Bütün düşündüklerimizi yazabilir, aklımızdan her geçeni söyleyebilir miyiz? Kendimize sakladığımız gizli ve özel dünya, gerçeklerin kaçta kaçının örtüsüdür? Dışımızdaki sansürden söz ederiz de kendi kendimizi sansürü bir türlü bilinçaltından bilince çıkarmayız. Kitaplar Kitabı ve Saklı Su adlı yapıtlarını yayımladığımız eleştirmen Doğan Hızlanın güncelin çağrısına kulak vererek yazdığı denemeler. TADIMLIKKüçük bir araştırma yaptırttım. Yirmi beş yıl önce aramızdan ayrılan Orhan Kemalin kitapları bir yılda ancak 500 tane satmış. Klasik yaklaşımla hemen okurlara yüklenmeyeceğim. Okumayanlardan çok, okutamayanları suçlayacağım. Suçlu listem epey kabarık. Öğrencilerine, onun hikâyelerini, romanlarını okutmayan, tavsiye etmeyen edebiyat öğretmenlerinin kabahati büyük. Sadece kendinden söz eden, başka yazarların adını anmayan büyük yazarlarımız da bu unutuluştaki benmerkezcilik (egosantrizm) tavırlarının sonuçlarını bir kez daha gözden geçirsinler. Unutuluştaki rollerini itiraf etsinler. Eleştirmenler, 25 yıl sonra bile suskunluklarını koruyabilmelerinin başarısını (!) açıklasınlar. Yazar örgütleri, gene plaketçilikle işi geçiştirdiler. Televizyonlar böyle bir edebiyat ustasının yaşadığının farkında bile değiller. Bir yıl içinde bu satışın büyük payı (yüzü geçmese de) gene kadirbilir edebiyat öğretmenlerinin sayesinde gerçekleşmiş. Ev ödevi kaçakları listeyi biraz olsun kabartıyor. Yirmi beş yıl, önemli bir zaman dilimi, yüzyılın dörtte biri. Beklerdim ki, yazar örgütleri sempozyum düzenlesinler. Orhan Kemale Saygı başlıklı kalın bir tebliğler kitabı yayınlasınlar.
Bütün düşündüklerimizi yazabilir, aklımızdan her geçeni söyleyebilir miyiz? Kendimize sakladığımız gizli ve özel dünya, gerçeklerin kaçta kaçının örtüsüdür? Dışımızdaki sansürden söz ederiz de kendi kendimizi sansürü bir türlü bilinçaltından bilince çıkarmayız. Kitaplar Kitabı ve Saklı Su adlı yapıtlarını yayımladığımız eleştirmen Doğan Hızlanın güncelin çağrısına kulak vererek yazdığı denemeler. TADIMLIKKüçük bir araştırma yaptırttım. Yirmi beş yıl önce aramızdan ayrılan Orhan Kemalin kitapları bir yılda ancak 500 tane satmış. Klasik yaklaşımla hemen okurlara yüklenmeyeceğim. Okumayanlardan çok, okutamayanları suçlayacağım. Suçlu listem epey kabarık. Öğrencilerine, onun hikâyelerini, romanlarını okutmayan, tavsiye etmeyen edebiyat öğretmenlerinin kabahati büyük. Sadece kendinden söz eden, başka yazarların adını anmayan büyük yazarlarımız da bu unutuluştaki benmerkezcilik (egosantrizm) tavırlarının sonuçlarını bir kez daha gözden geçirsinler. Unutuluştaki rollerini itiraf etsinler. Eleştirmenler, 25 yıl sonra bile suskunluklarını koruyabilmelerinin başarısını (!) açıklasınlar. Yazar örgütleri, gene plaketçilikle işi geçiştirdiler. Televizyonlar böyle bir edebiyat ustasının yaşadığının farkında bile değiller. Bir yıl içinde bu satışın büyük payı (yüzü geçmese de) gene kadirbilir edebiyat öğretmenlerinin sayesinde gerçekleşmiş. Ev ödevi kaçakları listeyi biraz olsun kabartıyor. Yirmi beş yıl, önemli bir zaman dilimi, yüzyılın dörtte biri. Beklerdim ki, yazar örgütleri sempo... tümünü göster