Kitap Tavsiyesi ve Fikir Alışverişi

Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.

* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.


Tür: Genel | Açılış, 28 Temmuz 2011
<< tüm tartışmalar

Listeden cikarilan kitap "Kucuk Prens"

Tartışma Cevapları

11 ile 20 arası cevap gösteriliyor, toplam 28 cevap.
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Benim buraya eklediğim bölüm şu anki kitabın çevirisi. Orijinal kitabı bilemem çünkü onu okuyacak kadar Fransızca bilgim yok. Diğer çeviriler sadece çevireni bağlar.

Ama günümüz ortamında Osmanlı'yı yüceltme ve yükseltme ülküsü çok güçlüyken, Osmanlı'daki kılık kıyafeti ve bu dış görünüşün Avrupa insanın algısında Osmanlı insanın değersiz görüldüğünü anlatan bir katbın pirim yapmayacağı çok açık.

Ay'raç arkadaşım sinirli bir veli ile uğraşmaktansa kitabı kütüphaneye almamanız çok daha iyi olmuş.

9 yıl, 3 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Galiba okudugumuz yas ile alakali bir durum.Cocuk iken okudugumda anlamamistim, ama suan bilincinde olarak tekrar elime aldigimda farknesiyorum.sayfa 22'de.Turk bilimadamindan bahsediliyor, kilik kiyafetinden dolayi diger bilimadamlarinca kale alinmamis, sonra neyse ki bir diktator gelmis ve kifet devrimi yapmis da sonra bilimadamlari kale alip dinlemisler Turk'u.

9 yıl, 3 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

@Baran arkadaşım Türkiye artık bilgi kirliliği ile kaynayan bir yer haline geldi. Derin Tarih diye bir dergi var. Damat Ferit Paşa'yı 11 çocuklu yapmıştı.Halbuki Mediha Sultan ile Ferit Paşa'nın çocukları olmamış ve Paşa, eşinin oğlu ile torunlarını ailesi kabul ederek mirasını da onlara bırakmıştır.

O nedenle ne okuduğuna dikkat etmek lazım. Ayrıca Fes'in nasıl bir tarihsel gelişimi olduğunu anlatmıştım. Fes'e bağlılık olmayan bir İslam inancı haline gelmiş. Bari fes Müslümanların kıyafeti olsaydı da bu kadar vavela koparılsaydı.

9 yıl, 3 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Ay'raç arkadaşım en önemli hata burada işte. Küçük Prens bir çocuk kitabı değil. Bir yetişkin kitabıdır. Küçük Prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. Kitapta Küçük Prens'in ağzından yetişkin insanların hataları, aptallıkları ve büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışı vurgulanır. Çocukluğunu iyi hatırlayan herkes bunu anlayacaktır. Çünkü çocuklar olanı görür. Toplumsal şartlandırmaları ve bahneler bulma ya da suçlama mekanizmalarını değil. Bence her yetişkinin çocukluğunu o temiz, yalanlar ile dolmamış aklını hatırlaması için okuması gereken bir kitap.

9 yıl, 3 ay     

Bu yorum silinmiş

0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Zaten günümüzde doğruyu söyleyenler çocuklardır. Yetişkinler doğruları sarhoş olduklarında söylerler.

9 yıl, 3 ay     
5 kişiden 4 kişi beğenmiş.

Bir şey anladıysam ne olayım! Konuyu açan arkadaşın neyin hakaret olduğunu dahi yazmamış. İşin ilginç yanı çok kısa sürede (bir saat... çok mu... yarım saat...) okunacak bir kitabı okumadan, (doğru veya yanlış) duyuma dayanarak ilgili kitapta hakaret olduğunu söylüyor (üstelik bu kişi öğretmen olduğunu söylüyor). İlginç yani! Hakaret diye bahsedilen şey Trueblue arkadaşımızın bahsettiği bölüm ise gerçekten dükkanı kapatıp gidelim. Bu bir tarih kitabı değil masal. Varsayalım ki içeriği masal olan Küçük Prens'de karakterlerden biri "Türkler aptaldır" demiş olsa, buna hakaret deyip kitabı yasaklayacağız mı? Bir insana (ister doğru, ister yanlış) diktatör demenin hakaret olduğunu kim söyledi? Türkiye'nin Pedegoji anlayışı acayip yani. Fransa'da 10 yaşındaki çocuklara okutulan bazı kitapların içinde geçen bazı metinleri görseniz... yani...

Belirli bir eğitim düzeyine sahip insanlardan bazılarının "hakaret" olgusunu algılama biçimlerine hayret ediyorum. Milli Eğitim'de Ermeni, Rum, Arap ırkına hakaret devlet politikası olduğu bir yerde Türk'e hakaret edilmesini sorun yapmak çok komik geliyor bana. Daha düne kadar Kürt ırkı insandan değildir tezi devlet politikası değil miydi (ben Türküm ve bundan da gurur duyuyorum, ki onlar tarihe yön vermişlerdi, Rum veya Arap da olsaydım gurur duyardım, çünkü onların da çok katkıları oldu uygarlığa!) "İnsana hakaret edilmez" prensibimiz olacağına "ırkıma hakaret ettirmem" prensibimiz olmuş. Aslında hayvana bile hakaret edilmez ya, orası ayrı bir trajedimiz! Çünkü hiçbir hayvan hakaret geni taşımaz. Hakaret kültürü sana/bana insana mahsustur! Hiç bir kitapta hiç bir ırka, gruba, öndere, peygambere, (ister taştan olsun, ister altından olsun) hiç kimsenin tanrısına ve insana hakaret edilmesin isteriz! Yalnız, herkesin (peygamberi ve tanrısı hariç) ırkı, grubu, önderi ağır ve sert eleştiriye hazır olmalı. Herkesin çok ağır eleştirilip sorgulanacağı bir döneme giriyoruz. Çağdaş gençliğe hazır olun, benden söylemesi!


===============================================================
Murat Belge'nin 12/08/2005 tarihinde Radikal'de çıkan 'Küçük Prens' nasıl okunur? yazısı:

Sabahın gazetelerine bakarken, Vatan'da Saint-Exupery ve Küçük Prens üstüne bir haber-mülâkat karışımıyla karşılaştım. Şöyle bir başlık: 'Küçük Prens'te Atatürk'e hakaret yok, Avrupalıya eleştiri var!'

Bu kitapta, evet, laf arasında, 'Türk diktatörü' diye bir laf geçer. Anlaşılan bu, bizde hep olduğu gibi, bir mesele haline geldi, diye düşünüp gerisini de okudum. Geçen gün de '100 Temel Eser' denilen o öteki tuhaflığın arasından çıkarıldığına dair bir haber gözüme ilişmişti. 'Acaba arada bir bağlantı mı varmış?' diye düşündüm ve kitabı çeviren Fatih Erdoğan da bunun muhtemelen böyle olduğunu söylüyor: "'Atatürk'e hakaret eden bir kitabı nasıl listeye koyarsınız' gibi, baskılardan çekindiler" demiş. Bunu hiç kaçırmayacak çok kişi var ortalıkta. Bu vesileyle hükümete 'gerici', 'Atatürk düşmanı' diye bağırırken, Atatürk'le ilgili bir cümlenin varlığı veya yokluğuna göre, bir kitabı listeden çıkarmayı 'çağdaş'lığına sığdıranlar... Bu 'çağdaşlar'dan yana eksiğimiz olmaz hiç.
Haberde, Türkiye'de sevilen bir kitap olan ve bu nedenle birçok farklı çevirisi yayımlanan Küçük Prens'te bu bölümün şimdiye kadar nasıl çevrildiği de gösterilmiş. Bu Türkiye'de çok sık olabilir durumdur. Bir kitabı çevirirken, buranın yasal ya da yalnızca ideolojik yapısına uyup uymayacağına dikkat etmek zorundasınızdır. Önemli olan bizim yasal ya da ideolojik yapımız olduğuna göre, kitabın gerçekliğini değiştirmişsin veya çarpıtmışsın, ne çıkar? Bizim anlayışımıza göre gerçeklik zaten çarpıtılmak üzere var olan bir şeydir.
Resmi düzey, resmi ideoloji bunun kabulüne dayalı durduğuna göre, özel bireyler de kendi özel çarpıtmalarını yapma hakkına sahipler. Bu arada Nehir Yayınları için kitabı çeviren, aklından, gönlünden geçeni dökmüş, 'Sokağa başını örterek çıkan kadınların örtülerini, genç-ihtiyar demeden polis ve jandarma eliyle, zorla açtırmış.' Küçük Prens'in kendisinde olmasına imkân olmayan sözler, ama madem adamcağız Atatürk hakkındaki hissiyatını başka türlü söyleyemiyor, Saint-Exupery'nin arkasına sığınıp, 'Bu bir çeviridir' ayağına yatarak söyleyecek. O bunları söyleyecek, öbür cephe de 'diktatör' lafını sansürleyip 'lider' diyecek. Bu konuda en son söz sahibi olan herhalde Saint-Exupery'dir.

Bu arada, mülâkat veren yayıncı da son derece nötr birtakım olgulardan söz eder bir havada, anlatıyor: "Lider olumlu, diktatör ise olumsuz bir çağrışım yapıyor... (Biz) 'Türk lideri' dedik. Yalnız geçen yıl çevirmenimiz, orijinalliğini bozmamış ve 'Türk diktatörü' olarak çevirmiş. Ama tepki oldu. Yeniden 'Türk lideri' ifadesine döndük."
Bu anlatımdan, 'ama tepki oldu' kısmını ben resmi düzeyden gelen bir şey olarak değil (zaten oradan bir şey geldiğini hatırlamıyorum), 'halk'tan gelen bir tepki olarak yorumladım. Bu da birileri için 'ideal durum' olmalı -Türkiye nihayet istenen kıvama geldi. 'Otoriteler'in uyuduğu durumda, halkımız bu gibi durumları tespit ediyor ve milli duygularını anında dile getirerek müdahale ediyor. Herkes polisini, savcısını yüreğinde taşıyor.

Küçük Prens'i okuyup burada başka bir şeye değil de, 'Türk diktatörü' lafına takılacak zihni yapıyı, böyle bir 'okuma adabı'nı almış okurlardan meydana gelmiş bir toplum olmak, büyük bir başarı.

9 yıl, 3 ay     
3 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Sizlerle de ayni fikirde olmak beni sevindirdi.Velilerden ziyade insanin vicdani daha cok ugrastiriyor insani...eger kutuphaneye alsaydim vicdanim rahat etmeyecekti.

9 yıl, 3 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Çocukların doğru bakış açısına en güzel örnek bence Kralın Yeni Elbiseleri adlı masaldır.

"Sadece akıllılar görebilir !" denilen elbiseyi göremediğini söyleyip aptal durumuna düşmek istemeyen halk sesini çıkaramazken sadece küçük bir çocuk haykırmış;

- "Kral çıplak !"

Çocukların bakışı benim için her zaman yetişkinlerinkinden değerlidir. Çünkü onlar Kral Çıplak diyecek yegane dürüst insanlardır. Bu nedenle yetişkinlerden daha öte bir algıya sahiptirler. Çocukların algısını ilk çocukluklarındaki gibi tutmak daha önemlidir bence. Dürüst çocukların süslü yalanlar ile muhteşem yalakalar haline dönmesi en büyük acıdır.

9 yıl, 3 ay     
3 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Ogretmenlik konusunda hassas degil, bir yaranizin oldugunu dusunmekteyim.Zahmet edip yargilamadan once diger mesajlarimi da okusaydinuz demek istedigimi anlardiniz sanirim.Ben sizlerle bir terddutumu paylastim.Bence okutulmali veya okutulmamali cevabi aciklamasiyla birlikte yeterli idi.Yine de fikir beyan eden arkadaslara tesekkur ederim.Ben okutmamayi tercih ettim..kendileri ayrica okursa bir sey diyemem, ama cocuklar hele de 5.sinif cocugu bu cumlelerden bizim bekledgmiz veya anladigimiz yorumu cikaramazlar..
Saygilar.

9 yıl, 3 ay     
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar