Canfeda: Hz. Fatıma

BABASININ ANNESİ: HZ. FATIMA

O Hz. Fatıma ki Allah Resulü’nün can parçası, dünya üstünde ona en çok benzeyen kişidir.

İlmin kapısı Hz. Ali’nin eşi, cennetin genç efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in annesi, iyilikler denizinin incisidir.

Üç günlük açlıktan sonra bile elindeki tek lokmadan feragat eden, Hz. Muhammed(sav) tarafından daima ayakta karşılanandır.

Ehl-i Beyt bir nur kandili, o ise bu nuru çevreleyen kristal fanus, Fahri Kainat’ın(sav) gözlerinin nurudur.

O Fatımadır. Ateşten kesik, ateşe uzak demektir. Allah'ın onu ve sevenlerini cehennem ateşinden uzak tutma muradıdır.

Son Peygamberinin soyunu devam ettiren Kevser, aynı zamanda Resulullah’a(sav) duyduğu şefkatle onun etrafında pervane gibi dönen, ‘Babasının Annesi’dir.

***

Belhli tüccar Cüneyd el Kındi, Kuşadalı Üveysi Haşim, Necefli Hacı Hüsrev, Botanlı Ramazan, Tıkritli bilge ebe Destigül Nine ve torunu Abbas… Dünyanın dört bir tarafından yollara düşen bu kişileri buluşturan tek şey Ehlibeyt aşkıdır. Kerbela, Medine ve Mekke güzergâhında uğradıkları her durak, geçtikleri her menzilde zamanın koridorları açılır ve Hz. Fatıma’nın hayatından kesitlerle karşılaşırlar.

Kevser’in kıyısında gezinen bir roman mı bu, yoksa bir şark hikâyesi mi? Şaşıracaksınız.

BABASININ ANNESİ: HZ. FATIMA

O Hz. Fatıma ki Allah Resulü’nün can parçası, dünya üstünde ona en çok benzeyen kişidir.

İlmin kapısı Hz. Ali’nin eşi, cennetin genç efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in annesi, iyilikler denizinin incisidir.

Üç günlük açlıktan sonra bile elindeki tek lokmadan feragat eden, Hz. Muhammed(sav) tarafından daima ayakta karşılanandır.

Ehl-i Beyt bir nur kandili, o ise bu nuru çevreleyen kristal fanus, Fahri Kainat’ın(sav) gözlerinin nurudur.

O Fatımadır. Ateşten kesik, ateşe uzak demektir. Allah'ın onu ve sevenlerini cehennem ateşinden uzak tutma muradıdır.

Son Peygamberinin soyunu devam ettiren Kevser, aynı zamanda Resulullah’a(sav) duyduğu şefkatle onun etrafında pervane gibi dönen, ‘Babasının Annesi’dir.

***

Belhli tüccar Cüneyd el Kındi, Kuşadalı Üveysi Haşim, Necefli Hacı Hüsrev, Botanlı Ramazan, Tıkritli bilge ebe Destigül Nine ve torunu Abbas… Dünyanın dört bir tarafından yollara düşen bu kişileri buluşturan tek şey Ehlibeyt aşkıdır. Kerbela, Medine ve Mekke güzergâhında uğradıkları her durak, geçtikleri her menzilde zamanın koridorları açılır ve Hz. Fatıma’nın hayatından kesitlerle karşılaşırlar.

Kevser’in kıyısında gezinen bir roman mı bu, yoksa bir şark hikâyesi mi? Şaşıracaksınız.


Değerlendirmeler

değerlendirme
9 puan

Çok değerli...

Profil Resmi
8 puan

Arka kapaktan....

Kuyu.Zindan.Dünya.Ahiret. Kuran'ın en güzel kıssasından dört kelime dört kapıyı açıyordu: İman.Aşk.Sadakat.Vuslat...

Üç gömlek.Üç yürek.Yakup. Yusuf ve Züleyha. Üç gömleği yıkıldı da aşkının akı ile geçti kuyudan,zindandan ve kadından.
Yakup şimdi suskun. Yakup şimdi mahzun. Yakup şimdi hasret. Oğul şimdi gurbet.Çöle akşamın karanlığı iniyordu.Yakup'un yüreğine hasret harları: "Ey kalbim! Dayanmalıyız Yusuf'suzluğa."
Yusuf güzeldi, insanlığın edebiydi. Yusuf güvendi,erkeklerin efendiliğiydi.
Bir Yusuf yüreğidir, Züleyha'ya zindan kadar kapalı. Bir baba kalbidir kuyu kadar naçar. Bir Züleyha sevdasıdır Nil kadar! Ne yöne aktığı müphem hüznü Züleyha'nın.
Yakup'un iftarıdır, Yusuf'a akıttığı göz yaşlarını içmek. Ah Züleyha! Adı konmamış tüm anlaşmazlıkların yol ayrımı hep sana yükleniyordu nedense? Seni anan diller anlamadı yüreğini "Altı üstü bir aşk işte" diyecek kadar aşk yetimiydiler. Yusuf'unu bir yüz görümlüğü görmek için kaç yürek boşalttın da derin sevdalara daldın?
Her dalışta binlerce vurgun yedin. Ah Züleyha!
Gitme Züleyha! Gittikçe aşk oluyorsun, dur!
Tırnakların mora kına çalacak, yaran çerağ çerağ yanacak,
en çok da Yusuf'unu figan edeceksin.Dur' Gitme!Ağla Züleyha!
Sen ağladıkça çöllere yağmur duası bırakır melekler!
Anladım. Vuslatın adı hasretmiş. Öğrendim. Her hasret bir hicrete bedelmiş.
Bildim. Herkesin hicreti kendi içineymiş. Şimdi ben hicretimi yaşarken bedelini de ödüyorum.
Sana da bana da susmak düştü. susalım.
"Rabbim göz verdin; göz yaşı da ver ki, Yusuf'u bulmuşken yitirmiş Züleyha için ağlayalım..."


Yorumum

Severek, zevk alarak okuduğum güzel bir kitap. Yusuf peygamber ile Züleyha'nın hikayesi herkes tarafından bilinir genel hatları ile. Bu kitapta bu hikaye şiirimsi bir dille, aşk sözleri ile ancak bu kadar güzel anlatırdı. Beşeri aşkın ilahi aşka dönüşmesine güzel bir örnek Züleyha'nın aşkı. Züleyha'nın mektuplarını okurken ise göz yaşlarımı tutamadım. Bir solukta okuyabileceğiniz bir kitap. Dili çok akıcı, kesinlikle sıkılmadan rahatlıkla okuyabilirsiniz. Aşkın Meali 2 ise haziran ayında çıkacakmış, şimdiye kadar yazılmamış bir aşkmış. Bakalım kimleri ele alacak Sinan Yağmur, merakla bekliyorum.Kitabın bölüm başlarında çok güzel aşk sözleri var.
Bazılarını paylaşayım sizlerle....

Kitaptan Alıntılar...

"Aşk kutsaldır; kirli gönüllerde yuva yapmaz!"

"Züleyha'yı kınayanlar boşuna yorulmayın. aşkın bir özelliği de melâmet hırkasını giyip kınanmak değil midir?"

"Sabrın zirvesi sıkıntının geldiği gün ile gelmediği günün, insan için aynı olmasıdır."

"Aşk insanı kalbine götürür. Kimi kalpler ilk ve son kez fethedilen bir ülke gibidir, kimi kalpler ise içi cesetle dolu yağmalanmış bir virane."

"Ar gömleğinin kumaşı ince olur. Kir o gömleğe değmeye görsün, içi dışı bir olur insanın. Yusuf ki arsızları edebiyle arındırandır."

Profil Resmi
3 puan

Gereksiz yere uzatılan paragraflar...


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 368 sayfa
Mart2012 tarihinde, Timaş Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
978-605-08-0116-3
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

ehlimana
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski