Bir Düğün Gecesi

Bir Düğün Gecesi, edebiyatımızda eşine az rastlanan bir anatomi dersi: Adalet Ağaoğlunun, içinde yaşadığımız bir dönemi, toplumsal örgüyü ve bireysel çırpınışları usta fırça darbeleriyle betimlediği bu roman, yayımlandığı yıl Türkiyede verilen bütün edebiyat ödüllerini toplamıştı. TADIMLIKİntihar etmeyeceksek içelim bari! Tezelin yardımına koşmam gerek. Sözü buraya getirmesine kızamayacak, bunu söylerken alaylı, vurdumduymaz gülüşüne katılamayacak ya da Tezeli anlamaya çalışamayacak kadar yorgunum. Bunun da adı, başkalarının anlık dileklerini anında yerine getirmek olmalı. Bir ot. Bir dal. Esinti çıkarsa kımıldar. Yağmurda ıslanır. Güneşte başını ışığa uzatır, pırıldar. Bir araba yanından tozutarak geçerse matlaşır, rengi toprağa yaklaşır. Biri üstüne düşünmeden basabilir. Az sonra da kaldırıp bir duvar kıyısına, bir çukura birikmiş lağımsı suyun içine atabilir. Evet, evet. Tamam. İnsan ise direnir. Kırk beş yıl bile olsa, kırk beş yıl, bataklarda yürürken de hiç çamur sıçratmadan paçalarına, hiç çirkefe batmadan, hiç tozlatmadan üstünü başını, hiç sallanmadan boralarda, fırtınalarda, hiç midesi bulanmadan, hiç başı ağrımadan... Ne baştır o baş... İnsan başı değil, çivi başı! Kılıç başı. Bir gürz. Kırk beş yıllık bu gürzü şimdi çevir bakalım Tezele. Sor. Ne içiyordun sen? Tezel, koltukaltlarında tutukladığı ellerini tam özgür bırakıyordu, durdu. Şimdi iyice eziyor o elleri koltukaltlarında. Bu yeryüzüyle onu uyuma zorlayacak tek kişi kaldıysa ortada, onun da şimdi burda, Ömer olduğunu düşünerek. İyi ki Aysel yok, diyerek. Eziyor ellerini koltukaltlarında. O elleri titrememeye çağırıyor. En ucuz deyimle, su gibi viski akıtacakmış ya İlhan bu gece? Ben de hakkını veriyordum... Daha doğrusu, vermek istiyorum da, değerimi bilen yok... Onun iyi niyetini kötüye kullanmayalım bari. Garsonlardan birinin gözüne çarpabilmek için bakınıyorum. Yok. Tezelin iyi niyetini ödüllendirmek için değil. O garsonlardan biri, burda bir Ömerin de varolduğunu görebilsin diye...

Bir Düğün Gecesi, edebiyatımızda eşine az rastlanan bir anatomi dersi: Adalet Ağaoğlunun, içinde yaşadığımız bir dönemi, toplumsal örgüyü ve bireysel çırpınışları usta fırça darbeleriyle betimlediği bu roman, yayımlandığı yıl Türkiyede verilen bütün edebiyat ödüllerini toplamıştı. TADIMLIKİntihar etmeyeceksek içelim bari! Tezelin yardımına koşmam gerek. Sözü buraya getirmesine kızamayacak, bunu söylerken alaylı, vurdumduymaz gülüşüne katılamayacak ya da Tezeli anlamaya çalışamayacak kadar yorgunum. Bunun da adı, başkalarının anlık dileklerini anında yerine getirmek olmalı. Bir ot. Bir dal. Esinti çıkarsa kımıldar. Yağmurda ıslanır. Güneşte başını ışığa uzatır, pırıldar. Bir araba yanından tozutarak geçerse matlaşır, rengi toprağa yaklaşır. Biri üstüne düşünmeden basabilir. Az sonra da kaldırıp bir duvar kıyısına, bir çukura birikmiş lağımsı suyun içine atabilir. Evet, evet. Tamam. İnsan ise direnir. Kırk beş yıl bile olsa, kırk beş yıl, bataklarda yürürken de hiç çamur sıçratmadan paçalarına, hiç çirkefe batmadan, hiç tozlatmadan üstünü başını, hiç sallanmadan boralarda, fırtınalarda, hiç midesi bulanmadan, hiç başı ağrımadan... Ne baştır o baş... İnsan başı değil, çivi başı! Kılıç başı. Bir gürz. Kırk beş yıllık bu gürzü şimdi çevir bakalım Tezele. Sor. Ne içiyordun sen? Tezel, koltukaltlarında tutukladığı ellerini tam özgür bırakıyordu, durdu. Şimdi iyice eziyor o elleri koltukaltlarında. Bu yeryüzüyle onu uyuma zorlayacak tek kişi kaldıysa ortada, onun da şimdi burda, ... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
10 puan

Türk edebiyatının zirve eserlerinden biridir. Ders kitabı olarak okutulmasını dilerim.

-------alıntı-----
Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa, insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır.

7 puan

1.kitap "Ölmeye Yatmak" adlı romanın 2.cildi.Bu romanda Aysel'in çevresindeki insanların bir düğünde buluşmaları-her biriinin duygu düşünceleri içsesleri ile karşılaşıyorsunuz.Sakin bir ortamda kendinizi vererek okumalısınız.Dikkat dağıtan ortamlarda okuduklarınızı anlamak zorlaşıyor.Anlamaya çalışmak yorucu olabiliyor.

10 yıl, 11 ay
9 puan

Üçlemenin ortası ve belkemiği sayılabilecek roman tam bir 70'lerin Türkiyesi panaroması. 12 Mart ekseninde ancak bir düğün gecesinde bir araya gelebilecek, ilk kitaptan tanıdığımız ya da geldiklere yerlere bakarsak tanıdığımızı sandığımız karakterlerin derinliğine inen eser iç ses tekniğinin en başarılı örneklerinden biri kesinlikle. Başkarakter Aysel'i geri plana alıp hayatında öne çıkan isimlerin beyinlerinde bir yolculuğa çıkarırken, sıkı bir toplumsal eleştiriden de geri kalmıyor. Yazarın bu eleştiride çizdiği tablo ise oldukça sert, haniyse eyvallahsız.

9 puan

Dar Zamanlar serisinin ilk kitabı Ölmeye Yatmak'ı beğenmemiştim. Klişelerle ve tamamlanmamış öykülerle dolu bölük pörçük bir romandı. Bir Düğün Gecesi'ni ise soluk bile almadan okudum.

Bir kadın yazarın romanını (ya da öyküsünü) erkek kahramanının bilinç akışıyla yazması her zaman problemlidir. Erkekler için kadın zihnini tasavvur etmek ne kadar zorsa, kadınlar için de erkek zihnini çözmek aynı ölçüde zordur. Romanın ilk bölümünde bu duyguya kapıldım. Neyse ki bir sonraki bölümde Tezel'in zihin akışı beni kurtardı. Roman, daha sonraki bölümlerde ağırlıklı olarak Ömer'in zihin akışı ile devam etse de, iğretilik hissetmedim.

Bir bütün olarak değerlendirmek gerekirse, Bir Düğün Gecesi'ni çok beğendim. 12 Mart faşizminin öncesinde ve sonrasında insan ruhlarının ne kadar örselendiğini anlatan çok başarılı bir roman.

6 puan

Nihayet bir "Adalet Agaoglu" romani okudum ! Ilk cumle ile carpti beni kitap: "Intihar etmeyeceksek icelim bari !" :)
Acikcasi baslarda zorladi beni kitap... Bir dugun gecesinde bir araya gelmis aile fertlerinin o aksam akillarindan gecenleri, ic konusmalarini ve kavgalarini okuyoruz . 1970 ler Turkiye"sini, sol/sag kavgalarini, o donemin aydin kisiliklerini de kitabina harmanlayan Agaoglu"nun yazma sekline ve diline okuyarak alisiyor insan... Okunmasi gereken yazarlarimizdan oldugu kesin...


Baskı Bilgileri

362 sayfa


ISBN
9753633424

Diğer baskılar


Etiketler: diğer

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

merkas
1 kişi

Okumuşlar

Mehcûr kaktüs çiçeği yuhannes erhanu sametdibek
80 kişi

Okumak İsteyenler

semen2 PulpFiction eliferen Asude Dalgakıran ufukdonmez
56 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski