Derviş ve Sinha

Ecel geldi mi ondan kurtulmak için verilecek hiçbir çaba fayda vermez.BeydebaSaçı sakalı uzamış adam otobüsten indiğinde şaşkındı. Avare bir gezgin gibi, uzun uzun çevresine bakındı. Hiçbir yüzün ona tanıdık gelmemesi, içindeki yalnızlık duygusunu daha bir derinleştirdi. Rüyasında gördüğü yeri yeniden hatırlamaya çalıştı... Acaba orayı gördüğü gibi mi bulacaktı yoksa hiç beklemediği bir atmosferle mi karşılaşacaktı burada? Rüyasında gördüğü yer çok yeşillikti. Burası Uçmak demişlerdi. Manzara adeta bir tabloyu andırıyordu. Oldum olası yeşili ve yeşilliği, ormanı çok sevdiği için rüyasını iyiye yormuş, bundan hareketle, randevu yerinin güzel bir yer olabileceğini düşünmüştü... Ama rüyada gördüğü gökyüzünün, büyükçe bir odanın kabartmalı tavanını andırıyor olmasına bir anlam verememişti. Herşeye rağmen yine de rüyasını iyiye yormuştu. Fakat bu yorum şimdi onu teselli etmeye yetmiyordu. Çünkü varacağı yer, ne kadar güzel olursa olsun, orada bu âleme veda edecekti. Bildiği her şeyle belki de bir daha karşılaşmamak üzere ilişkisini kesecekti. Oysa hayat muazzam ve karmaşık ilişkiler ummanıydı. Her şeyi geride bırakıp ayrılmak... Pek de kolay sayılmazdı. Nitekim, geride bıraktığı karısını ve çocuklarını daha şimdiden özlemişti. Ama ona, Ayrılık saati geldiğinde ne kadar çok sevgilin varsa o kadar ıstırap çekersin... denilmişti ta baştan... Ölüm vadisine giden filler gibi mütevekkildi. Omuzları düşmüş, saçları daha bir ağarmıştı. Boğazında peş peşe düğümler sıralanıyor, gözlerine gelen yaşları içine akıtıyordu. Kendisini toparladı ve önünde, eğilmiş, torbalarını denkleştirmeye çalışan genç adama seslendi: -Delikanlı Uçmaka nasıl giderim?

Ecel geldi mi ondan kurtulmak için verilecek hiçbir çaba fayda vermez.BeydebaSaçı sakalı uzamış adam otobüsten indiğinde şaşkındı. Avare bir gezgin gibi, uzun uzun çevresine bakındı. Hiçbir yüzün ona tanıdık gelmemesi, içindeki yalnızlık duygusunu daha bir derinleştirdi. Rüyasında gördüğü yeri yeniden hatırlamaya çalıştı... Acaba orayı gördüğü gibi mi bulacaktı yoksa hiç beklemediği bir atmosferle mi karşılaşacaktı burada? Rüyasında gördüğü yer çok yeşillikti. Burası Uçmak demişlerdi. Manzara adeta bir tabloyu andırıyordu. Oldum olası yeşili ve yeşilliği, ormanı çok sevdiği için rüyasını iyiye yormuş, bundan hareketle, randevu yerinin güzel bir yer olabileceğini düşünmüştü... Ama rüyada gördüğü gökyüzünün, büyükçe bir odanın kabartmalı tavanını andırıyor olmasına bir anlam verememişti. Herşeye rağmen yine de rüyasını iyiye yormuştu. Fakat bu yorum şimdi onu teselli etmeye yetmiyordu. Çünkü varacağı yer, ne kadar güzel olursa olsun, orada bu âleme veda edecekti. Bildiği her şeyle belki de bir daha karşılaşmamak üzere ilişkisini kesecekti. Oysa hayat muazzam ve karmaşık ilişkiler ummanıydı. Her şeyi geride bırakıp ayrılmak... Pek de kolay sayılmazdı. Nitekim, geride bıraktığı karısını ve çocuklarını daha şimdiden özlemişti. Ama ona, Ayrılık saati geldiğinde ne kadar çok sevgilin varsa o kadar ıstırap çekersin... denilmişti ta baştan... Ölüm vadisine giden filler gibi mütevekkildi. Omuzları düşmüş, saçları daha bir ağarmıştı. Boğazında peş peşe düğümler sıralanıyor, gözlerine ge... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
7 puan

Diyalog şeklinde yazılmış bir kitap,konu ilginizi çekerse asla sıkılmayacağınız bir üslup...


Baskı Bilgileri



ISBN
9758364944

Diğer baskılar


Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

himajesty kilimci yansıma Numan YÜKSEL ZoE
9 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski