Hû Dost Cancana

Koca Çınar, Fikret Ağabey Can Gölgemde Fikret Otyamı düşünüyorum. Benim coğrafyamda; dinin ortodoks kaynaklarının ve devletin uzağında ya da devletin olmadığı, olsa bile başedemediği yerde/yerlerde, belletildiği gibi davranmanın ötesine taşarak kökenimi öne çıkaran güzel insan. Halkımın inancına bandırılmış düşüncesiyle/felsefesiyle yutmuş pirlerimi, mürşitlerimi, ozanlarımı ya da sıra insanımı bulan, onlarla muhabbet eden; yaratanın/üretenin kişiliğinin, yaşama bakışının bugüne taşınmasına emek veren özverili ağabey. Sen; korkak olduğumuz için dışa vuramadığımız cesaretimizi taşıdın. Kollektif sergileyemediğimiz ortamda ortaya çıkan boşluğu kapatmaya çalışan zorunlu kollektif kimliğimiz odun kimi kez. 70 yıllık ömründe kalıbını sürekli genişleterek koca bir gölge oldun; bir çınar gölgesi koyu mu koyu. Gölgende canını dinlendirmiyorsun biliyorum; canını üretiyorsun; yarına kalacak asıl özü. Yalnızca kendini mi, nice dostların canlarını ağırlıyorsun kalıbında. Ben de ikide bir mihman oluyorum hu dost, sevgili ağabey Fikret Otyamın kalıbına. Düşünüyorum da ölmeden evvel öldüğümüz zeminde; can ısmarlamadan önce şöyle bir araya gelsek; kalıplarımız yan yana, canlarımız mihman olsa bir ona, bir bana; belletilmeyenleri konuşsak, özlemlerimize uygun bir dünya kursak; dondan dona özlemimiz taşınsa; böyle böyle çoğalsa, toplumun düşü olsa... Düşü yaratma gerçeğin yarısını yaratmak derler ya... Dileğim can ısmarlama; Fikret ağabey; seni kalıbınla seviyorum. Senin kalıbına can olamam; bu beni aşar. Ara sıra kalıbının gölgesinde dinlendir bu fakiri; ne yapayım geleceğe susamışım.

Koca Çınar, Fikret Ağabey Can Gölgemde Fikret Otyamı düşünüyorum. Benim coğrafyamda; dinin ortodoks kaynaklarının ve devletin uzağında ya da devletin olmadığı, olsa bile başedemediği yerde/yerlerde, belletildiği gibi davranmanın ötesine taşarak kökenimi öne çıkaran güzel insan. Halkımın inancına bandırılmış düşüncesiyle/felsefesiyle yutmuş pirlerimi, mürşitlerimi, ozanlarımı ya da sıra insanımı bulan, onlarla muhabbet eden; yaratanın/üretenin kişiliğinin, yaşama bakışının bugüne taşınmasına emek veren özverili ağabey. Sen; korkak olduğumuz için dışa vuramadığımız cesaretimizi taşıdın. Kollektif sergileyemediğimiz ortamda ortaya çıkan boşluğu kapatmaya çalışan zorunlu kollektif kimliğimiz odun kimi kez. 70 yıllık ömründe kalıbını sürekli genişleterek koca bir gölge oldun; bir çınar gölgesi koyu mu koyu. Gölgende canını dinlendirmiyorsun biliyorum; canını üretiyorsun; yarına kalacak asıl özü. Yalnızca kendini mi, nice dostların canlarını ağırlıyorsun kalıbında. Ben de ikide bir mihman oluyorum hu dost, sevgili ağabey Fikret Otyamın kalıbına. Düşünüyorum da ölmeden evvel öldüğümüz zeminde; can ısmarlamadan önce şöyle bir araya gelsek; kalıplarımız yan yana, canlarımız mihman olsa bir ona, bir bana; belletilmeyenleri konuşsak, özlemlerimize uygun bir dünya kursak; dondan dona özlemimiz taşınsa; böyle böyle çoğalsa, toplumun düşü olsa... Düşü yaratma gerçeğin yarısını yaratmak derler ya... Dileğim can ısmarlama; Fikret ağabey; seni kalıbınla seviyorum. Senin kalıbına can olamam; b... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9799759762987

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski