Yaşamın Ucuna Yolculuk

8 puan

Tatil insanlarının geçiciliği
Sınırların görünmez engelleri
Kafka, Svevo ve en çok da Pavese'nin izlerini tatmak isteyen Tezer Özlü.

Edebiyat acıdan, izlenimlerden ve görünmez bir şevkin yakaladığı ironiyle doğar. Bunca acı, bu karamsarlık ve çevrenin ektiği kaygı tohumlarını en az Tezer Özlü kadar hissedebilmek... En zoru bu belki de... Sırça Fanus'a selam yollarken ondan daha acı bir keskinlik var Yaşamın Ucuna Yolculukta. O yolculukta yalnız olduğunuzu bilmeniz de cabası.

Bir gezi yazısından ziyade üç yazarın peşinde yaşamlarını anan Tezer Özlü otel odalarının kasvetinde ve yabancı dokusunda günlerce gidiyor. Duvarları anarken Tezer Özlü o dönemde heyula gibi yükselen 'Berlin Duvarını' anıştırmıyor mu ayrıca? Dönemin o vurgun yemiş insanlarını anarken aslında üç büyük yazarın (Pavese ve Svevo okumamış olsam da henüz) kumaş pantolonlarına sarılmıyor mu Tezer Özlü? Kendi sığınağında boğulurken o üç büyük yazarı tekrar kımıldatabilmiş. Ve sonra Pragla devam ediyor yolculuğu taa Torino'ya kadar gidiyor, Pavese'nin intiharıyla süsleniyor kendi yaşamı.

Nitekim okur da hissediyor Tezer Özlü'nün hissettiklerini.

"Duvarlar yaşamımızdaki mezarlar mı?"

"Aynı gökyüzünün dünyanın tüm ülkelerini kapsamasına olanak var mı?"

"Sen düşüncelerle yaşıyorsun, diğerleri gerçeklerle." (Pavese'den)

"Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle, kendini kurtarmayanı hiç kimse kurtarmaz" (Pavese)

"Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene aranızda yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorumi bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle, okullarınızla, iş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınıza içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı ve düzenli bir insandan başka her şeyi duyuyorum" (ne dersiniz, sizler de duydunuz mu bir şeyler?)

"Önümde gene bir zafer anıtı. Bir ülkenin zaferi, diğer ülkenin yenilgisi. Zaferler de yenilgiler de insan ölüleri üzerinden geçiyor."



Benim gibi alıntı paylaşmayı pek sevmeyen biri için bile akıp gider alıntılar. Bilmiyorum tehlikeli ama okunması gereken bir kitap. Yaşamın Ucuna Yolculuk, yaşamdan, bir uçtan bir uca, bir yazardan bir diğerine süzülüp giden yağmur altı kitabı sanki...






Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »