Hegemonyadan İmparatorluğa

Dünya büyük bir alt üst oluş dönemine girdi. Küreselleşme sürecinin getirdiği iyimserlik bulutları dağılırken, dünya ekonomisi 1930lardan bu yana ilk kez bir ekonomik durgunluk ve genelleşmiş deflasyon yaşıyor. Öte yandan, 1989da duvarın yıkılmasıyla bize muştulanan Yeni Dünya Düzeni, 1990larda önce bir düzensizliğe, sonra da dünya yüzünde mantar gibi çoğalan yerel savaşlara açıldı. 19. yüzyıldan beridir ilk kez işgale, ilhaka ve sömürgeciliğe dayanan klasik bir imparatorluk sürecinin gündeme geldiğini görüyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrasının hegemonik gücü ABD, ekonomik ve ideolojik önderliğini kaybetmeye başlayınca giderek daha çok askeri gücüne ve şiddete dayanarak ayakta kalmaya çalışıyor. ABD imparatorluğu, dünyanın tümünü hızla sayıları artan askeri üslerle, deniz ve hava kuvvetleriyle, uzayı da casus uydularıyla ve değişik fantastik projelerle denetim altına alıyor, küçük çaplı, kullanılabilir nükleer silahları hizmete sokmaya hazırlanıyor. Bu arada kendi iradesini sınırlayacak uluslararası anlaşmalardan çıkıyor, Birleşmiş Milletler gibi kuruluşları işlevsizleştiriyor, Avrupa Birliğine karşı bir tutum benimsiyor, bir anlamda tüm uluslararası hukuki kurumsal düzeni yıkarak yeniden şekillenmeye zorluyor.Bu süreç Afganistanda başladı, ama hızla Ortadoğuya indi. Türkiye bu sürecin, daha doğrusu bu fırtınanın merkezindeki ender ülkelerden biri. NitekimErgin Yıldızoğlunun bu kitabı da, Türkiyenin geleceği açısından, ABDnin gerek yeni yönelimleri gerekse dünyada ve bölgemizde başlattığı sarsıntıların gündeme getirdiği ihtimalleri çok iyi kavramak gerektiğini öngörüyor...

Dünya büyük bir alt üst oluş dönemine girdi. Küreselleşme sürecinin getirdiği iyimserlik bulutları dağılırken, dünya ekonomisi 1930lardan bu yana ilk kez bir ekonomik durgunluk ve genelleşmiş deflasyon yaşıyor. Öte yandan, 1989da duvarın yıkılmasıyla bize muştulanan Yeni Dünya Düzeni, 1990larda önce bir düzensizliğe, sonra da dünya yüzünde mantar gibi çoğalan yerel savaşlara açıldı. 19. yüzyıldan beridir ilk kez işgale, ilhaka ve sömürgeciliğe dayanan klasik bir imparatorluk sürecinin gündeme geldiğini görüyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrasının hegemonik gücü ABD, ekonomik ve ideolojik önderliğini kaybetmeye başlayınca giderek daha çok askeri gücüne ve şiddete dayanarak ayakta kalmaya çalışıyor. ABD imparatorluğu, dünyanın tümünü hızla sayıları artan askeri üslerle, deniz ve hava kuvvetleriyle, uzayı da casus uydularıyla ve değişik fantastik projelerle denetim altına alıyor, küçük çaplı, kullanılabilir nükleer silahları hizmete sokmaya hazırlanıyor. Bu arada kendi iradesini sınırlayacak uluslararası anlaşmalardan çıkıyor, Birleşmiş Milletler gibi kuruluşları işlevsizleştiriyor, Avrupa Birliğine karşı bir tutum benimsiyor, bir anlamda tüm uluslararası hukuki kurumsal düzeni yıkarak yeniden şekillenmeye zorluyor.Bu süreç Afganistanda başladı, ama hızla Ortadoğuya indi. Türkiye bu sürecin, daha doğrusu bu fırtınanın merkezindeki ender ülkelerden biri. NitekimErgin Yıldızoğlunun bu kitabı da, Türkiyenin geleceği açısından, ABDnin gerek yeni yönelimleri gerekse dünyada ve bölgemizd... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-289-087-3

Etiketler: dış siyaset

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski