Deneme? Hikâye? Roman? Gibi..

Düşüncelerimiz bizi, inanılmaz denemelerin eşliğinde bilinmeyenlerin bilinenlere dönüştürüldüğü uçsuz bucaksız bir yolculuğa çıkartır çoğu zaman. Ve bilincinin kanatlarına takılıp farkındalığı kendine rehber edinenler de yazar Benal Büyükgebiz gibi yazı dünyasının zengin coğrafyasının sınırsızlığına davet eder okurları.Düşündüğü, sorguladığı ve vardığı duraklarda sıradan insanların sıradışı hayatlarıyla tanıştırır bizleri. Üç ayrı dünyanın üç ayrı hikayesini paylaşır bizlerle; yüreğini açar serer cesurca önümüze......Özgür bıraktım düşüncelerimi. Salıvermek gibi uçurtmanın ucunu yani. Bir aşağıya bir yukarıya, bir sağa bir sola, hem yükseliyor gibi, hem düşüverecek gibi. Kıvrak hareketlerle anı anına uymuyor uçurtmanın. Bir sonraki anı kestiremiyorsun. Bir de ipi elimde diye yönetmeye, yönlendirmeye çalışıyorsun. Yükselmesini kolaylaştırabileceğini, yere pike yaparak çakılmasına engel olabileceğini sanıyorsun. Bazen ipi kısaltıyor, bazen salıveriyorsun. Ama çoğunlukla doğru eylemi doğru anda yapamıyorsun. Yaşam gibi, yanlışı seçtiğini yaşadıktan sonra anlıyorsun. Aslında bu da göreceli, çünkü tercih etmediğinin sana neler sunacağını, sana neler yaşatacağını, seni nelere sürükleyip sana hangi tuzakları kurduğunu, seni nerelere taşıyacağını ya da taşımayacağını bilmiyorsun....

Düşüncelerimiz bizi, inanılmaz denemelerin eşliğinde bilinmeyenlerin bilinenlere dönüştürüldüğü uçsuz bucaksız bir yolculuğa çıkartır çoğu zaman. Ve bilincinin kanatlarına takılıp farkındalığı kendine rehber edinenler de yazar Benal Büyükgebiz gibi yazı dünyasının zengin coğrafyasının sınırsızlığına davet eder okurları.Düşündüğü, sorguladığı ve vardığı duraklarda sıradan insanların sıradışı hayatlarıyla tanıştırır bizleri. Üç ayrı dünyanın üç ayrı hikayesini paylaşır bizlerle; yüreğini açar serer cesurca önümüze......Özgür bıraktım düşüncelerimi. Salıvermek gibi uçurtmanın ucunu yani. Bir aşağıya bir yukarıya, bir sağa bir sola, hem yükseliyor gibi, hem düşüverecek gibi. Kıvrak hareketlerle anı anına uymuyor uçurtmanın. Bir sonraki anı kestiremiyorsun. Bir de ipi elimde diye yönetmeye, yönlendirmeye çalışıyorsun. Yükselmesini kolaylaştırabileceğini, yere pike yaparak çakılmasına engel olabileceğini sanıyorsun. Bazen ipi kısaltıyor, bazen salıveriyorsun. Ama çoğunlukla doğru eylemi doğru anda yapamıyorsun. Yaşam gibi, yanlışı seçtiğini yaşadıktan sonra anlıyorsun. Aslında bu da göreceli, çünkü tercih etmediğinin sana neler sunacağını, sana neler yaşatacağını, seni nelere sürükleyip sana hangi tuzakları kurduğunu, seni nerelere taşıyacağını ya da taşımayacağını bilmiyorsun....