra IMF kıskacında Türkiye yeniden aranır oldu. O zaman ne oldu da, beş yıllık bir aradan sonra kitap ikinci baskıya geçti?.. Sanırım, toplum yavaş yavaş 12 Eylül Şokunu atlatmaya başladı. Varolan kavramlar, kurumlar yeniden kendilerini bulmaya çalışıyor. Kendini bulma da önce tarihe dönmekle eş anlamlı hale geliyor. 12 Eylül üzerinde düşünürken, 24 Ocak Kararları üzerinde düşünmek istiyor. 24 Ocak Kararlarını irdelerken bu kez biraz daha geriye gitmek zorunlu hale geliyor. O zaman da Türkiye ile IMF arasında 35 yıllık ilişkilerin öyküsü tazelenmek isteği ile karşı karşıya kalıyor.

IMF Kıskacında Türkiye, 1946dan 1980 yılına dek Türkiyenin Batı ile olan ekonomik ilişkilerine geniş bir bakış açısı getirirken, aynı zamanda IMF ilişkilerini irdeleyen ilk kitaptır.Maliye Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığının resmi belgelerine dayanılarak hazırlanan bu kitapta, bugüne dek perde arkasında kalmış önemli olayların tümü gün ışığına çıkarılmaktadır. Salt devletin belgeleriyle yetinilmemiş; yine bugüne dek yayınlanmamış özel kesimin kimi toplantaları, bunlara ilişkin tutanaklar, özel kesimin sadece kendi içinde değil, IMF ile yaptığı toplantı tutanakları da yine bu kitapta sergilenmiştir.Aradan beş yıl geçtikten sonra IMF kıskacında Türkiye yeniden aranır oldu. O zaman ne oldu da, beş yıllık bir aradan sonra kitap ikinci baskıya geçti?.. Sanırım, toplum yavaş yavaş 12 Eylül Şokunu atlatmaya başladı. Varolan kavramlar, kurumlar yeniden kendilerini bulmaya çalışıyor. Kendini bulma da önce tarihe dönmekle eş anlamlı hale geliyor. 12 Eylül üzerinde düşünürken, 24 Ocak Kararları üzerinde düşünmek istiyor. 24 Ocak Kararlarını irdelerken bu kez biraz daha geriye gitmek zorunlu hale geliyor. O zaman da Türkiye ile IMF arasında 35 yıllık ilişkilerin öyküsü tazelenmek isteği ile karşı karşıya kalıyor.