Her ay grup üyeleri olarak bir kitap seçiyoruz, topluca kitap okuyup,tartışıyor , sizi de aramıza bekliyoruz..
Patasana hariç Ahmet Ümit'i. Bir de Bab-ı esrar belki okunabilir. Onun dışındaki kitaplarında ne konu var ne aksyon. Polisiye değil sanki festival filmi mübarek.
Elif Şafak ve Canan Tan.
En çok da Canan Tan yazdıkları çok basit, bir sonraki sayfada ne olacağını bilerek okudum ve okuduğum 3 kitabında da (Yüreğim Seni Çok Sevdi, Piraye, Eroinle Dans) aynı kurgu vardı. Bir kız var üniversiteye gidiyor, arkadaşları, yaşadıkları falan filan...
Elif Şafak için de aynı sonucu çıkarabilirim. Aşk dışındaki okuduğum diğer kitapları çok basit, beklediğimin çok altında. Aşkı da sevmemin nedeni tamamen Mevlana 'yı anlatması, Mevlana'nın yaşamından sözlerinden kendimde çok şey bulmam.
elif şafak ve canan tan
daniel steel bir de
elif şafak'a tamamen kişisel bir antipatim var
birkaç kitabını okudum hediye geldiği için ama benim ilkelerime tamamen ters görüşte bir kadın olduğu için ne kitabını alırım ne hediye ederim.
Mobil mevlana gibi geziyor ve bu kadar yüce bir şeyden piyasa yapıyor.
tasavvuf başka bir dünya
herkesin anlayabileceği bir şey değil bence
bu işi bu işe gönül vermiş insanlara bırakalım
canan tan bence çocuk kitapları yazmaya devam etsin
yüreğim seni çok sevdiyi okumaya çalıştım ve yarısına bile gelmeden bıraktım
daniel steel de üzgünüm ama çok basit yazıyor
1.Seksen öncesi köy romanlarını okuyamıyorum çünkü hepsi birbirinin aynı ama hala ısrarla bunları tavsiye eden öğretmenler var. Şaşıp kalıyorum.
2. Konusunu divan edebiyatından ya da tasavvuftan alan kitapları okuyamıyorum. Evet biliyorum kaliteli olanları da var ama birileri bu konuları o kadar çekiştirdi, sündürdü ki kaliteli bile olsa tahammül edemiyorum.
3. Güncel konuları gazeteci zihniyetiyle hemen romanlaştıran yazarlara da düşmanım. Bir adam ya yazardır ya da gazeteci. Gazetecei yazar diye bir şey henüz bizim ülkemize gelmedi (bence).
Ve en önemlisi kanal edebiyatını abartan, yani kendi ideolojisini gözümüze sokarak edebi bir kitapta ispatlamaya çalışan ve üstelik bunu yerli yada dini unsurlar altına saklayıp servis eden yazarlara alerjim var. Edebiyatın amacı edebiyattan başka bir şey olamaz.
Ama biz sanatın ne için olduğuna takılıp edebiyatımızı seneler öncesine taşımayı seven bir milletiz. İdeolojik bir kaygın varsa makale yaz. Edebiyat ya da sinema belgesel aracı değildir. Belgesel ayrı bir türdür. Bir çok yazarımız henüz bunu öğrenemedi ne yazık ki. Ve birilerinin böyle zihniyetlerden çıkan kitapları kutsal birer metinmiş gibi putlaştırması, o kitaplara kendileri gibi muamele etmeyenleri de suçlu ilan etmesi aslında bizim hala çağdaş okuyucuya ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor. Tanpınarın dediği gibi geleneği destek alıp kendimizi ileri fırlatacağız ama bazıları geleneğin altına yatıp meydanlarda fors atmayı çok iyi beceriyor. İlerlemek ise ıskalanmış bir ütopya gibi "Hey gidi"lerle anılıyor.
Kurtuluş Savaşı'ndan arta kalan köylü ile Celali olan köylü, vergiye tabi olmayan köylü, tarlası verimli/verimsiz olan köylü arasında çok fark vardır. Anadolu köyü pek statik bir yerleşke değildir tarihsel bağlamda. Fakat kasaba/taşra kökeni bir 150-200 yıla dayandırılabilir.
Kişisel gelişim türündeki kitapları okumuyorum. Çünkü bu kitaplarda anlatılanların yazarının kendisine bile faydalı olduğunu düşünmüyorum. Bu tür kitapların tamamının aynı lafları sürekli evire çevire tekrar ettiğini düşünüyorum.
Teşekkür ederim, Ebru. Herkes sanırım aynı şeyden bahsediyor :) Ben sadece durumu karakterize etmek istedim. Sonuçta yazarlar yazma amaçları ne olursa olsun hayatlarını yazarak kazanıyorlar. İyi bir ürünün de yeterli seviyede reklamı yapılması gerekir.
hıms ...
bu konuda çokça Elif Şafağa değinilmiş, fazla reklam ikonu olması vesaire vesaire Elif Şafaktan çok Aydın Doğan ve Doğan yayıncılık taktikleri ...
kendimden bahsedecek olursam Elif Şafak, İhsan Oktay Anar ile birlikte en beğendiğim fall Türk yazardır ... daha doğrusu 'dı ...
neden böyle olduğu konusuna gelirsek, beni asıl rahatsız eden reklam furyası değil ...
şöyle ki; bir şarkıcı-grup yada müzisyenin "iyi" liğini tartışırken şuunu sorarım, en sevdiğin parçası ne?
10. albümü çıkmış bir müzisyenin bence en iyi parçası 2. albümünde yer alıyorsa o müzisyen o kadar iyi değildir ...
bence "iyi" bir müzisyen her albümünde kendine bir şeyhler ekleyen müzisyendir ...
bende Elif Şafağın İskender i dışında bütün "kender" leri var, lakin baba ve piç romanından sonra hep benzer anlatım tarzları var yeni bir şey yok ...
farklı albümler ama benzer tınılar ...
buna birde köşeli yazılarını kesip kesip yeni kitaplar kolajlaması (!) kendisini iyice gözümden düşürmeye başladı ....
yoksa yazıları hala okunur hala güzel fena değil lakin bu yazıları zaten okumuş biri için kağıt helva pamukşeker şemspare tayyörname firarperest hayalperest kitaplar pek bir şeyh ifade etmiyor ...
Canan Tan ı ise hiç okumadım ...