Devlet, Toprak Egemenlik

Devlet, egemenlik, iktidar ve düzen sorunu daima siyasal teorinin konusu olmuştur. Milli Güvenlik Kurulu ve benzeri oluşumlar, devlet, egemenlik, iktidar ve düzen sorununun bir parçasıdırlar. Carl Schmitti bu konularda çözümlemeler yapan sayısız siyasalbilimci ve siyaset felsefecisinden ayıran bir özelliği var: Schmitt, Weimar Cumhuriyeti döneminde geleneksel Kıta Avrupası devlet düzeni yapısıyla, bu yapının kitle partileri çağında siyasetteki değişiklikler karşısında taşıdığı zaafları ortaya koymuştu. Bilindiği gibi, Üçüncü Reich (Almanyada Nasyonal Sosyalist dönem) bir devlet darbesi ya da ihtilâl sonucu değil, demokrasi karşıtı olduğunu saklamayan Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisinin (NSDAP) demokratik yollardan iktidara gelmesiyle kurulmuştu. Hitler, 30 Ocak 1933te Hindenburg tarafından Şansölye (başbakan) sıfatıyla hükümeti kurmakla görevlendirilmişti. Kısacası, Weimar Cumhuriyeti, kendi kurallarıyla kendi sonunu hazırlamıştı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Federal Alman Cumhuriyeti, bu konuda Weimar Almanyasından çok önemli bir ders çıkarttı. Temel hak ve özgürlükler konusunda en demokratik anayasalardan birisi kabul edilen Bonn Temel Yasası (Grundgesetz), rejimin güvenliği sözkonusu olduğunda ‘mücadeleci demokrasi anlayışını benimsedi. Carl Schmitt, Weimar dönemindeki yazılarıyla mücadeleci demokrasi düşüncesinin mimarı kabul edilmiştir. Kamu düzeni, devlet, iktidar ve egemenlik konularında 20. yüzyılda ulus-devletlerin düzenlemelerine konu olan ‘mücadeleci demokrasi anlayışı, açık bir Schmitt etkisi taşımaktadır. Bu etkiyi, devletin mevcut rejimi koruma ve kollama konusundaki yasal ve siyasal düzeydeki hassasiyeti diye tanımlayabiliriz.

Devlet, egemenlik, iktidar ve düzen sorunu daima siyasal teorinin konusu olmuştur. Milli Güvenlik Kurulu ve benzeri oluşumlar, devlet, egemenlik, iktidar ve düzen sorununun bir parçasıdırlar. Carl Schmitti bu konularda çözümlemeler yapan sayısız siyasalbilimci ve siyaset felsefecisinden ayıran bir özelliği var: Schmitt, Weimar Cumhuriyeti döneminde geleneksel Kıta Avrupası devlet düzeni yapısıyla, bu yapının kitle partileri çağında siyasetteki değişiklikler karşısında taşıdığı zaafları ortaya koymuştu. Bilindiği gibi, Üçüncü Reich (Almanyada Nasyonal Sosyalist dönem) bir devlet darbesi ya da ihtilâl sonucu değil, demokrasi karşıtı olduğunu saklamayan Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisinin (NSDAP) demokratik yollardan iktidara gelmesiyle kurulmuştu. Hitler, 30 Ocak 1933te Hindenburg tarafından Şansölye (başbakan) sıfatıyla hükümeti kurmakla görevlendirilmişti. Kısacası, Weimar Cumhuriyeti, kendi kurallarıyla kendi sonunu hazırlamıştı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Federal Alman Cumhuriyeti, bu konuda Weimar Almanyasından çok önemli bir ders çıkarttı. Temel hak ve özgürlükler konusunda en demokratik anayasalardan birisi kabul edilen Bonn Temel Yasası (Grundgesetz), rejimin güvenliği sözkonusu olduğunda ‘mücadeleci demokrasi anlayışını benimsedi. Carl Schmitt, Weimar dönemindeki yazılarıyla mücadeleci demokrasi düşüncesinin mimarı kabul edilmiştir. Kamu düzeni, devlet, iktidar ve egemenlik konularında 20. yüzyılda ulus-devletlerin düzenlemelerine konu olan ‘mücadele... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9789758752638

Etiketler: siyasal düşünce

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski