Derviş Öyküleri

Her biri yüzlerce kaynaktan özenle seçildi, yeniden yazılarak üsluplandırıldı. İslam Kültür tarihinin olduğu kadar diğer kültürlerin ana kaynakları da gözden geçirilerek derviş öyküleri bir araya getirildi.Kültürel hafızamızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan bu öyküler, yıllarca dilden dile, kulaktan kulağa anlatılarak bugüne geldi ve şimdi kitaplaştırılarak kalıcı büyük bir kaynak esere dönüştü8. kitabına ulaşan Bilgelik Kitaplığıyla kütüphanelerde büyük bir eksiklik giderilmiş olacak.Kervanda GüçsüzlerBir sonbahar gecesiydi.Tuğrul Şah, saraya uğradığında, kapıda Hintli gece bekçisiyle karşılaştı. Adı Nikbaht idi adamın.Talihi güzel, şans iyi demekti. Karla karışık yağmur yağıyor, yıldırım düşüyor, şimşek çakıyor, zavallı adam züheyl yıldızı gibi titriyordu soğukta. Tuğrul Şahın yüreği sızladı adama,‘Saçak altına git... dedi. ‘Birazdan içeri gireceğim, kaftanımı köleyle gönderirim, giyersin.Kar savruluyordu. Şah, saraya girdi vakit geçirmeden, üşümüştü. Şahın güzelliğiyle büyülendiği peri yüzlü bir kız vardı sarayda. Onunla karşılaştı Tuğrul Şah ve kendinden geçerek dışarıdaki Hintliyi unuttu. Fırtına şiddetlenmişti. Nikbaht, Şahın kürkünü bekledi bekledi fakat ne gelen vardı ne giden. Sabaha dek kaftanın hayaliyle bedeni üşüdü umudu sıcak kaldı. Sabah bir fırsatını bulup Tuğrul Şaha,‘Sevdiğini görünce Nikbahtı unuttun! dedi. ‘Keyifle geçirdin geceyi, bizim üzerimizden nasıl bir gecenin sabaha erdiğini nasıl bileceksin?* * *Ateş yakıp kazan kaynatan, leziz yemeklerle sofra açan kervancılar, geride kalmış ve kuma batmış olanların halinden anlar mı?Ey gemici! Sürme gemini, dur, yardıma ihtiyacı olanların imdadına yetiş. Bak birkaç çaresiz suda çırpınıyor.Dalgalar başından aşıyor.Ey adımları güçlü, ayağı çevik gençler. Yavaşlayın, ağır olun, kervanda güçsüzler ve yaşlılar var. Yuları devecinin elindeki deveye binmiş, mahfilde rahat içinde gidiyorsun. Çöl, dağ ve kumdan habersizsin. Kervanın hizmetçilerine sor bunları. İki hörgüçlü bir deve taşıyor seni, yürümenin zahmetini bilmezsin. Huzur ve güven içinde çadırda uyuyanlar, açlıktan kıvrılan ve gözüne uyku girmeyenin halini ne bilir?

Her biri yüzlerce kaynaktan özenle seçildi, yeniden yazılarak üsluplandırıldı. İslam Kültür tarihinin olduğu kadar diğer kültürlerin ana kaynakları da gözden geçirilerek derviş öyküleri bir araya getirildi.Kültürel hafızamızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan bu öyküler, yıllarca dilden dile, kulaktan kulağa anlatılarak bugüne geldi ve şimdi kitaplaştırılarak kalıcı büyük bir kaynak esere dönüştü8. kitabına ulaşan Bilgelik Kitaplığıyla kütüphanelerde büyük bir eksiklik giderilmiş olacak.Kervanda GüçsüzlerBir sonbahar gecesiydi.Tuğrul Şah, saraya uğradığında, kapıda Hintli gece bekçisiyle karşılaştı. Adı Nikbaht idi adamın.Talihi güzel, şans iyi demekti. Karla karışık yağmur yağıyor, yıldırım düşüyor, şimşek çakıyor, zavallı adam züheyl yıldızı gibi titriyordu soğukta. Tuğrul Şahın yüreği sızladı adama,‘Saçak altına git... dedi. ‘Birazdan içeri gireceğim, kaftanımı köleyle gönderirim, giyersin.Kar savruluyordu. Şah, saraya girdi vakit geçirmeden, üşümüştü. Şahın güzelliğiyle büyülendiği peri yüzlü bir kız vardı sarayda. Onunla karşılaştı Tuğrul Şah ve kendinden geçerek dışarıdaki Hintliyi unuttu. Fırtına şiddetlenmişti. Nikbaht, Şahın kürkünü bekledi bekledi fakat ne gelen vardı ne giden. Sabaha dek kaftanın hayaliyle bedeni üşüdü umudu sıcak kaldı. Sabah bir fırsatını bulup Tuğrul Şaha,‘Sevdiğini görünce Nikbahtı unuttun! dedi. ‘Keyifle geçirdin geceyi, bizim üzerimizden nasıl bir gecenin sabaha erdiğini nasıl bileceksin?* * *Ateş yakıp kazan kaynatan, leziz yemeklerle sofra a... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-362-869-2

Etiketler: hikâye

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Halilkarakaya
1 kişi

Okumak İsteyenler

sbryc
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski