Güçler Savaşı

Türk kökenli genç bir adam yaşamış olduğu bütün acılara rağmen çelik gibi sinirlere, bilgisayar gibi bir beyne ve bir panter gibi cesarete sahiptir. Bir taraftan uluslararası acımasız bir tetikçi olarak çalışırken, diğer taraftan duygusal ve oldukça uyumlu bir insan resmi vermektedir. Tesadüflere innamayan birisi olmasına rağmen birgün Türkiyenin en güçlü işadamlarından birisinin kızıyla tanışır ve çılgınca bir aşk yaşarken, kızın ailesinin bu beraberliğe karşı olmasına rağmen evlenirler.Alpın evliliğinden belli bir süre sonra baldızı, bacanağı, kayınvalidesi ve kayınpederi arka arkaya vefat edince, Holdingin yönetimi Alp ve eşine kalır. Artık Alpın tek bir hedefi vardır, eşini Türkiyenin ikinci Kadın Başbakanı yapmak ve böylece Türkiyeyi uluslararası platformda eşinin en iyi şekilde temsil edebilmesi için bütün bildiklerini ona aktarır.Handan, yapılan ilk seçimlerde kıran kırana bir mücadele sonucu büyük bir farkla seçimi kazanır ve Türkiyenin ikinci kadın başbakanı olarak görevine başlar. Genç bir kadından beklenmeyen çıkışlarıyla ve yaptığı uygulamalarla her geçen gün Türkiyenin dünyadaki yerini güçlendirirken, refah düzeyinin de çok daha iyi olabilmesi için yolsuzluklar ve rüşveti yok denilecek hale getirmeyi başarır. Türkiye ve Türk insanı dünya kamuoyunda hak ettiği yere gelmişti. Bütün bu başarıların arkasında Alpın olduğu söyleniyorduysa da Alp, eşini çok yönlü yetiştirdikten sonra geri planda kalmayı tercih etmekteydi.

Türk kökenli genç bir adam yaşamış olduğu bütün acılara rağmen çelik gibi sinirlere, bilgisayar gibi bir beyne ve bir panter gibi cesarete sahiptir. Bir taraftan uluslararası acımasız bir tetikçi olarak çalışırken, diğer taraftan duygusal ve oldukça uyumlu bir insan resmi vermektedir. Tesadüflere innamayan birisi olmasına rağmen birgün Türkiyenin en güçlü işadamlarından birisinin kızıyla tanışır ve çılgınca bir aşk yaşarken, kızın ailesinin bu beraberliğe karşı olmasına rağmen evlenirler.Alpın evliliğinden belli bir süre sonra baldızı, bacanağı, kayınvalidesi ve kayınpederi arka arkaya vefat edince, Holdingin yönetimi Alp ve eşine kalır. Artık Alpın tek bir hedefi vardır, eşini Türkiyenin ikinci Kadın Başbakanı yapmak ve böylece Türkiyeyi uluslararası platformda eşinin en iyi şekilde temsil edebilmesi için bütün bildiklerini ona aktarır.Handan, yapılan ilk seçimlerde kıran kırana bir mücadele sonucu büyük bir farkla seçimi kazanır ve Türkiyenin ikinci kadın başbakanı olarak görevine başlar. Genç bir kadından beklenmeyen çıkışlarıyla ve yaptığı uygulamalarla her geçen gün Türkiyenin dünyadaki yerini güçlendirirken, refah düzeyinin de çok daha iyi olabilmesi için yolsuzluklar ve rüşveti yok denilecek hale getirmeyi başarır. Türkiye ve Türk insanı dünya kamuoyunda hak ettiği yere gelmişti. Bütün bu başarıların arkasında Alpın olduğu söyleniyorduysa da Alp, eşini çok yönlü yetiştirdikten sonra geri planda kalmayı tercih etmekteydi.