Belleğin Girdapları

“Yaban ya da yabancı değildim… Arada bir yer – onlardan olmadığım gibi büsbütün eloğlu da sayılmazdım. Bir şeyin kendi olmaktan çıkıp karşıtına dönüşme anında donup kalmış gibiydim. Daha ilginci, aynısı onlar için de geçerliydi. Yaban ya da yabancı değillerdi bana. Onların şansı kalabalık olmalarıydı, sayılarındaki çokluk, dönüp de sürekli benzerlerini, aynılarını görmek, bir dönüşümün ortasında kalakaldıklarını unutturuyordu onlara.”

Belleğin Girdapları, kaçmak isteyen bir adamın hikâyesi. Günlük hayatın getirdiklerinden, insan ilişkilerinin yoruculuğundan ve aslında, bunlara uyum sağlayamayan kendisinden kaçmak... Onunkisi yeni bir hayat beklentisi değil, en fazla “iyi olacak” sezgisi… Daha iyi hatırlayabilmek için yaşadıklarını yazmayı istese de hatırlamaktan, bir “hayıflanma kuyusuna” düşmekten korkuyor. Ama kaçamıyor…

Kaçabildiği en uzak nokta, “şehrin sonunda” bir yerleşim yeri: Ona tekinsiz hatta giderek tehditkâr gelen atmosferiyle, gerçek bir inzivaya izin vermeyen, “öfkelenememenin yorgunluğuyla” kendi boşluğuna düşüşü hızlandıran bir mahalle, “Serpmetepe.”

Behçet Çelik, bir adamın zihninin derinlerine iniyor, katman katman onu keşfediyor. Edebiyat yolculuğunun en derinlikli karakterlerinden birine, kusursuz bir üslupla imza atıyor.

(Tanıtım bülteninden)

“Yaban ya da yabancı değildim… Arada bir yer – onlardan olmadığım gibi büsbütün eloğlu da sayılmazdım. Bir şeyin kendi olmaktan çıkıp karşıtına dönüşme anında donup kalmış gibiydim. Daha ilginci, aynısı onlar için de geçerliydi. Yaban ya da yabancı değillerdi bana. Onların şansı kalabalık olmalarıydı, sayılarındaki çokluk, dönüp de sürekli benzerlerini, aynılarını görmek, bir dönüşümün ortasında kalakaldıklarını unutturuyordu onlara.”

Belleğin Girdapları, kaçmak isteyen bir adamın hikâyesi. Günlük hayatın getirdiklerinden, insan ilişkilerinin yoruculuğundan ve aslında, bunlara uyum sağlayamayan kendisinden kaçmak... Onunkisi yeni bir hayat beklentisi değil, en fazla “iyi olacak” sezgisi… Daha iyi hatırlayabilmek için yaşadıklarını yazmayı istese de hatırlamaktan, bir “hayıflanma kuyusuna” düşmekten korkuyor. Ama kaçamıyor…

Kaçabildiği en uzak nokta, “şehrin sonunda” bir yerleşim yeri: Ona tekinsiz hatta giderek tehditkâr gelen atmosferiyle, gerçek bir inzivaya izin vermeyen, “öfkelenememenin yorgunluğuyla” kendi boşluğuna düşüşü hızlandıran bir mahalle, “Serpmetepe.”

Behçet Çelik, bir adamın zihninin derinlerine iniyor, katman katman onu keşfediyor. Edebiyat yolculuğunun en derinlikli karakterlerinden birine, kusursuz bir üslupla imza atıyor.

(Tanıtım bülteninden)


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 266 sayfa
2019 tarihinde, İletişim Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
978-975-05-2694-7
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

vovathecat EMN
2 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski