Amatör Yazarlar

Yazmayı sevdiğinizi ve ileride bir yazar olmak istediğinizi düşünüyorum. Gelin, fikirlerimizi paylaşalım. Neler yazarsınız? Yazarken nelere dikkat edersiniz? Hiç kitap çıkarmaya çalıştınız mı? Hadi, bu grup sizi bekliyor! :)


Tür: Amatör Yazarlar | Açılış, 09 Temmuz 2011
<< tüm tartışmalar

Merak ediyorum.

Tartışma Cevapları
« geri 1 2 3 4

1 ile 10 arası cevap gösteriliyor, toplam 31 cevap.
6 kişiden 5 kişi beğenmiş.

Ben kendi açımdan cevap verecek olursam söyle söyleyebilirim sanıyorum. İnançlı biri olmadım hiçbir zaman çünkü buna ihtiyaç duymadım. Nasıl açıklayabilirim bilemiyorum ama bu böyle. Bu insanların inançlarına saygı duymadığım anlamına gelmez. Nasıl bir insan elini açıp bir şeyler mırıldanıyorsa, günde 5 vakit defalarca eğilip kalkıyorsa veya parmaklarını vücudunun 4 yerine dokunduruyorsa; diğerleri de puta öyle tapıyorlar sanırım. (Yazar burada kesinlikle kimsenin inancıyla alay etmiyor, aksine soruyu soranın, diğer inançlara karşı takındığı şekilci bakışı eleştiriyor.) Bir yazar insan türünün en büyük estetik yaratısının Tanrı kavramı olduğunu söylüyor. Üzerine düşünmek gerek. Daldan dala atlamış gibi olacak ama her soruyu yanıtlamaya çalışıyorum, insanların çoğu aileden gelme inançlarına sıkı sıkıya bağlıdır yani eğer belli bir düşünce seviyesinde ise dinini sorgulamaya, diğer dinlere ilgi duymaya, dinini değiştirmeye ve hatta inanmamaya başlayabilir. Belli bir düşünme seviyesinde olmasa dahi bunu yapabilir tabii. Bir de ölüm... Ölümden sonra yaşamın olduğuna inanmıyorum. Bu dünyada olanın bu dünyada kalması gerekir. Bu dünyadaki eylemlerimin karşılığını burada alamadıktan sonra, neyleyim ölümden sonrayı...

11 yıl, 9 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

En üstteki sorulara kısa kısa cevaplar verdiğim taktirde yetince açıklama yapamıyacağımı bildiğim için hiç yazmadım. Bende ölümden sonra bir hayatın olmadığını düşünenlerdenim; ki dine bakış açımıda buradan çıkartabilirsiniz sanırım. En son sorulan soru kaşama takıldığı için yazıyorum. Ölümden sonra bir hayatın olduğuna inanın ya da inanmayın; hangimiz bedel ödemiyoruz ki! Aşık olursun bedelini ödersin, ailene kafan atar tartışırsın bedelini ödersin; en basitinden alkol alırsın sabah başın ağrır yine bedelini ödersin. Herkes yaptığı hataların bedelini hayattayken ödediğine inanıyorum. Yani ölümden sonra nasıl olsa hayat yok hadi dağıtalım, diye bir muhabbet yok. Sizin kadar bir dine inançlı olmaya biliriz ama kültürümüz, adetlerimiz onlarıda geçtim eğitimimiz bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu zaten fazlasıyla söylemekte.... Kutsal kitaplar konusuna gelirsek, her birine saygı duyarım; çünkü yazıldıkları dönemde ihtiyaç duyuyan kurallar içerir. Evet, bir insan tarafından yazıldığına inanıyorum ve gerçekten güzel yaşılışlar. Kurandan gidecek olursak; o zamanın arap kabilelerinin yaşayış biçimi ve töreleri korkunç olduğunu dile getirmek gereksiz olacaktır ve bir kitabın sosyal düzeni sağlayabilmesi gerçekten müthiş bir olay. Yanlız şuanki düzen için yeterli olmadığı kanaatindeyim.Bir tartışma ortamı yaratmamak için burada kesiyorum kutsal kitaplar konusunu... Son olarak "ölmekten korkmuyor musunuz?" diye sormuşsunuz. Evet, korkuyorum ; kim korkmaz ki! Hatta ölmeden önce yapmam gerekenler listesi oluştursam daha çok korkarım; çünkü yapmak istediğim zilyon tane şey var daha. Başka bir şansımın olmadığı düşüncesiyle bir alakası olduğunu düşünmüyorum; çünkü reenkarnasyon diye bir şey dahi olsa ben şuanki ben olarak yapmak istiyorum onları; başka bir bedende istekler farklılaşabilir.

11 yıl, 9 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

defne hanım, içinde şeytanların olduğu bir roman yazıyor olmanız aynı zamanda içinde tanrının da olduğu bir roman yazıyor olduğunuz anlamına gelmekte. çünkü tanrının olmadığı yerde şeytan da olmaz sizin dediğiniz gibi. bu noktada okurunuzu tanri hakkında, en azından onun varlığı yada yokluğunu baz alırsak, bir sorgulamadan mahrum bırakacaksınız sanırım. öncelikle tanrı vardır ön kabulunden hareketle, benim anlayabildiğim kadarıyla, tanrının kullarına indirdiği dinleri tartışacaksınız okurlarınızla. doğru muyum?

ha; bunu ana konu olarak seçersiniz ya da seçmezsiniz onu bilemem tabiki. belki de böyle bir tartışmayı alt metinlere yedirmek istiyorsunuzdur. üst metinde ise belki çok başka fantastik bir öykü anlatacaksınızdır bilemem.

yine de bu noktada, benim tavsiyem ki eğer tavsiyelere açıksanız: başka dinlerin bakış açısını anlamaya çalışmadan önce bana kalırsa ilkin kendi inandığınız dinin bakış açısını özümsemeye çalışmanız yönünde olacaktır. bunun da, eğer müslümansanız ki öyle olduğunuzu tahmin ediyorum, kuranı türkçesinden, mümkünse yorumsuz olarak yani tefsirsiz okumanızdan başka yolu yok ne yazık ki. yorumsuz olarak okumanızın önemi, sizin iman ettiğiniz kutsal kitaptan ne anladığınızı ortaya koyacaktır. aksi takdirde tefsiri yapan birilerinin fikirlerini aynen romanınıza aktarmış olmaktan başka bir iş yapamamış olursunuz. unutmayınız ki yazar kendine ait fikirleri olan kişidir. yani korkmadan "bence" diye başlayan cümleler kurabilendir.

ikinci olarak; insanların inançları sebebiyle kınanmasını yanlış buluyor olmanız olumlu bir yaklaşım elbetteki. fakat şunu unutmayınız ki dünyada inançsız olduğu için kınanan insanlar da var. bence romanınızda karakterlere, inanç sahibi olmayan bir karakter daha ekleyiniz ve bu insanların da kınanmasının ne kadar doğru yada ne kadar yanlış olduğunu tartışınız.

üçüncü olarak, yine bir müslüman olduğunuz ön kabuluyle, romanınızda tartışacağınız, din üzerinden insan kınama yanlışlığını, tüm diğer dinler üzeirnden de tarafsız bir biçimde yapınız. unutmayınız ki gayri müslim olanları kınamada önü çeken bir coğrafya burası. bu sebeple özellikle cumhuriyet sonrası yakın tarihimizi bir incelemenizi tavsiye ederim. fakat bu tehlkeli bir iştir söyliyim. çünkü bizim gibi milli değerlerine kökten bağlı topluluklar, kendimiz gibi olmayan kişilere tarafsız olarak bakmakta biraz zorlanırız. kısacası biz her zaman haklıyızdır ve onlar her zaman haksızdır gibi bir ruh haline saplanmış kalmışızdır. siz bunu yapmayınız. yazar, her kese eşit mesafede durandır.

son olarak farklı dinlere sahip karakterleri, ister fantastik ister gerçekçi hiç farketmez, aynı öykü içinde toplama fikri çok güzel. bu aşamada demişsiniz ki bu karakterlerin "bakış açılarını" anlamaya çalışıyorum. biraz ukalalık yapmış gibi olacağım ama beni af edersiniz diye umarak şunu söylemek istiyorum, bu bahsettiğiniz "bakış açısı" çok yönlü bir kavram. yani demem o ki romanınızda yer vereceğiniz farklı dinlerdeki karakterlerin "neye karşı olan" bakış açılarını sorgulayacaksınız? bu çok önemli. bu soruyu öncelikle kendi içinizde cevaplamalısınız. unutmayınız ki her şeyi bir kerede sorgulayabilmek beşerin harcı değildir.

yani, demem o ki, karakterlerinizin kendi sahip olduğu dinleri gereği (ister fantastik ister gerçekçi) "hayata" karşı olan bakış açılarını mı ortaya koyacaksınız? yoksa "kadına" karşı olan bakış açılarını mı ortaya koyacaksınız? yoksa "öteki" kavramına olan bakış açılarını mı sorgulayacaksınız? bunlar sadece şimdilik aklıma gelen örnekler. siz kendi sorunuzu kendiniz cevaplamalısınız önce.

karakterleriniz din kavramı üzerinden neyi sorgulayacak?

sonrası zaten çorap söküğü gibi gelecektir.

kolay gelsin

11 yıl, 8 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Cesaretle yaşamak konusunu biraz açmak gerek herhalde. Sonuçlarını düşünmeden yaşamak mı, hangi durumları kastediyorsunuz pek anlamadım. Anladığım kadarıyla cevaplandırayım, mütevazı bir insan olduğumu, mütevazı bir yaşam sürdüğümü düşünüyorum. Pek çok inananın açgözlülüğü yüzünden ne halde olduğunu görüyorum ve bu beni çok rahatsız ediyor. Benim kafamdaki "ideal din" tasviri küçükten beri aşağı yukarı şöyle bir şeydi: insanları iyiliğe sevk eden, doyumsuzluktan kaçınmalarını sağlayan, saygı ve adaleti aşılayan, korkutmayan, eşitlikçi vs vs. Ama büyüdükçe, yaşadıkça ve okudukça, bunların böyle olmadığına tanıklık ettim ve aksine din ile apaçık zıt bir yerde buldum tüm aradıklarımı.

Sonuçlarını düşünmeden yaşamak meselesine gelince, asıl ölümden ötesine inanmadığım için eylemlerimin sonuçlarını düşünerek yaşıyorum. Bir şansım var ve onu en iyi şekilde değerlendirmem gerek değil mi? Ölmekten eskiden korkardım ancak artık pek korktuğum söylenemez. Pek çok insanın ölümüne şahit oldum ve belki bu beni olgunlaştırdı bilemiyorum. Sonuçta karşı koyamayacağımız tek şey ölüm. Yakın veya uzak bir gelecekte sona erecek yaşamımız, eğer ölüm korkusu sararsa bizi, halimiz ne olurdu düşünsenize? Yaşamak kadar ölmek de doğal bir şey. Nazım'ın Yaşamaya Dair diye bir şiiri var ya, o çok güzel anlatıyor aslında nasıl baktığımı. Büyük bir ciddiyetle, ölümden korktuğum halde, ölüme inanmadığım için böyle yaşıyorum diyebilirim :))

Yardımcı olabildiysem ne mutlu. Tabii başka sorunuz varsa cevaplarım.

11 yıl, 9 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Hiç düşünmedim. Şüpheye düşürecek şekilde davranmadı çünkü. Bana güveni tamdı. Tam da. (: Ne yaparsam kendime ayparım sonuçta. (:

11 yıl, 9 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Tebrikler babana :) Ben din değiştirsem ne yaparlardı acaba :D

11 yıl, 9 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Önemli olan, sen memnun musun? Bence, tabi. Yani içten içe, şöyle olsaydı olurdu, bu niye böyle, of bu da çok saçma, gibi düşünceler içine girdin mi? O zaman ne yaptın. Şimdi huzurlu ve mutlu musun. :D

11 yıl, 9 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Elbette, böyle düşüncelerin içine giriyorum :) Herkes girer. Ben memnunum halimden. Evet, bazen insanın isyan edesi geliyor dini kurallar yüzünden. Sanki zindandaymışım gibi hissediyorum kendimi. Neden bu kadar kural koymuş ki, diyorum mesela. Ya da bu niye yasak ki, diyorum. Çok daralıyorum bazen. Son bir kaç gündür de şunu diyorum: Erkenden ölsem de daha az günahla gitsem öteki tarafa. :D Ama seviyorum. Allah'ı, dinimi, peygamberimi seviyorum :D Allah'a aşığım üstelik :D Sürekli affetmesini umuyorum. Onu istiyorum. Diyorum ki onu görmedikten sonra cennetin önemi mi var? Diyorum ki iyi ki Müslüman doğmuşum. Diyorum ki iyiki aşığım sana. Böyle atlatıyorum ben "kriz"lerimi. :D Ve şöyle düşünüyorum: Sadece en fazla 100 yıl yaşarsın ve ölürsün. Dayan, kurallara uy. Öteki dünyada istediğini yaparsın. Hoşlandığın çocuklar kölen olur, istediğin kadar yemek yersin, istediğin kadar uyursun. Ve en önemlisi orada Allah'la olursun. :)

11 yıl, 9 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Teşekkür ederim Defne :)) İddialı bir girişim oldu :))

11 yıl, 8 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Saçmalanmış olarak düşünmüyorum sizin yazdıklarınızı da başka arkadaşların yazdıklarını da. Herkes kendi düşüncesini belirtiyor sonuçta burada. :)

Din değiştirmek konusunda da sürekli daldan dala atlayan, bunu araştırıp üzerinde düşünmeden keyfi olarak yapanları kastetmemiştim aslında. Yazarken daha çok, ailesi bir dine inanıyor diye o şekilde yetişmiş fakat zaman ilerledikçe diğer dinleri merak edip, inceleyip, kendisine yakın olanı tercih etmiş kişileri düşünerek yazmıştım. Herkes sorgulamıyor sonuçta, ben neden buna inanıyorum, ne kadar inanıyorum diye. Insanın inandığı şeyi değişmesi bu kadar basit olmamalı diye düşünüyorum zaten. Bazı inançlar o kadar zıt ki birbirinden, başlı başına yaşam biçimini değiştirmek anlamına bile gelebilir bazen, bir inancı değiştirmek. İyice araştırmalı, üzerinde iyice düşünmeli diye inanıyorum.

11 yıl, 9 ay     
« geri 1 2 3 4
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar